HÜDA PAR Ankara İl Başkanlığının kongresine katılan HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, burada bir konuşma yaptı.
Kongrenin hayırlara vesile olmasını dileyerek Ramanlı, HÜDA PAR Ankara İl Teşkilatına başarılar diledi.
"Maalesef Gazze'miz halen bombardıman altında" diyen Ramanlı, "Her dakika yeni bebekler katlediliyor. Yeni insanlarımız enkaz altından çıkarılamayacak derecede mağdur oluyor. O sebeple bizler Gazzeli kardeşlerimizin acısını 20 günden fazladır yüreğimizde hissediyoruz. Ama bir şey daha hissediyoruz; bir öfke hissediyoruz. Bu öfkemiz sebebi acziyetimizin ta kendisidir. Nasıl oluyor da sayısı 2 milyara yaklaşan bir İslam alemi, 60'a yakın devletiyle bir avuç siyonistin bu mezalimliğine bırakın engel olmayı, sesini dahi yükseltemiyor. Bu acziyet öfkemizin kaynağıdır. Bu öfke bütün İslam alemini bugün çepeçevre kuşatmıştır." dedi.
"Öfkemiz neticesi olarak yöneticilerimizi, bizleri bizler adına idare edenleri harekete geçirmek için kullanabiliyor muyuz?"
Ramanlı, devamında şunları söyledi:
"Gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine 20 gündür acaba bize hayat var mı? Emin olun evlerimizde çocuklarımızın başını okşamaya dahi haya ediyoruz. Çünkü Müslüman kardeşlerimizin çocukları, evlatları, bebekleri her gün bombalanıyor, katlediliyor. 2 buçuk milyona yakın nüfusa sahip olan Gazze, adeta açık hava hapishanesine dönüştürülmüş. Elektrik yok, su yok, yakıt yok, tıbbi alet edevat neredeyse bitme aşamasında. Ve tam 20 gündür bütün İslam alemi olarak biz bu zilleti iliklerimize kadar yaşıyoruz. Bir halk olarak, bir ümmet olarak, dahası bütün bir insanlık olarak hepimiz meydanlarda değil miyiz? Hepimiz sosyal medyada bu mezalimin bir an önce bitmesi için sesimizi yükseltmenin, sesimizi duyurmanın telaşında değil miyiz? Peki bir şey elde edebiliyor muyuz? Bu zulme dur dedirtebiliyor muyuz? Maalesef hayır. İşte bu zillet hali öfkemizin kaynağıdır. Peki bu öfkemiz neticesi olarak yöneticilerimizi, bizleri bizler adına idare edenleri harekete geçirmek için kullanabiliyor muyuz?"
"ABD'nin ve Avrupa liderleri tek tek siyonistlere biatlarını tazelemek için Tel Aviv'e gittiler"
İşgalci siyonistlerin en az 75 yıldır bu zulmünü adım adım büyüttüğünü belirten Ramanlı, "İşgal alanlarını her geçen gün büyütüyor. Bugün zulmünün zirvesini yaşıyor adeta. Ben hatırlamıyorum; bugün olduğu kadar haçlı siyonist ittifakı göğsünü gere gere Müslümanların katledilmesine sevindiklerini. ABD'nin Avrupa başkentlerinin liderleri tek tek siyonistlere biatlarını tazelemek için Tel Aviv'e gittiler. Peki, haklı olduğunu bile bile, mazlum olduğunu bile bile hangi İslam ülkesinin lideri ya da hangi önderimiz Gazze'ye gitmeye cesaret edebildi? Gazze halkıyla dayanışma içerisinde olduğunu yerinde ilan edebildi? Hiçbiri. Bizler ümmet olarak bu zilleti hak ediyor muyuz? El-hak, maalesef hak ediyoruz. Çünkü bizler izzetin, şerefin Allah'a, Peygamberine ve müminlere ait olduğu düsturunu unutalı yıllar oldu. Bizler kardeşler olduğumuzu unutalı on yıllar oldu. Bizler dünyalığı elinin tersiyle iten, önderimizin mirasını reddedeli 100 yıldan fazla bir süre oldu. Bizler izzetin kaynağını unutmuş iken, bizler reddi miras yapmış iken bu zilleti elbette sonuna kadar hak ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Aynanın karşısında gördüğünüz kişi ümmetin kurtarıcısının kendisidir"
Konuşmasına hükûmetin Filistin meselesine yaklaşımına tepki göstererek devam eden Ramanlı, şu ifadelere yer verdi:
"İstanbul'da 1 buçuk milyon insan toplandı. Hepimizin ve hepinizin umudu oydu ki, hiç olmazsa hükümetimiz somut bir adım atacağını orada ilan etsin. 100 binlerin sloganına, ne cevap verdiği hükümetimiz? 'Ey Birleşmiş Milletler, niye müdahale etmiyorsun?' Sorusuyla cevap verdi. Daha ne zamana kadar somut adımların atılmasını bekleyeceğiz? Daha ne zamana kadar izzeti ile, şerefi ile, şanı ile Müslümanların imdadına koştuğunu gözleyeceğiz? Demek ki daha yürünecek çok yolumuz varmış. Bugün bu zillet halini yaşıyorsak kusuru hiç kimsede aramayalım. Müslümanlara sahip çıkacak birilerini bekliyorsak, başka kapılardan ümit devşirmeye çalışmayalım. İçinizden her kim 'Bu ümmetin sahibi kimdir, bu ümmetin koruyucusu kimdir? Bu ümmete kim kol kanat gerecek, kim ümit olacak?' diye soruyorsa istisnasız hepinizi aynanın karşısına geçmeye davet ediyorum. Aynanın karşısında gördüğünüz kişi ümmetin kurtarıcısının kendisidir."
"Geçmişte ektiğimiz tohumlar bugün çiçek verdi"
HÜDA PAR olarak nasıl bir süreçten geçtiklerini anlatan Ramanlı, "Siyaset sahnesine çıkalı 10 yıl oldu. Her geçen gün üzerine koya koya davamızı büyütüyoruz. Bugün bir karikatür gördüm ve adeta hür davanın hür neferlerini onunla özdeşleştirdim. Bombardıman altında ailesini kaybetmiş yavrucak sağ kurtulmuş. Bir sonraki karede eline sapan taşını almış işgalci ile mücadele ediyor ve son karede artık silahını kuşanmış, tam teçhizat siyonistlerin kâbusu olacak bir askere dönüşmüş. İşte geçmişte bizi adeta bir kaşık suda boğmak isteyen zalimlerin ellerinden geçtiğimiz o günleri hatırlayarak ve partiyi kurduğumuzda türlü türlü entrikalarla, tuzaklarla, saldırılarla muhatap olduğumuz o süreçten bugün tüm Türkiye'nin hatta İslam dünyasının konuşmaya başladığı bir davaya dönüşümünü gözünüzün önüne getirin istiyorum. Tıpkı o enkazdan kurtulan Gazzeli çocuğun bugün siyonistlerin korkulu rüyası olması gibi. Bizler de geçmişte canını zor kurtaran ama bugün sadece kendi dava arkadaşlarının değil ülkedeki bütün Müslümanların, ülkedeki bütün ezilmişlerin kendini ikinci sınıf vatandaş gören ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılan bütün insanların, bütün mahrumların, bütün yoksulların adeta ümidi haline gelen bizlere çok büyük görevler düşüyor. Geçmişte ektiğimiz tohumlar bugün çiçek verdi, meyveye durdu. Ama önümüzde daha bir orman olmak var. Bütün ülkeyi çepeçevre kuşatmak var. Öyle kendinizi zayıf görmeyin. Kendinizi asla yetersiz görmeyin. Eğer insanlar bütün bu mahrumiyetimize, bütün bu imkansızlıklarımıza rağmen bizi kendilerine bir öncü, bir önder, bir ümit kabul ediyorlarsa, bu cevherimizin artık bizler de farkına varalım." diye belirtti.
"Bizim önderimiz de rehberimiz de Peygamberimizdir"
Ramanlı son olarak, "Bugün belki mütevazi bir salonda Ankara'mızda kongremizi gerçekleştiriyor olabiliriz. Çok yakın bir gelecekte daha büyük alanlarda belki meydanlarda kongrelerimizi yapmak zorunda kalacağız. O günlere daha bugünden hazırlık yapmamız gerekiyor. Ama biz öğretmeni zalimler olanlardan değiliz. Biz rehberi fasıklar olanlardan değiliz. Bizim önderimiz de rehberimiz de Peygamberimizdir, şehitlerdir, velilerdir. Emeğimizi daha da arttıracağız. Çalmadık kapı, görüşmedik kişi gitmedik köy bırakmayacağız. Emin olun bizler ihlasla çalışırsak Allah birimizi bin ettiği gibi binimizi de milyon edecektir. Çünkü Allah samimiyetle çalışanın çabasını ve emeğini asla boşa düşürmez. Hele mümininkini asla düşürmez. Bizler adaletimiz ile kardeşliğimiz ile dayanışmamız ile bütün bir milletin elinden tutacağız ve Allah'ın izniyle iktidar olacağımız, hükmedeceğimiz günleri de inşallah bu salondakiler ile hep birlikte göreceğiz. Bu vesileyle başta Gazzeli kardeşlerimiz olmak üzere yeryüzündeki bütün Müslümanların dili, dini farketmeksizin bütün mazlumların kurtuluşa ermesi duasıyla. Allah'ım! Bizi idare edenlerden, gaflet içerisinde olanlara şuur ver. Şuurlu olup da korkak olanlara cesaret ver. Cesur olup da imkansızlıktan dolayı boğuşanlara da imkân ver, kudret ver ki bu zalimler bir daha zulmetmeye cesaret edemesin." şeklinde konuştu. (İLKHA)