Eğitim-Bir-Sen Batman Şube Başkanı Şehmuz Önlü, 28 Şubat darbesinin yıldönümü nedeniyle yazlı açıklama yaptı.
28 Şubat Post modern darbesinin emperyalist bir düzenek olduğuna dikkat çeken Önlü, "28 Şubat, emperyalist düzenek olma vasfını bütün yönleri ve yöntemleriyle ortaya koyması, baskı, dayatma, zulüm bağlamında sınır tanımaması yönüyle ‘postmodern darbe’ olarak tanımlanması gibi özellikleriyle önceki darbelerden farklıdır." dedi.
Önlü, 27 yıl önce yapılan, insan hakları, düşünce ve demokrasi tarihimizde bir kara leke olarak anılan/anılacak olan bu darbeyle, ülkenin maddi ve manevi kaynaklarının yok edilerek milletin dize getirilmesi amaçlanmış; hayatın her alanında, ancak kaba sömürgecilerin işgalinde yaşanacak zulüm ve baskı düzeni egemen kılındığını vurguladı.
28 Şubatçı ihanet şebekesi, asker, yargı, siyaset, medya, iş çevreleri ve kimi sözde sivil toplum kuruluşlarındaki iş birlikçileri ile bir dizi yasa dışı ve gayrimeşru uygulamayı zorbaca dayattığını belşirten Önlü, "O gün milletimizin bin yıl boyunca tarihe ve nesiller boyu ruhumuza kök salmış yerli ve millî değerlerine açıktan savaş açılmıştır. Millet iradesinin özgür seçimle iktidara getirdiği hükûmetin yürütme hakkı gasbedilmiş, demokrasi yara almış, fikir özgürlüğü ayaklar altına alınmış, ekonomi çökertilmiş, banka kasaları boşaltılmış, hazine soyulmuş, milyonlarca insanımız inancından ve düşüncelerinden dolayı fişlenmiş, taciz edilmiş, hakarete uğramış, sorgulanmış, yargılanmış, binlerce kişinin işine son verilmiş, özetle ülke ve millet her bakımdan mağdur edilmiştir. Darbenin, siyasal iktidarın ülkeyi her alanda düzlüğe çıkarmaya başladığı bir dönemde tezgâhlanması çok manidardır." ifadlerini kullandı.
Önlü açıklamasının devamında şöyle dedi: "Keyfî uygulamalarla, zorbalıklarla sürdürülen toplum mühendisliğinin millî değerlere düşmanlığının, başörtüsü yasağı ve eğitime operasyon üzerinden hâkim kılınmaya çalışılması düşündürücüdür. Bu gerekçeyle üniversitelerde başörtülü kızlar ikna odalarına alındı, turnikelerden geri çevrildi, eğitim hakları ellerinden alındı. Kur’an kursları, vakıfların faaliyeti yasaklandı. Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçildi. İmam hatiplere düşmanca tavırlar alındı, katsayı uygulamasıyla bu okullarla birlikte meslek liselerinin önü kesildi."
Sendika olarak kendilerini milletin ve iradesinin üstünde görenleri, milletin tanklarını ‘demokrasiye balans ayarı’ çekmek için kullananları millet düşmanı ve emperyalist uşağı olarak kodladıklarınıa dikkat çelen Önlü, "Postmodern darbeye, mevzuatına, uygulamalarına ve müktesebatına karşı her zeminde mücadele ettik. Bu mücadelenin sivil toplum olmanın, emek mücadelesi vermenin yüklediği doğal sorumluluklar olduğunu kabul ettik ve bu gerçeğin altını çizdik. O dönemde ikna odaları kuranları, üniversite kapılarına turnike koyduranları, başörtülü kızlarımıza şiddet uygulayanları, cuntanın yanında ve emrinde hazır olda durup millî iradeye, demokrasiye ve hürriyete yönelik taciz suçlarına ortak olanları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız." dedi.
Kaynak: HÜR24 Haber