HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Narin Güran cinayeti üzerinden partilerine yönelik gerçekleşen karalama kampanyalarına ilişkin, "Bu, acılar üzerinden siyasi rant devşirmek demektir. Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle ‘menfaate dayalı siyaset yapmaktır’ ki bu da bize göre canavarlıktır." dedi.
Narin'in ölümü dolayısıyla derin bir acı yaşadıklarını ve katil ya da katillerin bir an önce bulunması gerektiğini belirten Ramanlı, Narin’in kayıp olduğu ilk günlerde diğer STK ve siyasi partiler gibi HÜDA PAR’ın da köye giderek aileyi ziyaret ettiklerini hatırlattı.
Narin Güran’ın ailesinin HÜDA PAR’lı olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Ramanlı, "Ailenin HÜDA PAR’a üyelikleri yoktur. O köyde HÜDA PAR üyesi bir kişi bile yok. DEM Parti başta olmak üzere pek çok siyasi parti olayın veya ailenin partimizle ilişkilendirmek suretiyle partimizin karalanması yönünde bir kampanya yürüttü, halen de yürütüyorlar. Bu siyaseten bu olayı istismar etmek demektir. Acılar üzerinden siyasi rant devşirmek demektir. Üstat Bediüzzaman’ın ifadesiyle ‘menfaate dayalı siyaset yapmaktır’ ki bu da bize göre canavarlıktır." dedi.
"Ailenin partimize üyelikleri söz konusu değildir. Partimiz o köyde oy oranları itibariyle baskın değildir"
Ramanlı, "Fail, suçlu, maktul, masum, mağdur her kesimden olabilir. Yani bir kişi HÜDA PAR’lıdır diye yüzde 100 kusursuz, hatasız olacak diye bir şey yok. Aynı şekilde başka partiler için de başka aidiyetler için de bu geçerli. Bir kişinin siyasi görüşü, anlayışı, dini, dili, kökeni belirleyici olmuyor çünkü herkesin kendine göre bir fikriyatı olabiliyor. Kötüler her yerden çıkabiliyor, iyiler her yerde vardır. Dolayısıyla bu yönde bir tezvirat yaptılar ama ellerinde patladı. Çünkü o ailenin bizim partimizle bir bağlantısı yoktur. O ailenin partimize üyelikleri söz konusu değildir. Partimiz o köyde oy oranları itibariyle baskın değildir. Bu tamamen siyasetin kirli yönünü bu olaya aks ettirmeye çalışan, siyaseti kirli emellerine alet etmek isteyenlerin maalesef tezviratları." diye belirtti.
"Siyasi saiklerle faaliyet yürüten basın-yayın organlarının cımbızlamak suretiyle cümleleri bir yere taşımasına alıştık"
HÜDA PAR GİK Üyesi Vedat Turgut’un, Diyarbakır'da Adli Tıp Kurumu önünde sözlerinin bazı kesimlerce tepkiye karşılanmasına ilişkin bir soruya Ramanlı, şunları söyledi:
"Biz inançlı insanlarız. Bin yıldan fazla bir süre İslam inancıyla yoğrulmuş insanlarız. İnsan hayatının ne kadar değerli olduğunu dinimiz bize emrediyor. Bir insanın canına kıymanın bütün bir âleme kıymak olduğunu dinimiz bize öğretiyor. Merhameti, iyiliği, yardımlaşmayı, sevgiyi bize emreden inancımızdır. Bunun karşısında fıtratı bozulanların yolu yöntemini pek çok defa görüyorsunuz. Mesela Gazze'deki katliamları görüyorsunuz. Avrupa'nın göbeğinde meydana gelen Bosna Katliamı’nı görüyorsunuz, çoluk çocuk demeden binlerce insan katlediliyor. ABD'nin Hiroşima ve Nagasaki'ye attığı atom bombalarını hatırlıyorsunuz.
Dolayısıyla her kültürde, her insanda, her coğrafyada kötüler ve iyiler olacak. Genel İdare Kurulu Üyemizin (Vedat Turgut) ifade etmeye çalıştığı şey şu; bizim özümüze dönmemiz gerekiyor. Bizim inanç temellerinde hayatımızı şekillendirmemiz gerekiyor. Rabbimizin razı olduğu bir hayatı yaşarsak bu tarz vakalarla karşılaşmayacağız ve böylesi canavarlık içimizden çıkmayacak. Ama biz özümüzden uzaklaştığımız için, biz inanç değerlerimizi terk ettiğimiz için kendisinin ifadesiyle; başımıza taş yağsa yeridir. Burada bir hakka, hakikate yönlendirme var aslında. Ama tabi medyanın ya da siyasi saiklerle faaliyet yürüten basın-yayın organlarının cımbızlamak suretiyle cümleleri bir yere taşımasına alıştık. Videonun içeriğini azıcık zahmet edip inceleyenler zaten bu minvalde bir konuşma olduğunu göreceklerdir." (İLKHA)