TBMM Genel Kurulu'nda konuşan HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, 2025 yılı bütçe kanunun teklifinin 3. tur görüşmelerinin yapıldığı oturumda HÜDA PAR adına söz aldı.
Ramanlı, "Bugün Türkiye'nin 2025 yılı bütçesini konuşuyoruz. Beş dakikalık konuşma süresi içinde bütçeyi detaylı bir şekilde değerlendirmek elbette mümkün değil ancak şunu önemle belirtmek isterim ki, bütçeyi sadece rakamlarla değerlendirmek, meselenin özünü ıskalamak olur. Sosyal adaletin yeniden inşası için vergi adaleti mutlaka ama mutlaka tesis edilmelidir. Bütçe borç ve faiz sarmalından kurtarılmalıdır. Dolaylı vergiler yoluyla yoksuldan da zenginden de aynı oranda vergi alınmasını ve millî hasılanın hatırı sayılır bir bölümünün faiz ödemelerine gitmesini doğru bulmuyoruz. Dar gelirli insanlarımızın sırtındaki bu yük hafiflemeli; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır." ifadelerine yer verdi.
"Önümüzdeki yüzyıl da kayıp bir yüzyıl olsun istemiyoruz"
Gençlerin hem maddi hem de manevi yönden güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Ramanlı, "Türkiye'nin ikinci yüzyılının şafağındayız. Askerî darbeler ve travmalarla geçen yüzyıl maalesef kayıp bir yüzyıl olmuştur. Önümüzdeki yüzyıl da kayıp bir yüzyıl olsun istemiyoruz. Bunun için hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Günü kurtarmak değil, geleceğimizi inşa etmek zorundayız. Artık gelir dağılımında adaleti sağlamalıyız, son kalemiz olan aileyi korumalıyız. Geleceğimiz olan gençlerimizi hem maddi hem de manevi yönden güçlendirmeliyiz. Bunun yolunun da sistemi medeniyet değerlerimize uygun şekilde yeniden yapılandırmaktan, kronikleşmiş sorunlarımızı hak ve adalet temelinde çözmekten geçtiğini bilmeliyiz. Bu da hiç şüphesiz ideoloji dayatmayan, her türlü vesayetten arındırılmış, temel hak ve özgürlükleri amasız, fakatsız teminat altına alan adil, yerli ve sivil bir Anayasa yapmakla mümkündür. Bu Meclis çatısı altında yeni bir Anayasa yapmaya gücümüz de, yetkimiz de irademiz de ziyadesiyle mevcuttur." dedi.
"Kardeşliğin edebiyatı çok yapıldı"
Konuşmasının devamında Ramanlı, şunları aktardı: "Hemen herkes her vesileyle Kürt ve Türk kardeşliğinden dem vuruyor ancak nedense hiç kimse kardeşliğin sebebini de temelini de dile getirmiyor. Buradan açıkça ifade ediyoruz. Bu temel, en güçlü ve en büyük ortak paydamız olan aziz İslam'dır. 'Peki, ama İslam bu konuda bize nasıl bir çözüm önerebilir ki?' diye soranlara sadece şu Hadis-i Şerifle ile cevap vermek yeterlidir sanırım: 'Sizden biriniz kendisi için istediği şeyi kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.' Sadece bu ilkeyi bile esas alıp uygulasak hangi sorunumuz çözümsüz kalır ki. Yitik, kaybedilen yerde aranmalıdır. Günümüz dünyası postmodern bir istilayla yüz yüzeyken Fransız İhtilali'nden kalma sınıflandırmaları bir yana bırakıp beraberliğimizi kalıcı şekilde mümkün kılacak olan bir kardeşliği eskilerin tabiriyle 'hukuku bihakkın tahakkuk etmiş' kardeşliği bu temelde yeniden hatırlamalı ve tesis etmeliyiz. Zira, kardeşliğin edebiyatı çok yapıldı. Gelin, artık bu kardeşliğin hakkını teslim edip hukukunu da inşa edelim. Kardeşliğimizin bozulmasından, birliğimizin dağılmasından istifade eden küresel siyonizm ve emperyalizm beldelerimizi birer birer işgal etmek için büyük bir iştahla ellerini ovuşturuyor."
Ramanlı, "İşte, gözlerimizin önünde Gazze'de bir yılı aşkın bir süredir soykırım devam ediyor. İslam dünyası olarak siyonistlere karşı somut ve caydırıcı adımlar atmak yerine, bu soykırımı sadece kınamakla yetiniyoruz. Bundan güç ve cesaret alan siyonistler Gazze'nin hemen ardından Lübnan'a şimdi de Suriye'ye saldırıyor. Suriye'nin siyonist ve emperyalist projeler doğrultusunda işgal edilip parçalanmasına asla izin verilmemeli, hiçbir şart altında bölgede siyonistlerin çıkarlarına hizmet edecek bir denkleme müsaade edilmemelidir." şeklinde belirtti.
"Bize düşen, adil, güvenli ve huzurlu bir Suriye'nin inşası için elimizden gelen katkıyı sunmaktır"
Bir millet vekilinin "Rojavada var Rojava. Mesela, bu Rojavadaki Kürtler için ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Ramanlı, "Aksine, hem Suriye'deki hem de Filistin'deki işgali sonlandırmak için gayret göstermeli ve mazlumların sesi olduğumuz kadar kolu ve kanadı olmayı da başarabilmeliyiz. Allah'a şükürler olsun ki Suriyeli kardeşlerimiz ağır bedeller ödemek pahasına da olsa nihayet Esad zaliminden ve Baas zulmünden kurtuldu. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da bizlere düşen Suriye halkının tamamını Arapların olduğu kadar Kürtlerin de Sünnilerin olduğu kadar Alevilerin de Müslümanların olduğu kadar gayrimüslimlerin de hak ve hukukunu korumaktır. Bize düşen, adil, güvenli ve huzurlu bir Suriye'nin inşası için elimizden gelen katkıyı sunmaktır. Bu vesileyle on yıldan fazla bir süredir acısını paylaştığımız mazlum ve muhacir Suriye halkının bu kez sevincine ortak olmayı bizlere nasip eden Rabbimize hamt ediyoruz. ... 'Zalimler için yaşasın cehennem' olan Kürtçe bir ifadeyi bu kürsüden tekrarlamak istiyorum: 'Ji bo zaliman bijî dojeh.'" diyerek konuşmasının sonlandırdı.
Kaynak: İLKHA