Suriye savaşının geldiği nokta ve yeni Anayasa sürecindeki çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR, İslam ülkelerinin her geçen gün savaş hazırlıkları yaptıklarını, buna paralel olarakperde gerisinde savaşı kışkırtan emperyalist devletlerinise kamuoyu önünde sözümona ateşkes kararı alarak tiyatro oynattıklarına dikkat çekti.
HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yayımlanan gündem değerlendirmesinde; Suriye konusunda özellikle İslam ülkelerinin içerisinde bulundukları pozisyon, emperyalist devletlerin hedefleri, yeni Anayasa sürecinde atılması gereken adımlar hakkında dikkat çekici açıklamalar yapıldı.
Suriye'deki savaşın ancak müzakereler ile sonlandırılacağına vurgu yapılan açıklamada, "Baas rejimin baskı ve zulümleri sebebiyle 2011 yılından bu yana devam eden Suriye iç savaşının, savaş yoluyla değil ancak müzakere ve sulh yoluyla çözülebileceği acı bir şekilde tecrübe edilmiştir." denildi.
"İslam ülkeleri kardeş Suriye halkının menfaatini değil, yörüngesinde konumlandıkları emperyalist devletlerin çıkarlarını öncelemişlerdir"
İslam ülkelerininkardeş Suriye halkının menfaatini değil, emperyalist devletlerin çıkarlarını öncelediğinin altının çizildiği açıklamada, "Daha fazla ölüm ve şiddet, çözümü değil aksine çözümsüzlüğü kurumsallaştıracak, barışı sulh ve selameti bir seçenek olmaktan çıkaracaktır. İç savaşın başlangıcından bu yana İslam ülkeleri savaşın bir tarafı olmayı tercih etmiş, kardeş Suriye halkının menfaatini değil, yörüngesinde konumlandıkları emperyalist devletlerin çıkarlarını öncelemişlerdir." ifadeleri kullanıldı.
Suriye iç savaşında İslam ülkelerinin aldığı pozisyonun eleştirildiği açıklamanın devamında, şu dikkat çekici değerlendirmeler yapıldı: "İslam ülkeleri, birbirleri ile savaşmak uğruna her geçen gün biraz daha hazırlık yaparken, perde gerisinde savaşı kışkırtan emperyalist devletler, kamuoyu önünde ateşkes kararı almaktadır. İslam ülkelerini savaşa hevesli, kendilerini ise barışçı göstermekten geri durmamakta, İslam ülkeleri ise bu tiyatroda gönüllü figüran olmayı içselleştirmiş bir görüntü sergilemektedirler. Savaşan taraflar veya bu tarafları açık veya örtülü olarak fiilen destekleyen ülkeler aracılığı ile değil, ABD ve Rusya arasında varılan bir ateşkesin Suriye için hayırlı ve kalıcı bir sonuç barındırdığı söylemek mümkün değildir. Zira 'Marksizm ve Emperyalizm, makasın iki kanadı gibidir, ancak İslam’ı kesmek için bir araya gelirler' sözü bugün bile güncelliğini korumaktadır."
"Suriye de kalıcı bir ateşkes, savaşan bütün kesimlerinin dâhil edildiği bir sürecin işletilmesine bağlıdır"
Emperyalist ülkelerin İslam ülkelerinin sınırlarını yeniden çizmeyi hedeflediklerine dikkat çekilen açıklamada, "Sykes-Picot’un yüzüncü yılında, İslam ülkelerinin sınırlarını, aralarında vardıkları paylaşım anlaşmalarıyla yeniden çizme hedefinde olan emperyalist ülkelerin, bu adımları kendi çıkarlarına hizmet için attıklarına şüphe yoktur. Suriye de kalıcı bir ateşkesin sağlanabilmesi, savaşan bütün kesimlerinin dâhil edildiği bir sürecin işletilmesine bağlıdır. Sağlanacak uzun süreli bir ateşkes ortamında, uluslararası bağımsız ve tarafsız gözlemcilerin gözetiminde Suriye’de Esed başta olmak üzere Suriye içi ve Suriye dışı bütün güçlerin saygı gösterip bağlı kalacağı adil bir seçim gerçekleştirilmelidir." denildi.
"Kemalist ve ırkçı zihniyetin ürünü olan maddeler tümüyle anayasadan ayıklanmalı"
Mecliste grubu bulunan siyasi parti temsilcilerinden oluşan komisyonun, yeni Anayasa için yeniden bir araya gelme çabalarını eksik ancak olumlu olduğunun belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Ana muhalefet partisinin anayasanın ilk dört maddesi ve başkanlık meselesini kırmızıçizgi olarak dayatması yeni bir Anayasa yapımı ihtimalini çıkmaza sokmuş olsa da halkın maslahatı gereği, kalan üyelerin katılımı ile bile olsa bu çalışmanın devam ettirilmesi gerekmektedir. Kemalist ve ırkçı zihniyetin ürünü olan maddeler tümüyle anayasadan ayıklanmalı, değiştirilemez/değiştirilmesi teklif dahi edilemez şeklindeki dogma haline getirilen metinlere yer verilmemelidir."
"Meclis içi ve meclis dışı partilerin tümüyle iştiraki ve istişaresi ile yeni bir anayasanın temelleri atılmalı"
Meclis içi ve dışı siyasi partilerin iştirakiyle yeni Anayasa'nın temellerinin atılması gerektiğinin belirtildiği açıklamada,"Devlet, halkının inanç ve değerlerine uygun bir anayasa ile ıslah edilmeli, anayasanın özüne dokunmaksızın yapılacak makyajlar, halka servis edilmemelidir. Bu itibarla, yeni anaysa konusunda ayak direten siyasi partilerin uzlaşmaz tavrına bağımlı kalınmadan, olmayacağı başından belli olan yüz de yüz bir mutabakat bahanesinin arkasına saklanılmamalı. Mevcut siyasi aktörler ile hem meclis içi hem de meclis dışı partilerin tümüyle iştiraki ve istişaresi ile yeni bir anayasanın temelleri atılmalı ve bu çalışma nihai bir sonuca ulaştırılmalıdır." ifadeleri kullanıldı.
"Kürtajla sonlandırılan gebelik sayısı yüz binleri bulmaktadır"
Kürtaj ve bebek katliamlarına da dikkat çekilen gündem değerlendirmesinin devamında, şu ifadelere yer verildi: "Türkiye’de 1983 yılında serbest bırakılan kürtaj, ciddi tıbbi bir gerekçe şartına bağlı olmaksızın uygulanmaktadır. İstatistiki verilere göre her 100 gebelikten 10’ u kürtajla sonlandırılmakta, kürtajla sonlandırılan gebelik sayısı yüz binleri bulmaktadır. Tıbben hayati tehlike hali gibi zorunlu bir gerekçe olmadıkça başvurulan kürtaj uygulaması, İslami ve insani hiçbir ahlak ölçüsü ile bağdaşmayan birer cinayettir."
"Kürtaj adı altında sergilenen katliamların önüne geçilmesi çağrısında bulunuyoruz"
Kürtaj uygulamasının, İslami ölçüler çerçevesinde ağır yasal temellerde yeniden düzenlenmesi gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, "Yapılan bir iş veya hareketin kanunen doğru olmasını yeterli görüp, ahlaken yanlış veya dinen haram kılınmış olmasını göz ardı eden seküler bakış açısı, çocuk cinayetlerine yasal kılıf bulmaya yönlendirmiştir. Bu vahşi anlayışa derhal son verilmesi, kürtaj uygulamasının, İslami ve ahlaki ölçüler temelinde ağır şartlarda yasal temellerde yeniden düzenlenmesi, kürtaj adı altında sergilenen katliamların önüne geçilmesi çağrısında bulunuyoruz." denildi.
HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yayımlanan gündem değerlendirmesinin tam metni:
SURİYE
Baas rejimin baskı ve zulümleri sebebiyle 2011 yılından bu yana devam eden Suriye iç savaşının, savaş yoluyla değil ancak müzakere ve sulh yoluyla çözülebileceği acı bir şekilde tecrübe edilmiştir.
Daha fazla ölüm ve şiddet, çözümü değil aksine çözümsüzlüğü kurumsallaştıracak, barışı sulh ve selameti bir seçenek olmaktan çıkaracaktır. İç savaşın başlangıcından bu yana İslam ülkeleri savaşın bir tarafı olmayı tercih etmiş, kardeş Suriye halkının menfaatini değil, yörüngesinde konumlandıkları emperyalist devletlerin çıkarlarını öncelemişlerdir.
İslam ülkeleri, birbirleri ile savaşmak uğruna her geçen gün biraz daha hazırlık yaparken, perde gerisinde savaşı kışkırtan emperyalist devletler, kamuoyu önünde ateşkes kararı almaktadır. İslam ülkelerini savaşa hevesli, kendilerini ise barışçı göstermekten geri durmamakta, İslam ülkeleri ise bu tiyatroda gönüllü figüran olmayı içselleştirmiş bir görüntü sergilemektedirler. Savaşan taraflar veya bu tarafları açık veya örtülü olarak fiilen destekleyen ülkeler aracılığı ile değil, ABD ve Rusya arasında varılan bir ateşkesin Suriye için hayırlı ve kalıcı bir sonuç barındırdığı söylemek mümkün değildir. Zira “Marksizm ve Emperyalizm, makasın iki kanadı gibidir, ancak İslam’ı kesmek için bir araya gelirler” sözü bugün bile güncelliğini korumaktadır.
Sykes-Picot’un yüzüncü yılında, İslam ülkelerinin sınırlarını, aralarında vardıkları paylaşım anlaşmalarıyla yeniden çizme hedefinde olan emperyalist ülkelerin, bu adımları kendi çıkarlarına hizmet için attıklarına şüphe yoktur. Suriye de kalıcı bir ateşkesin sağlanabilmesi, savaşan bütün kesimlerin dâhil edildiği bir sürecin işletilmesine bağlıdır. Sağlanacak uzun süreli bir ateşkes ortamında, uluslararası bağımsız ve tarafsız gözlemcilerin gözetiminde Suriye’de Esed başta olmak üzere Suriye içi ve Suriye dışı bütün güçlerin saygı gösterip bağlı kalacağı adil bir seçim gerçekleştirilmelidir.
KÜRTAJ VE BEBEK KATLİAMLARI
Türkiye’de 1983 yılında serbest bırakılan kürtaj, ciddi tıbbi bir gerekçe şartına bağlı olmaksızın uygulanmaktadır. İstatistiki verilere göre her 100 gebelikten 10’ u kürtajla sonlandırılmakta, kürtajla sonlandırılan gebelik sayısı yüz binleri bulmaktadır. Tıbben hayati tehlike hali gibi zorunlu bir gerekçe olmadıkça başvurulan kürtaj uygulaması, İslami ve insani hiçbir ahlak ölçüsü ile bağdaşmayan birer cinayettir.
Yapılan bir iş veya hareketin kanunen doğru olmasını yeterli görüp, ahlaken yanlış veya dinen haram kılınmış olmasını göz ardı eden seküler bakış açısı, çocuk cinayetlerine yasal kılıf bulmaya yönlendirmiştir.
Bu vahşi anlayışa derhal son verilmesi, kürtaj uygulamasının, İslami ve ahlaki ölçüler temelinde ağır şartlarda yasal temellerde yeniden düzenlenmesi, kürtaj adı altında sergilenen katliamların önüne geçilmesi çağrısında bulunuyoruz.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Yeni bir anayasa yapılması için meclis başkanı öncülüğünde, mecliste grubu bulunan siyasi parti temsilcilerinden oluşan komisyonun yeniden bir araya gelmesi çabalarını eksik ancak olumlu buluyoruz.
Ana muhalefet partisinin anayasanın ilk dört maddesi ve başkanlık meselesini kırmızıçizgi olarak dayatması yeni bir Anayasa yapımı ihtimalini çıkmaza sokmuş olsa da halkın maslahatı gereği, kalan üyelerin katılımı ile bile olsa bu çalışmanın devam ettirilmesi gerekmektedir. Kemalist ve ırkçı zihniyet ürünü olan maddeler tümüyle anayasadan ayıklanmalı, değiştirilemez/değiştirilmesi teklif dahi edilemez şeklindeki dogma haline getirilen metinlere yer verilmemelidir.
Devlet, halkının inanç ve değerlerine uygun bir anayasa ile ıslah edilmeli, anayasanın özüne dokunmaksızın yapılacak makyajlar, halka servis edilmemelidir.
Bu itibarla, yeni anaysa konusunda ayak direten siyasi partilerin uzlaşmaz tavrına bağımlı kalınmadan, olmayacağı başından belli olan yüz de yüz bir mutabakat bahanesinin arkasına saklanılmamalı. Mevcut siyasi aktörler ile hem meclis içi hem de meclis dışı partilerin tümüyle iştiraki ve istişaresi ile yeni bir anayasanın temelleri atılmalı ve bu çalışma nihai bir sonuca ulaştırılmalıdır.
HÜDA PAR GENEL MERKEZİ