6-7 Ekim Kobani olaylarında katledilen Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz'ün katil zanlılarının Ankara’da yargılandığı davanın 4'üncü duruşmasını takip etmek için gelen sivil toplum kuruluşları temsilcileri adliye önünde basın mensuplarına ve halka açıklamalarda bulundu.
Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesinin sıradan bir olay olmadığına dikkat eden STK temsilcileri, yazar ve siyasetçiler, davanın takipçisi olduklarını söyleyerek Allah ve insanlık için hakikatleri haykıracaklarını dile getirdiler.
AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, hakkın ve adaletin mücadelesinin Yasin Börü davasında verildiğini ifade etti.
"Bu emperyal planları bozacağız"
Burada hakkın ve adaletin mücadelesini verdiklerini söyleyen Turan, meselenin sadece Yasin Börü ve arkadaşlarının meselesinin olmadığını belirterek, "Yıllardır bölgede iç ve dış mihraplardan destek alarak bölgede Müslüman Kürt kardeşlerimize baskılar yapılmakta. Doğuda yıllardır Müslüman halka ve kendisi gibi düşünmeyenlere bu örgütün ne yapmak istediğini biliyoruz. Biz biliyoruz siz ise yaşıyorsunuz. Peki, gerçekten Müslüman Kürt halkının hukukunu savunan bir örgüt o halkın Müslüman camialarının fertlerini şehit eder mi, etmez. Bugün Müslüman kardeşlerimizi İslami kimliklerinden uzaklaştırmak istiyorlar. Bunun için şiddet ve katliamlara imza attılar. Bugün Yaşin Börü de bunlardan bir tanesi. Belki Yasinler daha da katledilecekler. Davalar sembollerle yaşar. Bizler de kendi sembollerimizim yaşattığımız sürece davamız unutulmayacaktır. Biz bu davayı takip edeceğiz. Bölgedeki insanlarla birlikte bu emperyal planları bozacağız.” dedi.
Diyarbakır Sur ilçesi Eski Belediye Başkanı Cemal Toptancı ise şehadetin önemine vurgu yaparak, Yasin ve arkadaşlarının birer sembol olduğunu belirtti.
"Yasinler katledilirken batı alkışlıyordu"
Şehadetin insanlığın kurtuluşuna vesile olduğuna vurgu yapan Toptancı, “Şehadet insanlığın dirilişi ve kurtuluşudur. Şehitler ölmez Yasin ve arkadaşları aramızda. İnsanlığın dirilişi için hukuk bekliyoruz. Yasin ve arkadaşlarını katledenler batının maşalarıydı. Amerika’da, Rusya’da ve Telaviv’de Yasinler katledilirken batı alkışlıyordu. Aslında evrensel bir savaş içerisindeyiz. Şu anda İslam coğrafyasında bir haçlı seferi var. Bu sefer İslam'a karşıdır. Yasin ve arkadaşlarının şehadeti çok anlamlı ve mukaddestir. Yasin’in şehadeti çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Medeniyet Vakfı Genel Başkanı Ali Kaçar ise Yasinlerin yolunu sürdüreceklerini söyledi.
"Uşaklarınızla ve planlarınızla insanlığın yakasından düşün"
Kaçar, şu ifadeleri kullandı: “Bugün acımasız katillerin insafsız yöntemleriyle infaz edilmiş bir Müslüman kardeşimizin davasını takip etmek için burada toplanıyoruz. Sıradan bir olayı takip etmiyoruz. Bir Müslüman olarak bir insan olarak vicdanı olan kim varsa hiçbir vicdan sahibinin kabul etmeyeceği ve yüreğinin parçalanacağı bir cinayete karşı mahşeri vicdanın sesi olmak için buradayız. Bunun için değerli kardeşlerim biz bu olayları sıradanlaştırırsak acımasız katiller her yerde kol gezer ve insanlık ailesi top yekûn perişan olur. Onun için bizlerde buradayız. Yeryüzünde kendi emellerini hâkim kılmak isteyenler bir Müslüman duruşuna asla tahammül gösteremezler. Bunun için kendileri gibi olamayanlara yaşam hakkı tanımamak için acımasız katliamlar gerçekleştirirler. Bunu vicdan sahibi insanları yıldırmak için yapıyorlar. Artık yeter uşaklarınızla ve planlarınızla insanlığın yakasından düşün. Bizler insanlığın vicdanı olmaya devam edeceğiz. Bu oyunları hep beraber bozacağız. Duyarlılığımızı asla kaybetmeyeceğiz.”
Bem Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay da katilleri azmettirenlerin de yargılanmasına değindi.
Vahşiler güruhun sadece bugün yargılananlardan ibaret olmadığını söyleyen Turbay, bunların birer maşa ve tetikçi olduğunu belirtti.
"Bunlar İslam'a ve Müslümanlara karşı bir güruhtur"
Turbay, "Bunların arkasında olanlar ne yazık ki ellerini kollarını sallayarak rahat bir şekilde dolaşmaktadırlar. 6-8 Ekim olaylarından sonra doğuda sergilenen vahşet bugün aramızda dolaşan o suçlu güruhun eseridir. Bunlar sadece insanlığa ve insani değerlere karşı olanlar değil aynı zamanda İslam'a ve Müslümanlara karşı bir güruhtur. Aytaç Baran’ı Diyarbakır'da, ailesiyle sofrada otururken Ethem Türkmen’i Adana’da, Mürsel Gün’ü sakalından dolayı İsltanbul’da katleden güruh aynı güruhtur. Yine Sur’da, Dargeçit, Derik, Silopi ve diğer yerlerde hayatın yaşanılmaz hale gelmesi bu güruhun eseridir.” diye konuştu.
MAZLUM DER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal da 6-8 Ekim olaylarında büyük bir vahşetin yaşandığını dile getirdi.
Ünsal, “6-8 Ekim olayları Türkiye Kürdistan’ının en karanlık sayfalarından birinin yaşandığı bir kesitti. Evet, Kürt ve Türk Ergenekon’un neler yaptığının hesabını inşallah bu davalarda görmüş olacağız. Sadece katillerin değil katilleri azmettirenleri de bu dava sonucunda inşallah ortaya çıkararak teşhir edeceğiz. Biz Mazlum Der olarak kim olursa olsun Yasin Börü ve arkadaşlarının davasının takipçisi olduk ve bundan sonra olacağız. Umuyorum ki bu dava 6-8 Ekim karanlığının ve vahşetinin aydınlatılmasında bir fırsat ve imkân olur.” diye belirtti.
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Latif Selvi de Yasin Börü davasının hak ve adalet arayışı olduğunu ifade etti.
"Hak ve adalet davası için burada bulunuyoruz"
Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesinin üstünün ört pas edilmemesi gerektiğini söyleyen Selvi, “Hak ve adalet davası için burada bulunuyoruz. Bu davanın kesinlikle ört pas edilmemesi gerektiği için buradayız. Yasin Börü ve arkadaşları Allah yolunda şehit olmuşlardır. Ülkemizi karıştırmak isteyen dış güçler ve maşaları var. Herkesin bildiği gibi Türkiye'yi karıştırmak ve kana bulamak isteyenler hep zalimliklerini yerine getirmişlerdir. Bunlar baktığınızda insanların hakikaten inanası gelir. Onların asıl zihniyetleri suratlarının arkasına yansımaktadır. Allah aşkına bölgedeki Kürt kardeşlerimize ne veriyorlar? Görüyorsunuz dünyayı başlarına zindan ediyorlar. Bunun bir tek nedeni vardır ki mümin olan Müslümanları zorluyorlar. Aldıkları oy karşılığında bölgede sadece zulüm ve kan bıraktılar.” ifadelerini sözlerine ekledi.
Doğruhaber Gazetesi yazarlarından Mehmet Emin Özmen ise şöyle konuştu:
“6-8 Ekim ekimleri bu zamanın şehitleri ve şahitleridir. Yasin ve arkadaşlarını şehit edenler neye düşmanlık ettiklerini iyi biliyorlar. Onlar Şeyh Said’ten, Said Nursi’den ve diğer mollalardan gelen nesli hedef aldılar. Saitlerden Yasinlere bir tarih var. Saidlerden Yasinlere giden yol bir siyer mektebidir.”
Kaynak: