HÜDA PAR Eğitim İşleri Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in, Diyanetin özerkleşmesi ile ilgili beyanatı nedeniyle açıklama yaparak, Diyanet kurumunun yapılandırılması ve 'Özerk' bir kimlik kazandırılması yönündeki açıklamaları, din-devlet ilişkilerinde vesayetin kalkması açısından önemli buldukları ifade edildi.
Yapılan açıklamada, "Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in basına yaptığı açıklamalarda değindiği doğudaki medreselerin yeniden yasal yapıya kavuşturulması ve Diyanet Kurumunun yapılandırılarak Özerk bir kimlik kazandırılması yönündeki açıklamalarını din devlet ilişkisinde vesayetin kalkması açısından önemli buluyoruz." denildi.
Medreselerin faaliyetlerinin Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile yasaklandığı hatırlatılarak, "Halkımızın İslami yaşantısının ve doğru bilgilenmesinin engellenmesi amacıyla özellikle Kürdistan coğrafyasında faaliyet yürüten medreselerin faaliyetleri Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile yasaklanmıştır. Yıllarca dayatılan bu zulmün son bulması açsından Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in dile getirdiği talepler önemlidir. Bu tür olumlu ve yapıcı tekliflerin toplumun maslahatı açısından ciddiyetle değerlendirmesi gerektiğini ayrıca belirtmek isteriz." ifadelerine yer verildi.
Parti programlarında belirttildiği şekilde devletin, dinleri şekillendirme salahiyetini kendinde görmemesine vurgu yapılan açıklamada, "Devlet, dinleri şekillendirme salahiyetini kendinde görmemelidir. Bu bağlamda Türkiye’de devletin dine müdahalesi ve dini şekillendirme aracı olarak yıllarca misyonuna muhalif olarak kullanılan kurumlardan Diyanet İşleri Başkanlığı Sayın Görmez’in de belirttiği gibi vesayetten kurtarılması için yeniden yapılandırılarak özerk bir statüye kavuşturulmalıdır." şeklinde Görmez'in açıklamasına destek verildi.
Devletin vatandaşın inancına müdahale edemeyeceği ve din ile dindara yönelik zorlama ve baskı olmaması gerektiği ifade edilen açıklamanın sonunda,"'Devletin kendisi dahi vatandaşın inancına müdahale edemez. Dine ve dindara yönelik zorlama ve baskı olmamalıdır. Devlet, vatandaşının hangi dine nasıl inanacağını, neye inanıp neye inanmayacağını belirleyemez, inancını yaşamasına müdahale edemez. Kimden gelirse gelsin her türlü baskı ve müdahaleyi önlemelidir.' Kahir ekseriyeti Müslüman olan bölge halkının adeta kültürünün ve örfünün bir parçası haline gelmiş olan medreseler ivedilikle ihya edilmeli, bu medreselere statü verilmesi konusunda yetkililerin üzerlerine düşen görevi ehemmiyetle yerine getirmelerini bekliyoruz." çağrısında bulunuldu.
Kaynak: Hür24 Haber