MEHMET ÖZCAN / DOĞRUHABER
Mısır'da Sisi cuntasının darbe yaptığı günden bu yana normal hayatların bile yaşanmaz duruma geldiği ülkede darbe karşıtı insanlara yönelik zulüm, baskı ve işkencede de sınır tanınmıyor. İhvan ağırlıklı darbe karşıtı koalisyona üye ve gönüllülerine yönelik tutuklama, işkence ve katliamların boyutu, çok ileri seviyelere ulaşmış durumda.
Darbe sürecinden bu yana 50 binden fazla darbe karşıtının tutuklanmasıyla birlikte cezaevleri, mevcut kapasitelerinin çok üstüne çıkarıldı. Zaten hukuksuz bir şekilde derdest edilmiş insanlar resmen balık istifi koğuşlarda tutuluyor.
Darbeyle görevinden uzaklaştırılan, ülkenin seçilmiş ilk meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi bile bin günü aşkın bir süredir esir tutulduğu zindanda ailesiyle görüştürülmüyor.
İhvan lideri Muhammed Bedii ve İhvan hareketinin üst düzey yöneticileri Muhammed Biltaci, Saad Ketatni gibi önemli isimler dahi zindanda bulunan diğer siyasi tutuklular gibi baskı ve zulümlere maruz kalıyor.
Mısır zindanlarındaki hayat şartları ise normal insanların bile hasta düşebileceği bir durumdayken, cezaevi yönetimlerinin çok katı kural ve işkenceleri, ülkede bulunan tüm zindanları ölüm dehlizlerine dönüştürmüş vaziyette.
Siyasi mahkûmlara hayatları sonlanana kadar sistematik işkence yapılıyor. Elektrik verme, kollardan asılma (israil askısı), yemekten mahrum bırakma, dil ve bazı hayati organları kesme, hücre cezası gibi bazı işkence yöntemlerine dayanamayarak ruhunu Rabbine teslim ederek şehid olanların sayısının 500'ü aştığı belirtiliyor.
Bu türden işkenceli ölüm vakaları, şu ana kadar tespit edilenler.
Resmi olarak belgelenen bu rakamın bir de gayrı resmi olanı var. Dahası, kaçırılarak gözaltına alınan ve yapılan işkenceler sonucu vahşice katledilen vaka sayısı da korkunç boyutlara ulaşmış durumda.
POLİS MERKEZLERİNDE İNSANLIK DIŞI İŞKENCELER…
Mısır'da polis merkezlerinde sorgulama aşamasında yapılan insanlık dışı işkenceler, zindanların içinde bile devam ediyor. Bu konuda sayısız görgü tanığı ve deliller mevcut. İşkence edilerek halen zindanlarda tutulan bu insanlardan birkaçını (ki bunlar arasında çocuk yaştakiler bile var) şöyle sıralayabiliriz:
KAYIP YASİR'İ POLİS'İN KAÇIRDIĞI SONRADAN ANLAŞILDI
Yasir Ahmed… 1990 doğumlu. 2016 yılı başında kayboldu. Sonradan polis tarafından kaçırıldığı anlaşıldı. Üç ay boyunca her türlü işkenceye maruz kaldı. Rejim polisi, Ahmed'in bedeni üzerinde adeta denenmedik işkence bırakmadı. Ahmed'e yapılan işkenceler arasında elektrik şoku, tazyikli su, aç bırakma, sövme, israil askısı ve daha nice ağır işkenceler var. Ahmed, şu anda yarı felçli durumda ve elleri tutmuyor. Kendisine yapılan bu vahşiliğin sonucu olarak Ahmed'in cezaevinde kendi kendine bakacak durumu bile yok. Ancak buna rağmen zorla tutulduğu zindanda ölümü bekliyor.
CUNTA POLİSİ İŞKENCE MERKEZİNE ABDULLAH'IN ANNESİ VE KIZKARDEŞİNİ DE GETİRMİŞTİ
Abdullah Seyid Şibravi… 1995 doğumlu, daha 21 yaşında. 6 Ekim Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencisi. Şubat ayında kayboldu, bir ay sonra polis tarafından kaçırıldığı anlaşıldı. Her türlü işkencelere maruz kaldı. Bu işkenceler Yasir Ahmed'e yapılanlardan eksik değildi hatta fazlası vardı. Hızını alamayan cunta polisi, Şibravi'nin annesi ve kız kardeşini de emniyete götürüp cinsel tacizle tehdit etti. Şibravi halen işkence dolu Mısır zindanlarında çile çekmeye devam ediyor.
MUHAMMED ABDÜLKADİR… EN AĞIR İŞKENCELERE MARUZ KALDI VE ŞU AN FELÇLİ
Muhammed Abdülkadir… 1972 doğumlu. Her türlü işkenceye maruz kaldı. Kendisine yapılan işkenceler o kadar ağır idi ki Muhammed Abdülkadir şu an felçli ve kendine bakamayacak durumda. Hastaneye götürülerek tedavi edilmesine izin verilmiyor. Daha da ötesi, zindanın o çok kötü durumuna ve felçli durumuna bile bakılmaksızın Muhammed'e yardım edilmesine dahi izin verilmiyor.
MUHAMMED HALİD HENÜZ 16 YAŞINDA BİR ÇOCUK
Muhammed Halid el Bakari… 2000 doğumlu, yaşı daha 16. Çocuk yaşına bakılmaksızın gözaltına alındığı polis merkezi ve rejimin işkencehanelerinde her türlü işkenceye maruz kaldı. Dayak, elektrik şoku, yemek vermeme, hücreye atılma gibi sayısız işkenceler yapıldı 16 yaşındaki Muhammed Halid el Bakari'nin çocuk bedenine. Yüzünde ve vücudunun her tarafında yapılan işkence izleri hala olduğu gibi yara bere içinde olan el Bakari'nin hastaneye kaldırılarak tedavi edilmesine izin verilmiyor.
HALİL ÜSAME;İŞKENCELER SONUCU ARTIK ELLERİ TİTRİYOR VE KONUŞAMAZ DURUMDA
Halil Üsame Muhammed… 1990 doğumlu. 2016 Şubatında gözaltına alındığı polis işkence merkezinde her türlü işkenceyi gördü. Muhammed de diğer akranları gibi elektrik şoku, israil askısı, dayak, yemeksiz bırakılma, hücre cezaları gibi sayısız işkencelerin sonunda Akrep zindanına atıldı. Ailesinin kendisini ziyaret etmesine müsaade edilmiyordu. Muhammed, işkence ve zulümlerin zindanda da devam ettiğini görünce açlık grevine başladı. Durumu kötü olduğu için ailesinin onu ziyaret etmesine izin verilmesiyle aile, oğullarını ziyaret edebildi. Ancak sağlıklı Muhammed gitmiş, işkenceler sonucu sürekli elleri titreyen ve konuşamayacak duruma gelen oğulları duruyordu karşılarında...
SEYYİD ALİ; İŞKENCELER SONUCU OMURGA KEMİKLERİNDE HÂLÂ KIRIKLAR VAR
Seyyid Ali Kutup… 56 yaşında. Tıbbi malzemeler satan bir işletme sahibi. Kaçırıldı. Bir ay boyunca kayıptı. Kendisinden haber alınamıyordu. Oysa Seyyid Ali'yi kaçıranlar cunta polisiydi. Rejimin işkencehanelerinde her türlü ağır işkenceye maruz kaldı. Omurga kemiklerinde hâlâ kırıklar var. Tedavi edilmesine bile izin verilmiyor. Halen bile zulüm dolu Mısır zindanlarında tutulan Seyyid Ali Kutup, terörist Sisi rejimi tarafından “Terör Örgütü”! ilan edilen İhvan-ı Muslimin”e üye olmaktan suçlanıyor.
HASAN AHMED; İŞKENCE İZLERİ HÂLÂ BEDENİ ÜZERİNDE AMA TEDAVİYE İZİN YOK
Mahmud Hasan Ahmed… Daha 20 yaşında. Minye Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi. O da gözaltına alındığı polis merkezinde ilk işkence seanslarından sonra rejimin özel işkencehanelerinde her türlü işkenceye maruz kaldı. İşkenceci rejim askerleri, Ahmed üzerinde uyguladıkları işkenceler sonucu genç adamın bedeninde kalıcı yaralar bırakarak zindana attı. İşkence izleri hâlâ Hasan Ahmed'in bedeni üzerinde duruyor. Buna rağmen tedavi edilmesine izin verilmiyor…
AÇLIK GREVİNE SON VERMELERİ İÇİN İŞKENCE YAPIYORLAR
Bu saydığımız isimler, Sisi rejiminin insanlık dışı uygulama ve işkencelerine maruz kalan on binlerce insandan sadece birkaçı… Akrep Zindanında İhvan hareketine üye esirler, kötü muamele ve işkencelere uğramalarından dolayı açlık grevini sürdürüyor. Fakat sürdürdükleri açlık grevleri bile işkencecileri insafa getirmediği gibi bu kez açlık grevine son vermeleri için işkence yapılıyor.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, EMPERYALİST DEVLETLER VE İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ SESSİZ!
Mısır'da tüm bu vahşi işkence ve katliamlar olurken bir şekilde müdahale etmesi ya da engel olması gereken Birleşmiş Milletler, oralı bile olmuyor. Amerika ve batılı emperyalist devletler sessiz kalmayı tercih ediyor. Uluslararası İnsan hakları örgütleri de arada yayınladıkları cılız raporlarla görevlerini yerine getiriyor avuntusu içerisindeler. Tüm zenginliği gasp edilen ve gücüne sürekli ket vurulan İslam dünyası ise özelde Mısır genelde tüm İslam âleminde, siyonist haçlılarca yaşatılan işgal ve zulümleri durduramamanın acısıyla kahroluyor.
Kaçırılan Cumhurbaşkanı Mursi bilinmeyen bir yerde
Darbeci Sisi rejiminin Mısır'da yaptığı insanlık dışı işkenceleri ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin cuntacılarca alıkonulmasını gazetemize değerlendiren İhvan Milletvekillerinden Sabır Ebul Futuh, önemli açıklamalarda bulundu.
MURSİ'NİN KAYBI MISIR'IN KAYBIDIR
Ebul Futuh, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin kaçırılmış olduğunu ve bilinmeyen bir yerde olduğunu belirterek kimsenin Mısır Cumhurbaşkanı Mursi'den haber alamadığını dile getirdi. İhvan Milletvekili Sabır Ebul Futuh, “Biz Sayın Mursi'nin kaçırılarak alıkonulduğuna, kayıp olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla şuanda Mursi'nin kaybı Mısır'ın kaybıdır. Darbeden beri Mısır adeta yok hükmündedir. Ne siyasi olarak, ne ağırlık olarak, ne ekonomi, ne güvenlik açısından bölgede Mısır'ın bir ağırlığı hissedilmiyor. Kimse Mısır'dan olumlu bir ses duyuyor mu? Yok. Demek ki Cumhurbaşkanı Mursi'nin kaybolmasıyla Mısır da kayboldu. Bu nedenle biz Mursi'nin gelişinin tekrar Mısır'ın dirilişi olacağına inanıyo-ruz” diye konuştu.
GENÇ KIZLAR BİLE İNSANLIK DIŞI İŞKENCELERE MARUZ KALIYOR
Cunta rejiminin ülke içinde yaptığı inanılmaz işkenceleri de konuştuğumuz İhvan Milletvekili, siyasilerin, öğrencile-rin ve hatta genç kızların insanlık dışı işkencelere maruz kaldığını ifade etti. Sabır Ebul Futuh, Sisi rejiminin 70 milyar dolar yolsuzluk tespit eden Sayıştay Başkanını kanunsuz ve bir şekilde görevden aldığını ve yine 30 kadar yargı men-subunu da görevden uzaklaştırdığını dile getirerek ülkede hiç kimsenin adalete güvenmediğini söyledi.
ÜLKEDE KİMSENİN GÜVENCESİ YOK
Adalet duygusunun yok olduğunu belirten Ebul Futuh, şöyle konuştu; “Şu anda siyasiler, öğrenciler, genç kızlar, bir-çok kişi darbecilerin işkencelerine maruz kalmış bulunuyor. Birçok kişi kayıp, nerede olduğu bilinmiyor. Bundan ne siyasiler, ne işadamları, ne bürokratlar güvende değil. Düşünün bir İtalyan bile bundan nasibini aldı. Eğer bir İtalyan öğrenci bile işkence edilerek öldürülebiliyorsa siz varın Mısır'ın vatandaşlarının durumunu siz düşünün. O bakımdan bu eziyet ve işkenceler herkesi kapsıyor ve kimsenin bir güvencesi yok.”
ZULÜM PAYİDAR OLMAZ ELBETTE SON BULACAK
Türkiye'de 28 Şubat için bin yıl sürecek söyleminin sürmediğini, ancak Mısır cuntasının yaptığı zulmün hiç bitmeye-cekmiş gibi sürdürüldüğünü hatırlattığımız İhvan Milletvekili Ebul Futuh, “Evet bu zulüm bitecektir devam etmez, bundan şüphemiz yok. Çünkü halk iradesi asıldır, diktatörler, zalimler her zaman yıkılmaya mahkûmdur. Buna tarih de, vakıa da şahittir. Bundan hiç kuşkumuz yoktur. Biz Mısır'ın bir mevta olduğunu ve kurtuluşunun ancak meşruiye-tin, özgürlüğün gelmesiyle gerçekleşeceğine inanıyoruz. Zulüm payidar olmaz elbette son bulacaktır” diyerek gele-ceğin Mısır halkının ve gençlerinin olacağını dile getirdi.