Mehmet ÖZCAN / Doğruhaber
Türkiye 15 Temmuz Cuma gecesi Fetö-Paralel Çete yapılanmasının yaptığı darbe ile yaşattığı terör saldırısıyla büyük bir felaketi yaşadı. Ankara ve İstanbul'da Sokaklara çıkarılan tanklar halkın üzerine sürüldü. Havadan F 16 savaş uçakları ile helikopterler halka ateş açtı ve 246 kişinin hayatını kaybettiği vahşetengiz katliamlar yapıldı, binlerce kişi yaralandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele saldırıldı, başbakan Yıldırım'ın konvoyuna ateş açıldı. TRT binaları ele geçirildi ve ulusal yayın yapan bir kısım TV kanallarının yayınları kesildi. TBMM, Emniyet Genel Müdürlüğü, Mit kampüsü saldırıya uğradı, Genelkurmay Başkanı ile bazı kuvvet komutanları derdest edildi. O gece tüm bunlar yaşanırken darbecilerin hesaba katmadığı şey halkın meydanlara inerek tanklara karşı dik durması ve gözü kulağı Türkiye'de olan İslam aleminin duasıydı. Onlarca İslam beldesinde yaşayan Müslümanlar, sabahlara kadar ekran başında Türkiye'de cereyan eden darbenin akamete uğraması için ellerini açmış, yürekten dua yakarışında bulunuyordu.
Türkiye'deki darbe girişimini İslam coğrafyasının değişik bölgelerinde yaşayan önemli şahsiyetlere sorduk. Gazetemize darbeyi değerlendiren Mısır Cumhurbaşkanı Mursi dönemi Meclis Başkanı Cemal Haşmet, Pakistan Cemaat-î İslâmî Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdülğaffar Aziz, Kudüs'te bulunan 1948 İslami Hareket Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal Hatip ve Mısır İhvan Şura Üyesi Fatımazehra İsmail, o geceyi ve o karanlık geceyi aydınlık sabaha çeviren Allah'a yakarışlarını anlattı.
BİZ BU SENARYOYU DAHA ÖNCE MISIR'DA GÖRDÜK
İlkin, darbeyi iliklerine kadar yaşamış, binlerce şehit vermiş ve Cumhurbaşkanı ile ihvan liderlerinin de aralarında olduğu on binlercesinin hâlâ zindanlarda tutulduğu Mısır'dan Türkiye'ye hicret etmek zorunda kalan Mısır Cumhurbaşkanı Mursi dönemi Meclis Başkanı Cemal Haşmet'i dinliyoruz.
“Biz Türkiye'deki darbeyi saat saat değil an be an takip ettik. Ve bunun için dualar ettik. Biz, Türkiye halkının yanındayız. Türkiye'yi halkıyla, hükümetiyle ve muhalefetiyle tebrik ediyoruz. Gerçekten bu büyük bir zaferdir. Biz aynı acıları yaşadık. Bu senaryoyu daha önce Mısır'da gördük. Aynı senaryonun hayata geçirilme girişimiydi. Askeri bir cunta ve bunu destekleyen bozuk bir siyasi elit ve bunun dışarıdan bölgesel ve küresel güçlerin desteğiyle yapılan bir girişimdi. Tabi Avrupalılar demokrasi ve insan haklarının iradesinden bahsederken İslam aleminden hiçbir şekilde hukukun, özgürlüklerin olmasını istemezler. Örnek yerleri de yok etmeye çalışıyorlar. Bozmaya çalışıyorlar ki İslam alemine karşı ellerinde bir koz bulunsun. Şimdi biz Mısır halkı olarak bunu en acı şekilde yaşadık. Darbelerin bedelini çok ağır bir şekilde ödedik. Tabi bundan sonra Türkiye tedbirlerini almalıdır ki bir daha böyle bir girişim söz konusu olmasın. Ve biz bu manada Türkiye'yi tebrik ediyoruz. Canımızla, dualarımızla her şeyimizle Türkiye'nin yanındayız.”
TÜRKİYE'DEKİ BU GÜZEL SONUÇ MISIR CUNTASININ PSİKOLOJİSİNİ BOZUYOR
Türkiye'de yaşanan başarısız darbe girişiminin Mısır halkı ve darbecileri üzerindeki psikolojik etkisini de değerlendiren Cemal Haşmet, şöyle devam ediyor;
“Türkiye halkının darbecilere karşı verdiği mücadele, darbeden muzdarip olan Mısır halkının moralini yükseltmiştir. Buna karşılık darbecileri de üzmüştür. BM'de darbeyi kınayan bir yasa tasarısını Mısır rejimi veto etti. Bu da onların yaşadığı travmayı ifade ediyor. Türkiye'deki bu güzel sonuç Mısır cuntasını memnun etmiyor, psikolojisini bozuyor. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum, darbelerin özellikle Mısır ve Türkiye'yi hedef alması rastlantı değil. Çünkü bu iki ülke büyük ülkelerdir. İslam âleminde denklemi ve dengeyi değiştirecek ülkelerdir. Mısır'ı denklem dışı bıraktılar, aynı şeyi Türkiye için de yapmak istediler. Ama Allah Müslümanların duasıyla Türkiye'yi korudu. Türkiye'deki bu darbenin başarısızlığa uğraması inşallah Mısır'ın geleceğini de olumlu etkileyecektir. Dünyadaki bütün Müslümanların ve mazlumların geleceğini de etkileyecektir.”
Pakistan Cemaat-î İslâmî Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdülğaffar Aziz
ENDİŞELENDİK, DUA ETTİK VE SONRA ŞÜKÜR SECDESİNE KAPANDIK
Görüştüğümüz bir diğer isim Pakistan'ın başkenti İslamabad'tan, Cemaat-î İslâmî Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdülğaffar Aziz, oldu. Darbe gecesi sabaha kadar uyumadıklarını, endişelendiklerini sürekli dua ettiklerini anlatan Aziz, iyi haberleri görünce şükür secdesine kapandıklarını duygu dolu sözlerle ifade ediyor. İşte Cemaat-î İslâmî liderlerinden Abdülğaffar Aziz'in gazetemize açıklamaları…
“Öncelikle bu Türkiye'de kazanılan halkın zaferi, darbenin püskürtülmesi başta biz Pakistan halkı olmak üzere Türkiye'ye ve tüm İslam ümmetine hayırlı olsun. Çünkü bu hepimizin zaferi olmuştur. Gerçekten ilk andan itibaren biz dualarla ve büyük bir endişeyle Türkiye'de gerçekleştirilmek istenen darbe girişimini takip ettik. Dualar ettik, sabaha kadar takip ettik ve en son darbenin başarısızlığa uğrayınca sabah namazında şükür namazı kıldık. Türkiye'deki darbe girişimi bütün ümmeti endişeye sevk etti. Çünkü bu dünya şeytanlarının bir organizasyonuydu. Ve bunun arkasında mutlak surette şer güçler vardı. Türkiye'nin istikrarını, duruşunu hedef alıyordu. Bu nedenle bütün bir ümmet olarak biz bunun endişesini yaşadık.
Tabi darbe öncesinde de Türkiye'de acı şeyler yaşandı, bombalar patladı ve biz hep takip ettik ve acıyı yaşadık. Ama hiçbirisi darbenin oluşturduğu travma kadar değildi. Biz Pakistan halkı olarak bütün siyasi partilerimizle hatta Butto'nun partisi de dahil net bir duruş ortaya koyduk ve Türkiye'nin bu haklı mücadelesinde yanındayız. Elbette bu badirenin atlatılmasında Türkiye'nin mazlumlara mustazaflara yaptığı yardımların da etkisi vardır. Arakan Müslümanlarının duası vardır. Bangladeşli Müslümanlarının duası vardır. Somalili Müslümanların duası vardır. Tabi ki hicret ederek Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin, Mısırlıların duası vardır. Elbette Türkiye'nin dik ve hakkın yanında duruşunun bir sonucudur bu. İnşallah Allah (c.c.) Türkiye'nin bu duruşu ve istikrarını koruyacaktır. Biz buna inanıyoruz, duamız bu yönde.”
1948 İslami Hareket Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal Hatip
ALLAH (C.C.) HALKA VE HAKKA HİZMET EDEN BİR İDAREYİ ASLA ZELİL ETMEZ
Darbe gecesinin Filistin'e yansımalarını, başkent Kudüs'e etkisini öğrenmek için de, 1948 İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal Hatip'le konuştuk. Şeyh Hatip, darbe girişiminin endişesini ve ardından püskürtülmesi sonrası sevincini yaşayan beldelerden biri olan Kudüs'te Mescid-i Aksa'da dualar edildiğini, helva dağıtıldığını belirterek halka ve hakka hizmet eden bir yönetimi Allah'ın, asla zelil etmeyeceğini söyledi. İşte Şeyh Kemal Hatip'in darbe gecesine dair duygu ve düşünceleri…
“Biz Filistin'de Türkiye'deki darbe girişimini endişeyle ve dua ile takip ettik. Darbenin başarısızlığa uğramasıyla birlikte bütün Filistin'de işgal topraklarında gösteriler yapıldı, halk helva dağıttı. Bütün camilerde dualar okundu, Mescid-i Aksa'da Kunut duasında Türkiye'ye dua edildi. Biz Filistin halkı olarak darbe girişimi endişesini ve sonrasında da sevincini yaşayanlardanız. Çünkü bizi doğrudan ilgilendiren bir mesele olarak görüyoruz. Biz inanıyoruz ki Allah (c.c.) halka ve hakka hizmet eden bir yönetimi, idareyi asla zelil etmez. Biz bunu görüyoruz. Cumartesi günü Filistin'de destek gösterileri yapıldı. Ayrıca ben TİKA aracılığıyla sayın cumhurbaşkanı Erdoğan'a tebriklerimi ileten bir mesaj gönderdim. Aynı şekilde Türkiye halkına da aynı şekilde tebriklerimi sunuyorum sizin aracılığınızla. Allah yar ve yardımcınız olsun.”
Mısır İhvan Cemaati Şura Üyesi Fatımazehra İsmail
EVET ARKADAŞLARIM RABİA MEYDANINDA ŞEHİT DÜŞTÜLER AMA TÜRKİYE'DEKİ GİBİ BÖYLE TANKLARA KARŞI DURULMADI
Darbe gecesine dair görüşüne başvurduğumuz bir diğer isim de Mısır İhvan Cemaati Şura Üyesi Fatımazehra İsmail oldu. O da diğer muhacirler gibi cuntacıların şerrinden ülkesi Mısır'dan Türkiye'ye gelerek yerleşen İhvan kadın kollarından önemli bir ismi teşkil ediyor. Fatımazehra o gece darbecilerin ilk işgal ettiği yerlerden biri olan İstanbul Atatürk Havalimanı'na doğru giderken öğreniyor darbe olduğunu. İlkin büyük bir şok yaşayan Fatımazehra ve beraberindekiler, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halka sokağa çıkın demesi ve halkın tankların önüne geçmesiyle bertaraf edilen başarısız darbe girişimini şöyle anlattı gazetemize…
“Darbe gecesi Atatürk Havalimanı'ndaydım. Biz saat 22.00 gibi havaalanına gittik. Haberimiz yoktu, acayip bir yoğunluk vardı ve tanklar yanımdan geçiyordu. Ben tahmin edemedim ki darbe olduğundan. Ben bomba mı var havaalanında falan diye düşündüm. Havaalanına doğru yürüyerek ilerledik, dediler uçuş yok. Baktık askerler yolu kapatmış, sorduk ne oluyor diye dediler ki darbe oluyor. İnanamadım, aklımdan hiç gitmiyor çünkü aynı şeyi biz Mısır'da yaşadık. Hemen telefondan internete bağlandım baktım, boğaz köprüsü de kapatılmış. Saat 01.00'e kadar havaalanındaydık, sonra döndük eve.
O gece biraz kötümser duygular içine girdim. Çünkü biz Mısırlılar olarak darbe olunca ne demek olduğunu iyi biliyoruz. Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan telefon aracılığıyla halka sokağa çıkın deyince çok etkilendim, ağladım. Ve daha sonra Türkiye halkının sokaklara döküldüğünü, tanklara karşı durduğunu görünce çok şaşırdım. Çünkü bizde(Mısır'da) bu olmamıştı, Mısır halkı birlikte hareket etmemişti. Evet arkadaşlarım Rabia Meydanında şehit düştüler ama Türkiye'deki gibi böyle tanklara karşı durulmadı ve darbeciler bastırılıp tutuklanmadı. Bu da beni çok etkiledi. Çünkü Türkiye'de darbecilere karşı durulunca netice alındı. Şimdi meydanlara birlikte iniyor, darbenin başarısızlığa uğratılmasını hep birlikte kutluyoruz.”