Bir yandan PKK baskısı ve vahşetini görmüş bölge halkı, diğer yandan da paralel yapının zulümlerini iliklerine kadar yaşadı. Köy baskınları, sokak ortasında İslami kimlikli kişilere düzenlenen silahlı saldırlar ve faili meçhul cinayetler ile PKK’nin bölge üzerine karabasan gibi çökmesi yetmezmiş gibi bir de paralel yapı PDY/FETÖ mensubu polislerin icra ettikleri zulümler büyük mağduriyetler oluşturdu.
İtikatlarının ilk merhalesinin kumpas tertiplemek olduğu belirtilen paralel yapının neden olduğu mağduriyetlerden birini de haksız ve hukuksuz bir yargılamayla müebbet hapse mahkûm edilen Batmanlı Faruk Afşin yaşadı/yaşıyor.
Ağır işkencelerden sonra dağdan aşağıya attılar
Bundan 16 yıl önce Gaziantep’te evinin önünde kaçırılan Faruk Afşin, önce götürüldüğü bir evde çeşitli işkencelere maruz kaldı. Ardından Dulluk Baba dedikleri dağlık bölgeye çıkarıldı. Orada kar ve buzun üstünde üstü başı soyularak sistematik işkencelerden geçirildi ve ardından onu dağdan aşağı attılar. Sonra bölgeye başka bir polis ekibini çağırıp, resmi gözaltı uygulamaya başladılar.
Polis, ifade tutanağını istediği gibi hazırladıktan sonra altına imzasını da attı
Onca işkence ve dağdan aşağı atılmasına rağmen hayatta kalmayı başaran Afşin, yetmezmiş gibi bir de bu karanlık yapının polisleri tarafından “Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde” çeşitli işkencelere maruz kalır. İslami kimliğinden dolayı hedef alınan Afşin’e, işkencelerden sonra uyduruk suçlamalarla dolu ifade metnini imzalatmaya çalıştılar. Fakat Afşin direnip, iftira ve mesnetsiz suçlamaları içeren bu ifade tutanağını imzalamadı. Bunun ardından işkenceci polisler söz konusu ifade metnini kendileri imzaladı. Tabi daha sonra 26 Eylül 2002 tarihli Adalet Bakanlığı Adli Tıp raporları ile gözaltı ifade tutanağındaki imzanın Afşin’e ait olmadığı tespit edildi.
Cezaevinde Afşin’e suikast girişimi
Faruk Afşin, bir hafta devam eden işkencelerle dolu bu süreç sonunda çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı ve ardından Gaziantep E Tipi Cezaevine konuldu. Paralelci polisler cezaevinde de Afşin’in üzerine gitmeye devam etti. Cezaevine yerleştirdikleri bir itirafçı eliyle jiletle saldırı düzenlendi ve Afşin bu saldırıda yaralandı. İddiaya göre cezaevi idaresi de bu olaydan daha önce haberdardı. Çünkü saldırganı kapıda gardiyanların beklediği ve olaydan sonra onu hemen kaçırırcasına alıp götürdükleri belirtildi.
Bu olay gündüz 10.00 ila 11.00 saatleri arasında meydana gelirken, Afşin ve birkaç arkadaşının sevki aynı günün akşamı apar topar Silifke Özel Tip Cezaevi’ne çıkarıldı. Bir müddet sonra Mersin Tıp Merkezine sevki yapılan Afşin’in tedavisine burada devam edildi. Ardından tekrar Silifke Özel Tip Cezaevine götürüldü.
Afşin, kendisine ait olmayan ifadelerle müebbet hapse mahkûm oldu
Faruk Afşin 5-6 yıl felçli kaldıktan sonra tekrar toparlandı. Fakat hâlâ yaşadığı zorlu süreçlerin izlerini üzerinde taşıyor. Bir süre sonra 26 Aralık 2003 tarihinde Adana F Tipi Cezaevine sevk edilen Afşin’in mahkeme süreci de 10 yıla yakın sürdü. Afşin’e, 31 Aralık 2008 tarihinde kendisine ait olmayan ifade tutanağında geçen suçlamalarla ilgili ceza verildikten sonra dosyası Yargıtay'a gönderildi. Yargıtay da 12 Eylül 2009 tarihinde cezayı onayladı. Böylece sahte imzalarla Faruk Afşin müebbet hapse mahkûm edildi. 17 yıldan buyanadır cezaevinde bulunan Afşin, şu an Siverek T. Tipi Cezaevinde adaletin tecelli edeceği günü bekliyor.
15 Temmuz ABD destekli darbe girişiminin ardından ‘Paralel Devlet Yapılanması’nın (PDY/FETÖ) yıllardır neden olduğu mağduriyetler daha fazla gün yüzüne çıkmaya başladı. Darbe girişiminin sonuçsuz kalmasıyla önemli oranda çözülen paralel yapının ilişki ağı, siyaset ve bürokraside haksız, hukuksuz, kumpas ve komplolarla yol açtıkları mağduriyetler daha fazla gündeme gelir oldu.