15 Temmuz darbe girişimini protesto gösterileri tüm Türkiye’de olduğu gibi Batman’da da 23’üncü gününde tüm coşkusuyla devam etti.
Darbe girişiminin yapıldığı ilk günden bu yana özellikle HÜDA PAR, Saadet Partisi, AK Parti, Peygamber Sevdalıları Platformu ve İnanç Platformu'nun destek verdiği gösterilere halkın desteği de yoğun bir şekilde sürüyor.
Batman’da darbe girişimini protesto gösterileri 23’üncü gününde devam etti. Turgut Özal Bulvarı Valilik önündeki meydanda yapılan protesto gösterisi, Suriyeli Seyid Abdullah Hasan tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Coşkunun hiç eksik olmadığı alanda kurulan platforma çıkan sanatçılar, Kürtçe ve Türkçe seslendirdikleri birbirinden güzel ilahilere katılımcılar hep bir ağızla eşlik etti.
Turgut Özal Bulvarı Valilik önünde toplanan kadın-erkek, genç-yaşlı ve çocuklardan oluşan binlerce halk, açtıkları pankartlarla ve attıkları sloganlarla cuntacılara tepkilerini bir kez daha ortaya koydu. Alanda ayrıca Suriyeli vatandaşların darbeye karşı açtıkları pankartlar dikkat çekti.
Sanatçıların ardından platforma çıkarak halkı selamlayan Batman Valisi Ahmet Deniz bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Vali Deniz, “Fakir ama zengin ruhlu insanlarımızın içerisinden maalesef bir hain bazı planlar peşinde koşarak çocuklarımızı kandırdı. Kananlara yazıktır. Ölen o hainlerin anneleri, babaları cenazelerini kabul etmiyor. Bundan daha büyük vahşicilik ve kötülük yok. O haşhaşicilik tek başına yapılabilecek bir şey değildir. Arkasındaki güçler belidir. Bunu net bir şekilde görüyoruz. Ama o gece tüm Anadolu’da yürekli insanlar vardı. Çanakkale ruhu vardı. Türkiye’nin birçok yerinde kolunu, bacağını ve ikiz kardeşini kaybeden ama vatan diyen binler vardı. Bütün meydanlarda sizin gibi yürekli insanlar vardı.” dedi.
“Demokrasi meydanları değil, İslam meydanları”
Ardından konuşan Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV) Batman Temsilcisi Molla Taha Baran, 23 gündür meydanlarda neden kaldıklarını anlattı. Baran, “Milletin toplandıkları meydanlar çoğu kişiler demokrasi meydanları diyor. Millet mukaddesatları, dini, namus, vatan ve toprak için mücadele veriyor. Bunun için bu milletindir. Demokrasi ve İnsan Hakları adı altında Müslümanlara çok zulümler yapıldı. Demokrasi diyenler darbe yapmış. Demokrasi diyenler Muhammed Mursi darbe ile iktidardan indirdiler. Bu şekil olan demokrasiye inancım yoktur. Demokrasi diyenler yalan söylüyorlar demokrasi bu değildir. Demokrasi insanların haklarını korumaksa bunlardan önce İslam da vardı. İnsan haklarının ne olduğunu onlar bilmeden İslam getirmişti. Bunun için demokrasi meydanları ve demokrasi şehitleri demiyorum. İslam şehitleri ve İslam meydanları diyorum. Türkiye’de meydanlarda olanlara selamlar olsun.” ifadelerini kullandı.
“Biz bunların ne kadar zalim ve gaddar bir zihniyet olduğunu geçmişten biliyorduk”
Peygamber Sevdalıları Platformu Dönem Sözcüsü Molla Beşir Şimşek, ise şunları söyledi: “Bizler camia olarak 90’lı yıllarda, 2000’li yıllarda ve bugüne kadar bütün Müslüman camiaların bu yapıdan zarar gördü. Belki de en fazla zarar gören bir camianın mensupları olarak, darbe girişimi esnasında da camia olarak İstanbul ile Ankara’da kardeşlerimizi şehit ve gazi verdik.”
Paralel yapı tarafından zindanlara atılan Müslümanlara dikkat çeken Şimşek, “Yusufîlere yapılanlar devam eden bir zulümdür. Yapılan zulümler Yasinler, Cizreler ve 6-8 Ekim olaylarıdır. Bütün bunların arkasında bu zalim zihniyetin olduğuna inanıyoruz. Ondan dolayıdır ki bütün bunları bildiğimiz için darbe girişiminin ilk dakikasında tereddüt etmeksizin bütün kurum ve kuruluşlarımızla, bütün fertlerimiz, eşlerimiz ve çocuklarımızla meydanlarda olduk. Meydanlarda olamaya devam ettik ve bu ana kadar sizlerle omuz omuza vererek bu zalimlerin karşısında durduk. Biz bunların ne kadar zalim ve gaddar bir zihniyet olduğunu geçmişten biliyorduk.” diye konuştu.
Hükümetten bir beklentilerinin olduğunu ifade eden Şimşek, “Bir hatırlatmayı tekrar yapmak istiyoruz. Geçmişten günümüze kadar eğer bu zalimlerin yaptıkları zulümleri ortadan kaldırmak istiyorsanız. 90’lı yıllardan 2000 yıllarının o hezimetinden günümüze kadar bu zihniyetin eliyle mağdur olmuş ve mağdur edilmiş hapishanelere tıkatılmış. Hasta olarak cezaevlerinde hayatını kaybetmeye sebep olmuş. Bu zihniyetin eliyle zarar görmüş başta zindandaki yusufiler olmak üzere bütün kesimlerin mağduriyetlerin giderilmesi bir an önce bu mağduriyetlerin giderilmesini bir kez daha talep ediyoruz. Hatırlatmada bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Vali Deniz’de Soysal ailesine ilgi
Gösterilerde günlerdir “Paralel’in katlettiği babam Cevzet Soysal’ın naaşını istiyoruz” pankartını açan Cevzet Soysal’ın oğlu Mücahit Soysal’a ilgi gösterdiği görüldü.
Konu ile ilgili olarak Mücahit Soysal, “1998 yılında babam Cevzet Soysal kaçırıldı. Son iki senedir babamın Fethullah Terör Örgütü tarafından kaçırıldığını basından duyduk. Babamı kaçıran polis nasıl kaçırdıklarını ve katlettiklerini dile getirdiler. 18 yıl boyunca hiçbir şeye ulaşamadık. Öğrendiğimiz günden beri tüm yetkililere mektuplar gönderdik. Zamanın Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Bülent Arınç’la görüştüm. Bu olayı aydınlatacağını söylediler, herhangi bir gelişme olmadı. Batman meydanında bir haftadan fazladır ‘Paralel’in katlettiği babam Cevzet Soysal’ın naaşını istiyoruz’ diye bir pankart açtım. Bugün Vali bey beni çağırdı ve ilgileneceğini söyledi. Babamın na’şına ulaşmayı umuyoruz.” (İLKHA)