Paralel yapının çeşitli kumpaslarla hapis cezası verdiği İslami kimlikli mahkûmların aileleri tarafından kurulan 28 Şubat-FETÖ Mağdur Aileler İnisiyatifi Kadın Kolları, mağduriyetlerini anlatmak için Batman Mustazaflar Cemiyeti Batman Şubesi ziyaret ettiler.
28 Şubat-FETÖ Mağdur Aileler İnisiyatifi Kadın Kollarından oluşan bir heyet, ilk ziyaretlerini Mustazaflar Cemiyeti'ne yaptılar. Ziyaret esnasında mağdur aileleri, Mustazaflar Cemiyeti Batman Şube Başkanı Davut Şahin karşıladı.
28 Şubat-FETÖ Mağdur Aileler İnisiyatifi Kadın Kolları adına 1999 yılında cezaevine giren ve 2006 yılında Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevindeyken kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Musa Özer'in eşi Nurten Özer, ziyaretleriyle ilgili açıklamada bulundu.
FETÖ/PDY'nin, kendilerini ve eşlerini mağdur ettiğini söyleyen Özer, "28 Şubat ve FETÖ Mağduru Aileler İnisiyatifi olarak Mustazaflar Cemiyetini ziyaret ettik. Cemiyetten bu konuda bize destek olmalarını istiyoruz. FETÖ'nün kurduğu mahkemelerin kurbanı olarak haksız yere onlara zulüm edilerek, ağır cezalar verildi. Cezaevinde olan kardeşlerimizin birçoğu 15 ila 24 yıldır cezaevlerindedir. Cezaevlerinde olanlarla beraber biz aileleri de aynı şekilde cezalandırdılar." dedi.
Kendilerine her türlü desteği her zaman verdiklerini ve bundan sonra da vermeye hazır olduklarını ifade eden Mustazaflar Cemiyeti Batman Şube Başkanı Davut Şahin, şu ifadeleri kullandı: "Şu anda cezaevlerinde bulunan kardeşlerimiz, kendilerine yapılan haksızlıklar sonucunda cezaevlerindedirler. Dosyaları adilene bir şekilde incelenmemiştir. FETÖ'nün yargıçlarının kumpasları neticesinde cezaevindedirler. Cezaevindeki kardeşlerimiz kendilerine verilen cezayı hak etmemişlerdir. Dolayısıyla bu ailelerin bu sıkıntıları görmek lazım. Bu haklı mücadelede kendilerine destek olmak lazım."
"Adilane bir şekilde yargılayın"
Mustazaflar Cemiyeti olarak bu ailelerin çektikleri sıkıntıları bire bir müşahede ettiklerini vurgulayan Şahin, "Bu anlamda elimizden gelen her türlü katkıyı, desteği vermeye hazırız. Sadece bu kardeşlerimize değil İslami davalarından dolayı ve toplumu ıslah etme çabalarından dolayı cezaevlerinde bulunan bütün İslami kesimlerin tutuklularının cezaevi esaretinden kurtulmalarına destek olmak istiyoruz. Elimizden gelen her katkıyı sunmaya hazırız. Hepsinin sıkıntısını, derdini, kendilerine yapılan haksızlıkları biz buradan dillendiriyoruz. Bu anlamda kendilerine katkı sunabilecek kim varsa onlara da bu çağrıyı yineliyoruz; bu insanların dosyaları tekrar yargılanacak şekilde açın ve adilane bir şekilde yargılayın." şeklinde konuştu.
"FETÖ'den en çok çekenlerde biziz"
1998 yılından beri cezaevinde bulunan Mehmet Ali Çelik'in eşi Hanife Çelik, yıllardır yaşadıkları mağduriyetlerini anlatarak adil bir yargılanma istediklerini söyledi.
FETÖ örgütünün en büyük mağdurları olduklarını hatırlatan Çelik, "FETÖ'den en çok çekenlerde biziz. Her nedense bu mağduriyetlerimiz görülmüyor. Türlü türlü kesimlerin mağduriyetleri ulusal televizyon kanallarında hep dile getiriliyor, fakat hiç bir şekilde İslami camialardan tutuklanan ve günlerce işkencelerden geçirilip düzmece raporlarla ağır cezaları verilip cezalandırılan insanların mağduriyetleri görülmüyor, gündeme de getirilmiyor. Bizde kendi çapımızda yapabildiğimiz kadar sesimizi duyurmaya çalışacağız. Allah'ın izniyle bir netice alıncaya kadar durmayacağız."dedi.
"Adil bir yargılanma istiyoruz"
Çelik, konuşmasını devamla, "Biz camia olarak bunların ellerinde çok çektik, mağduriyetlerimiz görülmüyor. Yetkililerden bütün mağdurları kapsayacak şekilde yeniden yargılanma talep ediyoruz. Bunun için uğraşıyoruz. Adil bir yargılanma istiyoruz. Bizimde eşlerimiz yıllardır cezaevlerinde, çocuklarımız cezaevi yolunda büyüdüler bunun görülmesini istiyoruz. Yeniden yargılasınlar dosyalarına baksınlar dosyalarındaki çelişkileri görecekler. Bir savcı ve ya hâkim her kim bakıyorsa adil bir şekilde bakarlarsa oradaki çelişkileri kumpasları çok rahat bir şekilde fark edeceklerdir."ifadelerini kullandı.
"2 yıldır sadece 2 görüş yapabildik"
Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eşim Şırnak Cezaevinde ve oradaki terör olaylarından dolayı sokağa çıkma yasakları var ve biz görüşe gidemiyoruz. Adalet Bakanına yüzlerce dilekçe yazdık ama yetkililer her ne hikmetse bize karşı, mağduriyetlerimize karşı gözleri, kulakları kapalıdır. Gönderdiğimiz tüm dilekçelerimizi hiç bir şekilde olumlu cevap gelmedi. 2 yıldır biz sadece 2 görüş yapabildik. Çocuklarımız babalarını görmek istiyorlar ama göremiyorlar. Tutuklularla birlikte biz ailelerde cezalandırıldık. Biz tekrardan yargılanma istiyoruz. Adil hâkimlerce dosyalarımızı tekrardan açıp baksınlar." (İLKHA)