HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Elazığ’da düzenlediği basın toplantısında Musul operasyonu, Başkanlık sistemi, 28 Şubat ve FETÖ mağdurları gibi konularda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, düzenlediği basın toplantısında Musul operasyonunu değerlendirdi. Yapıcıoğlu, “Uluslararası güçler o bölgeye çöreklenmiş durumda. Kendilerini kurtarıcı olarak lanse edenler daha önce yaptıkları gibi ‘sizi kurtarmaya geldik!’ diyerek topraklarımızı işgal etmeye, çocuklarımızı yetim bırakmaya, kanımızı dökmeye geldiler.” dedi.
Musul’da yaşanan gelişmelerin bize Halep, Gazze, Mısır ve daha birçok İslam ülkesinde yaşanan olayları unutturmaması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, “ Bize göre gözden kaçırılmaması gereken husus şudur: Musul hareketliliğinden pek çok güç Musul etrafında konuşlanmış. Uluslararası güçler o bölgeye çöreklenmiş durumda. Kendilerini kurtarıcı olarak lanse edenler daha önce yaptıkları gibi, ‘sizi kurtarmaya geldik!’ diyerek topraklarımızı işgal etmeye, çocuklarımızı yetim bırakmaya, kanımızı dökmeye geldiler. 10 bin kilometre öteden gelen Amerika, komşu ülkelerin orada bulunmasına itiraz ediyor bu da trajikomik bir durum. Bütün İslam ülkeleri Musul meseli ile şapkayı önlerine koyup düşünmek zorundadır. Kendi iç meselelerini, kendi içlerinde emperyalizme havale etmeden çözmek zorundadırlar. Aksi takdirde emperyalistlerin bu bölgeye gelişi bölge halklarının menfaatine değildir. Onlar sadece yer altı, yer üstü kaynaklarını alıp götürmeye yararlar. Onlar hiç kimsenin ne dostu ne de müttefikidirler. Taktiksel olarak elbette ki bazı güçlerle ittifak kurabilirler. Yalnız bu ittifak onların ihtiyaç duyduğu süreyle sınırlı olur. Musul bize Halep, Gazze, Mısır’da yaşananları unutturmamalıdır. Büyük ölçekli bir oyunun tezgâhlandığını görmek gerekir.” şeklinde konuştu.
Başkanlık sistemine de değinen Yapıcıoğlu, bu konudaki tartışmaların sağlıklı bir zeminde yürümediğini ilk günden beri söyledikleri hatırlattı.
Başkanlık sistemi tartışmalarının sistem üzerinden değil, şahıs üzerinden tartışıldığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Bize göre bu sistemin ne getirdiği, ne götürdüğü etraflıca tartışılmalı ta ki millet başkanlık sisteminin ne getireceğini net bir şekilde görsün ve ona göre sağlıklı bir karar versin. İnsanların bilmedikleri bir şey hakkında sağlıklı karar vermeleri mümkün değildir. HÜDA PAR olarak biz başkanlık sisteminin ne destekçisi ne de onun karşısındayız. Nasıl bir başkanlık sistemini getireceklerini açıklarlarsa biz de buna göre destek verip vermeyeceğimizi kamuoyu ile paylaşacağız” diye konuştu.
Son zamanlarda bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendiren Yapıcıoğlu, “PKK ortaya çıktığı günden beri herkese rahatsızlık veren bir yapı. Şiddet kullanmak en iyi bildiği yoldur. Geçen seneki çukur siyasetinden sonra intihara kalkıştılar. Kendi siyasi uzantılarını da kazdıkları o çukurlara çekmeyi başardılar. Yaptığımız gözlemlerde atanan kayyumların çok büyük bir artısının olduğunu görmedik.” diye belirtti.
“28 Şubat mağdurları için hukuk yolu açık deyip yasal düzenleme yapamayacağını söylüyorlar!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ne yazık ki 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl hapishanelerde çürüyen vatandaşlarımız var. Bunlar oldu. Şimdi bunların düzeltilme fırsatını yakaladık.” sözlerini hatırlatan Yapıcıoğlu, şöyle konuştu: “28 Şubat mağdurları için hukuk yolunun açık olduğunu söyleyenler konuyla ilgili yasal düzenleme yapamayacağını belirtmeleri bir tezatlıktır. Hukuk yolu açık deyip mevcut düzenlemelerin yeterli olduğunu söylüyorlar. Özellikle FETÖ’nün yargı içerisinde ki böylesine derin yapılanması ortaya çıktıktan sonra gözler bunların verdiği kararlara çevrildi. Özellikle 1980 yılından sonra vermiş olduğu kararlarda ideolojik davrandığı 1990 ve 2000’li yıllarda bunun zirve yaptığını görüyoruz. Dolayısıyla bunların vermiş olduğu kararlarla ilgili hükümetin yeni bir düzenleme yapması gerekmektedir. ‘Yollar açıktır, herkes hakkını arasın’ gibi söylemler tam anlamıyla durumu ifade etmiyor. Şu andaki mevcut mevzuat, bu yapıdan mağdur olmuş olanlara haklarına kavuşmaları için yeterli değildir. Özellikle Elazığ’da yaşanan İhya-Der vakası ile ilgili başvurulan yöntem. Yargıtay tarafından kesinleşmiş karara, itiraz edilmesiyle beraatla sonuçlandı. Binlerce dosyanın incelenmesi kolay değil. En sağlıklısı bu iş için komisyon kurulması veya Yargıtay dairelerinden bir tanesinin bu iş için görevlendirilmesidir.” (İLKHA)