ŞÜKRÜ GÜNDÜZ / DOĞRUHABER / İSTANBUL
6-8 Ekim'de yaşanan vahşet tüm Türkiye'yi dehşete düşürmüştü. Öcalan, HDP, PKK, KCK ve Kandil'in çağrısıyla sokaklara dökülenler, insanları vahşi bir şekilde katletti. Bu vahşetten sonra HDP-PKK'yı masum gösterip temize çıkarmak için vicdanlarını satanlar ekranlarda ‘sokağa inin' çağrısını yapanları görmezden geldiler, aklamaya çalıştılar. Az da olsa o dönem, HDP ve Demirtaş'ın bu emri nereden aldığı konuşuluyordu. İmralı'dan mı, yoksa Kandil'den mi? Her nereden olursa olsun talimat alan HDP yönetimi, parti olarak ‘sokağa çıkın' çağrısı yapmıştı. Türkiye'nin ekranlardan seyrettiği vahşet ile ilgili soruşturma ve yargılama yarım kaldı. Azmettiricilerin üzerine gidilmediği gibi kimlerden talimat aldıkları da ortaya konmadı.
“KATLİAM ÇAĞRISINDA, HDP MKYK'NIN DA İMZASI VAR”
Kobanê'deki Işid saldırılarından sonra toplanan HDP MYK'sı, çağrı yaparak insanları sokağa davet etmişti. HDP adına Eş Başkan S.Demirtaş “Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK'dan halklarımıza acil çağrı: Kobané'de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobané'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” şeklinde isyan çağrısında bulunmuştu. Kobané protestosu için sokağa çıkın çağrısı yapan Demirtaş sonra da, “Çağrıyı ben yapmadım, MYK'nın kararıydı” diyerek aslında parti olarak bu çağrının arkasında olduklarını ifade etmişti.
KATİLLERE TEŞEKKÜR ETMİŞTİ
Yaşanan katliamdan sonra açıklamalarda bulunan Demirtaş, “Biz yaptığımız çağrıda şiddet kullanılması çağrısı yapmadık. Silaha, şiddete davet etmedik. Çağrımız insani bir çağrı” sözlerinin arkasında “Ve binlerce kez teşekkür ediyoruz halkımıza ki, duyarlı davrandılar” diyerek insanları vahşice katleden güruha teşekkür etmeyi ihmal etmemişti.
“6-8 EKİM OLAYLARINI BİZ YAPTIK”
6-8 Ekim'de yaşanan vahşetten 8 ay sonra PKK yöneticilerinden Kandil'de bulunan Murat Karayılan'dan da itiraf gibi bir açıklama geldi. Karayılan tehditler savururken, “6-8 Ekim olaylarını biz yaptık, yine yapmaktan çekinmeyiz” şeklinde açıklamada bulundu. Karayılan bu açıklamalarıyla, HDP'lilerin ‘6-8 Ekim olayları provokasyondu' şeklindeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını, HDP ile PKK'nın bir danışıklık içinde hareket ettiğini bir kez daha ortaya koydu.
“6-8 EKİM ÜZERİNDEN TEHDİT EDİYORLAR”
HDP-PKK'nın 6-8 Ekim'de yaşanan vahşeti hiç çekinmeden sahiplendiğini ifade eden HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, “6-8 Ekim vahşet çağrısını bugüne kadar HDP-PKK reddetmediği gibi bu vahşeti savundular, şimdi de Kandil bunu bir tehdit aracı olarak kullanıyor” dedi.
PKK HER TARAFTA EMPERYALİSTLERİN SOPASI OLMUŞ
PKK'nin Çözüm Süreci ile elde ettiği kazanımları kaybetmek istemediğine dikkati çeken Yılmaz, “Çözüm süreci ile elde ettikleri kazanımları kaybetmemek için tehdit dolu açıklamalar yapıyorlar. PKK silah ile Suriye'de kendilerine muhalif olan Kürt gruplarını sindirdi, katliamlar yaptı. Öte yandan Irak Kürdistanı'nda da silahlarını Barzani'ye çevirmiş durumda. Türkiye'de bir çatışmasızlık süreci olduğu için Suriye ve Irak'a güçlerini kaydırıp emperyalistlerin bir sopası görevini görüyor” şeklinde konuştu.
HDP-PKK VAHŞETİ HEP SAHİPLENDİ
HDP-PKK'nın 6-8 Ekim'de yaşanan vahşeti hiç çekinmeden sahiplendiğini ifade eden HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, “6-8 Ekim vahşet çağrısını bugüne kadar HDP-PKK reddetmediği gibi bu vahşeti savundular. Onların reddettikleri kısım, biz sivillere saldırın demedik bu şekilde bir talimatımız yoktu şeklindedir. HDP de sıkıştığı için biz çağrı yapmasaydık da bunlar sokağa çıkacaktı. Sivilleri öldürün, şeklinde bir talimatımız olmadı diyor. Oysaki ‘Sokağı kilitleyin, hayatı durdurun' şeklindeki çağrıyı her zaman kabul ettiler” dedi.
KATLİAM TALİMATI ÖCALAN'DAN
6-8 Ekim'de yaşanan vahşetin talimatının Öcalan tarafından verildiğini ifade eden Yılmaz,
“6-8 Ekim vahşeti yaşandığında, Kandil'den her gün farklı bir isim açıklama yapıp sokağa çıkın çağrısı yapmaya devam ediyordu. 6-8 Ekim olaylarının başlamasının sebebi İmralı'da bulunan Öcalan'ın, kardeşi aracılığıyla verdiği mesajdı. Öcalan ‘15 Ekim'den sonra olacaklara karışmıyorum' demişti. Öcalan'ın bu mesajı bu hükümete karşı bir tehdit ve şantaj iken PKK-KCK için bir talimattı. Onlar da bu talimatla sokağa döküldüler. Ve insanları vahşice katlettiler” diye konuştu.
DEMİRTAŞ TERLEYEREK KATLİAMI SAVUNMUŞTU
Demirtaş'ın 6-8 Ekim'de Diyarbakır'da terleyerek yaptığı açıklamayı gördüğü baskıdan dolayı yaptığını söyleyen Yılmaz, “Demirtaş, ortada var olan katliamın talimatını vermişti. Bir yandan KCK-PKK'nın onun üstündeki baskısı vardı. O baskıdan dolayı Demirtaş, gerçekte sahada bir katliam var, ama politik olarak onun bu katliamı savunması gerekiyordu. Demirtaş, onun için kendisini terleten açıklamayı yapmıştı. PKK, Demirtaş'a sokağa çıkma eylemlerini ve bu katliamı savunacaksın diye baskı yaptı” dedi.
PKK, KENDİSİNİ GÜÇLENDİREN ÇÖZÜM SÜRECİNİ İSTİYOR
PKK'nin Çözüm Süreci ile elde ettiği kazanımları kaybetmek istemediğine dikkat çeken Yılmaz, “Çözüm süreci ile elde ettikleri kazanımları kaybetmemek için tehdit dolu açıklamalar yapıyorlar. Demirtaş, çözüm süreci ile PKK'nin elde ettiği kazanımları PKK'nin silahlı mücadele döneminde elde edemediğini itiraf etmişti. HDP-PKK'nin çatışma olmasın şeklindeki açıklamaları kendi lehlerine bir süreç elde ettiklerinden ve halkın üzerinde rahat bir şekilde baskı kurabildiklerinden dolayıdır. Özgürlük olsun, halkın özgür iradesi ortaya çıksın diye bu açıklamaları yapmıyorlar. Kendi örgütsel kazanımları tehlikeye girer diye açıklamalar yapıyorlar” şeklinde konuştu.
SURİYE'DEN SONRA PKK SİLAHLARINI BARZANİ'YE ÇEVİRDİ
PKK'nin emperyalistler tarafından Suriye ve Irak'ta kullanıldığını dile getiren Yılmaz, “PKK silah ile Suriye'de kendilerine muhalif olan Kürt gruplarını sindirdi, katliamlar yaptı. PKK silahın etkin olduğu yerde silah kullanıyor. Çözüm sürecinde olduğu gibi bir boşluktan yararlanıp kazanım elde ediyorsa silah kullanmıyor. Çözüm sürecinin bozulmaması için HDP-PKK, hükümetin ortaya koyacağı şartları kabul edebilir. Yeter ki bu süreç bozulmasın diyorlar. Türkiye'de bir çatışma olmadığı için Suriye'de savaşan PKK, diğer taraftan da silahlarını Barzani'ye çevirmiş durumda. Burada bir çatışmasızlık süreci olduğu için onlara karşı bütün güçlerini buralara kaydırıp emperyalistlerin bir sopası görevini görüyor” dedi.