Deri altında birikmiş, damarda dolaşmayan, vücuda zararlı ve biriktiği noktada organlara zarar veren kirli kanın vücuttan dışarı atılması işlemi olan hacamata ilgi her geçen gün artıyor.
Hz. Muhammed döneminde de uygulanan hacamat, Sağlık Bakanlığının 2014 yılında yayımladığı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Yönetmenliği ile yasalaşmıştı.
Sülük ve Hacamat Kupa Terapisti Ata Damar, bol tatlı, tuzlu, yağlı ve katkılı yemeklerin günde 3-4 defa tüketilmesi nedeniyle hacamata ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Damar, "Hacamat çok eskiye dayanan alternatif bir tıp çeşididir. 14 asır önce peygamber efendimiz tarafından da uygulanan tedavi yöntemidir. Eski zamanlarda herhangi bir hastalıkta birinci tedavi yöntemi olarak hacamat yapılıyordu. Hacamat 2 şekilde yapılır. Sünnet olan hacamat hicri takvime göre ayın 15, 17 ve 21'inci günlerine yani tekli günlere tekabül eder. Diğeri ise istenilen zamanda yapılabilir. Yalnız çarşamba ve cumartesi günleri yapılmaz. Nedeni ise peygamber efendimiz bu günlerde yapılmamasını öngörmüştür." dedi.
"Kişi hacamat yaptıktan sonra dinç bir hale gelir"
Bu tedavi yönteminin yan etkisinin olmadığını dile getiren Damar, sözlerine şöyle devam etti: "Kişi hacamat yaptıktan sonra etkisini görür ve dinç bir hale gelir. Hacamatın steril dediğimiz temiz ortamlarda gerçekleştirilmesi gerekiyor. Çünkü hacamatta atılan çizgiler enfeksiyon kapma riskini artırabilir. Bu yüzden de malzemelerin hepsi tek kullanımlık ve temiz olmalıdır."
"Hacamatın çok farklı hastalıklara fayda sağladığını görmüşüz"
Damar, kan verme ile hacamat arasındaki farkla ilgili, "Kan verme işlemlerinde temiz kanımız alınıyor. Hacamatta alınan ise vücuda lazım olmayan, toksik maddeler içeren ve karbondioksit bakımından zengin olan kandır. O kanı dışarı atıyor. Dışarı atılan kanla birlikte hasta ciddi bir rahatlama hissedebiliyor. Hacamatın çok farklı hastalıklara fayda sağladığını görmüşüz. Tabi her hastalık için kupaların yerleştirildiği ayrı yerler vardır." ifadelerini kullandı.
"Vücuda direnç kazandırır ve hastalıkları önler"
Hacamatın metabolizmayı düzenleyerek, bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğine değinen Damar, "Vücuda direnç kazandırır ve hastalıkları önler. Hacamatla kılcal damarlardaki tıkanıklıklar açılır. Beyin fonksiyonlarını canlandırır. Kansızlık, eklem ağrıları, bel ve boyun fıtığına, kireçlenme, karaciğer hastalıkları, kanser, kısırlık, sırt, baş ve bel ağrılarına iyi gelir. Gözün görme kabiliyetini artırır. Ezber kuvvetini de artırır. Uyku düzenini sağlar, akciğer hastalıkları (astım, bronşit), migren, tansiyon ve stresi alır. Düzeli hacamat yaptıranlar kolay kolay grip ve soğuk algınlığına yakalanmaz." şeklinde konuştu. (M. Sait Çelik-İLKHA)