HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Türkiye ve komşu ülkelerde yaşayan Müslüman Kürt halkının sorunlarını, bölgesel gelişmeleri, çözüm önerileriyle ilgili Tesnim Haber Ajansına dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Tesnim Haber Ajansı - Türkiye ve komşu ülkelerde yaşayan Müslüman Kürt halkının sorunları ve bölgesel gelişmeler hakkında HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile yapılan röportaj:
Tesnim Haber Ajansı - Sayın Yapıcıoğlu Öncelikle Türkiye'de yaşayan, Güneydoğu'da yaşayan Müslüman Kürt halkının temel sorunlarını birkaç başlık altında sıralamanızı istersek siz nasıl bir tablo ortaya koyarsınız?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Bismillahirranmanirrahim.
Türkiye'de yaşayan Kürtlerin diğer kavimlere mensup vatandaşlarla ortak sorunlarından başka Kürt oldukları için ayrıca yaşadıkları sorunları da bulunmaktadır. Bunların bir kısmı sistemden kaynaklanmaktadır. Mevcut sistem iki temel üzerine inşa edilmiştir. Bunlardan biri laikçilik, diğeri Türkçülüktür. Laiklik ile ilgili uygulamalarla Kürtler diğer kavimlere mensup Müslüman kardeşleriyle birlikte benzer zulümler yaşadılar. Türkçülük ya da Türkleştirme politikaları nedeniyle ayrıca zulümlere maruz kaldılar. Bu politikaların sonucu olarak güya Kürtlerin haklarını savunma adına ortaya çıkan materyalist örgütler ayrı sorunlar ve zulümler ürettiler. Müslüman Kürt halkı mengenenin iki çenesi arasına sıkıştı. En temel hakları pazarlık konusu yapıldı. Gençlerimiz İslam'dan uzaklaştırılmaya çalışıldı ve bu konuda maalesef kısmen başarı da sağladılar.
Tesnim Haber Ajansı - Mevcut olan bu sorunların çözümü noktasında siyasi bir partinin genel başkanı olarak sizin çözüm önerileriniz nelerdir?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Sorunların çözümü için temel bazı taleplerimizi parti programımızda yazdık. Öncelikle bugüne kadar yapılan zulümlerden dolayı devlet adına resmi olarak özür dilenmelidir. Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı olan herkesin Türk olduğu nitelemesinden vazgeçilmelidir. Sistem diğer kavimlere mensup olanları dışlayan ulus-devlet paradigmasından vazgeçmeli, İslam kardeşliği esası üzere adalet tesis edilmelidir. Kardeşlik lafta kalmamalı, hukukunun gereği yerine getirilmelidir. Kürt dili de resmi dil olarak kabul edilmeli ve anadili Türkçe olmayan her vatandaşa kendi anadilinde eğitim hakkı verilmelidir.
Tesnim Haber Ajansı - Türkiye'de yaşayan Müslüman Kürt halkının Türkiye'ye karşı kullanılması noktasında dış mihrakların etkisi sizce hangi ölçülerde? Buna karşı bu toplumun ileri gelenleri, sivil toplum örgütleri kanaat önderleri, siyasiler bu konuda hangi duyarlılığı gösteriyor, ya da göstermedikleri hususlar nelerdir?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Sorunuz problemlidir. Müslüman Kürt halkını ve İslami bilinç sahibi Kürtleri hiç kimse başka Müslüman halklar aleyhine kullanamaz. Kendini kullandıranlar veya kullandırmak isteyenler emperyalizmin oyununa gelen, ümmetin vahdeti ve Müslümanların kardeşliği gibi bir derdi olmayanlardır. Her kavme mensup insanlar arasında bu tipler bulunabilir. Düşünce ve pratiklerinde İslam'ı esas alan âlimler ve kanaat önderleri İslam kardeşliği çerçevesinde yardımlaşma ve dayanışma çağrısı yapmaya devam ediyorlar. Toplumu ayakta tutan temel dinamiklerin halen ayakta kalması bu çağrıların makes bulduğunu göstermektedir.
Ümmetin iç meselelerini emperyalistleri işe karıştırmadan Müslümanlar kendi aralarında çözmelidir. Aradıkları çözüm “ulusal çıkar”a göre değil İslam'ın adaletine göre olursa kardeşlik pekişir, sorunlar çözülür, emperyalistler Müslümanların işlerine burunlarını sokma fırsatı bulamazlar. HÜDAPAR olarak bu hususa hep dikkat çektik, bundan sonra da dikkat çekmeye devam edeceğiz.
Tesnim Haber Ajansı - Müslüman Kürt halkını Türkiye üzerinden yabancı mihrakların geldiğimiz noktada daha çok kaşıdığını düşünenlerden misiniz? Özellikle Kuzey Irak'taki referandumla beraber Kürt halkının, genel anlamda Kürt nüfusunun bölgedeki Suriye, Türkiye ve Irak'taki hatta İran'daki nüfusu kavmiyet yumuşak karnını kaşıyarak israil'in, Amerika'nın, batılı güçlerin kullanmaya çalıştığını düşünüyor musunuz? Bu konuda sizin bu halkın teyakkuzda olması gereken hususları nasıl sıralıyorsunuz?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Emperyalist ve Siyonistlerin yapmaya çalıştıkları halkları birbirine kırdırtmaktır. Özellikle Müslüman halklar üzerinde bu çirkin siyasetlerini eskiden beri uygulamaktadırlar. Bu onların tabiatının gereğidir. Ancak sözünü ettiğiniz ülkeler ve Müslüman halklar İslami bilinç ve akıl ile hareket edip İslam kardeşliği çerçevesinde ve Kur'an-ı Kerim'in hakemliğinde kendi iç sorunlarını çözerlerse ve bu konuda hassas davranırlarsa müstekbirlerin ellerine malzeme vermemiş olurlar ve hevesleri kursaklarında kalır.
Tesnim Haber Ajansı - Sayın Başkan; Irak'ta israilli bir yetkilinin dillendirdiği bir konu vardı malumunuz; ‘Bu bölgede bir de Müslüman israil olsa ne olur.' diye. Siz bu toplumun bir üyesi olarak, bir siyasi partinin genel başkanı olarak bu söylemi nasıl karşıladınız ve bu halkın ileri gelenleri önderleri neden zamanında bir tepki ortaya koymadılar?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Biz belki de ümmet içinde kendi programında israil'in varlığını kabul etmeyen tek siyasi partiyiz. Bu anlayışımızdan dolayı Siyonistlerin sözlerinin bizim için bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Mustazaf ve Müslüman Kürtleri Siyonistlerden yardım bekler duruma düşürenlerin de kendilerini sorgulamaları gerekir.
Tesnim Haber Ajansı - Bu referandumu destekleyen en başta israil ikincisi de Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve batılılar bu konunun nereye doğru evirildiğini düşünüyorsunuz?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Biz resmi beyanları esas alırız. Sadece Siyonist çete bunu desteklediğini duyurdu ki bunun da şeytani ve Siyonist amaçları için yaptıklarını düşünüyoruz. Yani Kürtlerin herhangi bir menfaati için değil, Kürtlerin insani ve İslami haklarına gölge düşürmek için kasıtlı olarak bunu yaptığı düşüncesindeyim.
Tesnim Haber Ajansı - Barzani Gerçekten bu bölgede yaşayan Kürt halkının bir temsilcisi olarak görüyor musunuz? Ona karşı bu toplumun nasıl bir tepki göstermesi gerektiğini düşünüyorsunuz? Sizin duruşunuz nedir bu konuda?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Kürt halkını hiç kimse tek başına temsil etmiyor. Ancak Irak Kürdistanı'nda bir asırdır siyaset ve mücadele sahnesinde var olan bir aileden gelen ve sonradan da o bölge halkının oylarıyla seçilmiş bir liderdir. İdeolojik veya rekabetten kaynaklı karşı olanların dışında Kürt halkının önemli bir kısmı tarafından bu şekilde kabul görmektedir. Nitekim bölge ülkeleri dâhil, bütün ülkeler şu ana kadar Sayın Barzani'yi Irak'ın Kürdistan Bölgesinin başkanı olarak kabul etmektedirler.
Tesnim Haber Ajansı - Bu bölgede yaşayan halklar olarak kendi coğrafyamızın insanlarıyla bir bütünlük içerisinde hak ve hukuk arayışı yerine başka ülkelerden medet umar bir hak arayışına girmeyi siz nasıl görüyorsunuz bunu hem İslami hem insani açıdan hem bölge gerçekleri açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Türkiye ve bir İslam ülkesi olmayan Gürcistan arasında pasaportsuz ve sadece kimlikle seyahat edebilmek mümkündür. Ancak Türkiye–Suriye, Türkiye–İran sınırlarına yüzlerce kilometrelik duvarlar örülmektedir. Bir bütünlük içinde yaşaması gereken halkların arasına fiziki engeller konulmaktadır. İslam ülkeleri AB benzeri bir birlik oluşturabilseydiler bu gün bu sorunu konuşuyor olmazdık. Maalesef bölge ülkeleri, İngilizlerin masa başında ve cetvel ile çizdikleri sınırlarını milli sınır diye neredeyse kutsayarak halkların insani ve İslami haklarını ihmal etmiş ve görmezden gelmişlerdir. Oysa kutsanan bu sınırlar; emperyalistlerin çizdiği ve Müslüman halkları bölen, ayrıştıran ve sürekli sorunlara sebep olan şeytani bir planın sonuçlarıdır.
Tesnim Haber Ajansı - Özellikle kuzeydeki referandumla ilgili Irak'ın dini otoritesi Ayetullah Sistani önemli bir açıklamada bulundu. Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini ancak burada yaşayan Müslüman Kürt halkının hak ve hukuklarını da müzakere yoluyla çözülmesi noktasında bir beyanda bulundu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zekeriya Yapıcıoğlu - Ayetullah Sistani'nin çağrısını olumlu ve yapıcı görüyoruz. Tavsiyemiz Sistani gibi bir âlimin hakemliğinde ve İslami ölçülere riayet edilerek bu sorunun müzakere ile halledilmesidir.
Kaynak: DOĞRUHABER