Yeşilay Haftası münasebetiyle bir açıklama yapan Batman SAĞ-ÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Sıtkı Güneş, zararlı madde kullanıcı sayısının artmasının temelinde manevi boşluğun yattığını söyledi.
Batman Sağlık ve Çevrecilik Derneği (SAĞ-ÇEV) Yönetim Kurulu Başkanı Sıtkı Güneş, 1-7 Mart Yeşilay Haftası münasebetiyle değerlendirmelerde bulundu.
Yeşilay Haftası vesilesiyle fert ve toplum hayatına zararlı olan maddelerden alkol, uyuşturucu, sigara ve benzeri tüm maddelere bağımlı olanların kendilerine ve topluma zarar verdiğine dikkat çeken Güneş, toplumda bariz bir şekilde görülen manevi boşluğun, genliği zararlı maddelere bulaştıran en önemli faktör olduğunu söyledi.
Her yıl Mart ayının birinci haftasının Yeşilay haftası olarak kutlandığını hatırlatan Güneş, “Alkol, uyuşturucu, esrar, sigara ve benzeri birçok zararlı madde, gittikçe artan bir seyirde fert ve toplum hayatına sirayet etmekte, sirayet ettiği kişileri adeta esiri haline getirmektedir. Bu zararlı maddelere esir olanlar önce kendilerine daha sonra da yakınlarına ve topluma büyük zararlar vermektedirler. Bir noktadan sonra bu kişiler toplum için korkunç bir canavara dönüşebiliyor. Âlemlere rahmet, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in buyurduğu gibi, ‘İçki ve benzeri aklı ifsat eden bütün maddeler tüm kötülüklerin başıdır.’ Bu hikmetli ikaza kulak vermemenin acısını ve zararlarını bugün toplum olarak çok ağır bir şekilde çekmeye devam ediyoruz. Bu zararlı illetlerin sebep olduğu acıları, vahşetleri ve yıkımları her gün müşahede etmekteyiz.” dedi.
“Cezalar caydırıcı hale getirilmelidir”
Zararlı maddelerin yalnız fertleri değil toplumu da mahvettiğine dikkat çeken Güneş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu zararlı maddeler çocuklarımızı, gençlerimizi bizden alıp bize düşman ve zararlı hale getiriyor. Fert ve toplumu bu kötü halden kurtarmak için başta devletin yapması gereken birçok görev vardır. Devlet, bu konuda fert ve toplumu önceleyici, vatandaşının ruh ve akıl sağlığını her şeyden daha üstün ve değerli görme anlayışına sahip olmalı, çok daha ciddi adımlar atmalı ve önleyici tedbirler almalıdır. Mevcut cezalar kesinlikle caydırıcı değildir. Cezalar, caydırıcılık özelliğini barındırır hale getirilmelidir. Devletin bu konuda ciddi olarak bataklığın kaynağına yönelmesi ve bu bataklığı kurutması gerekmektedir. Aksi halde zararlı maddelerle mücadele, söylemin ötesine geçmeyecektir. Her yıl zararlı madde kullanıcı sayısının artması bu iddiamızı kanıtlamaktadır.”
“Manevi ve ruhi boşluk en önemli etkenlerdendir”
Konuşmasının devamında ailelere de tavsiyelerde bulunan Güneş, çocukların bu zararlı alışkanlıklara bulaşmamaları için ailelerinin, çocuklarına şefkat ve merhametle yaklaşması gerektiğini söyledi.
Güneş, “Aileler sıcak bir aile ortamı oluşturmalı, onları bu maddelerin kucağına itecek tavır ve davranışlardan uzak durmalıdır. En önemlisi de çocuklarımızın maddi menfaatlerine, dünyevi istikballerine eğildiğimiz ve önemsediğimiz kadar maneviyatlarına ve uhrevi hayatlarına da önem vermeliyiz. Çocuklarımızı ruhi ve manevi anlamda doyurmalıyız. Unutmayalım ki; manevi ve ruhi boşluk, çocuklarımızı bu zararlı maddelere bulaştıran en önemli etkenlerdendir.”
“Çözümler üretmelidirler”
Toplumun bilinçlendirilmesi için STK’ların da üzerine düşen görevlerin olduğunu belirten Güneş, STK’ların bu görevi yerine getirmesinin mühim olduğunu söyledi.
Güneş, konuşmasını şöyle bitirdi: “Sivil toplum örgütleri de bu konuda çok daha duyarlı olmalı, ellerini taşın altına koymalı, toplumu bilinçlendirme adına daha aktif olmalılar. Bu amaçla bir araya gelmeli, beraber çalışmalı ve çözümler üretmelidirler. Bu vesile ile Yeşilay haftasını kutlar hem devlet hem de vatandaş olarak bu zararlı maddelerle daha etkin mücadele edilmesini diler, zararlı maddelerin hayatımızdan tamamen çıktığı hayırlı ve sağlıklı bir yaşam dileriz.” (İLKHA)