Batman Bilim ve Sanat Merkezi hakkında açıklamalarda bulunan Bilim ve Sanat Merkezi Müdür Yardımcısı Behçet Gülenay, beyin göçüne engel olup, hedeflerinin geleceğin bilim insanlarını yetiştirmek olduğunu söyledi.
Batman Bilim ve Sanat Merkezinin 2015 yılında kurulduğunu söyleyen Gülenay, “Bilim ve Sanat Merkezleri Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel yetenekli öğrencilere bireysel destek eğitimi vermektedir. Yani; bireyin yeteneklerinin fark etmelerini ve yeteneklerini geliştirmelerini sağlayan merkezlerdir. Bir anlamda merkezimiz özel yetenekli çocuklarımıza, yeteneklerine göre yükseköğretimden önce henüz temel eğitim esnasında bilimsel ve sanatsal temel kazandırmayı amaçlamaktadır. Bizim devletimizin amacı ülkemizde düşünen, üreten, ülkesine katkı katsayısı yüksek insanların yurtdışına gitmesinin önünü kapatarak kendi ülkesinde düşüncelerini geliştirip üreterek insanına faydalı olacak ortamı sağlamaktır. Yani beyin göçü olayının önüne geçmektir.” ifadelerini kullandı.
“Küçük bilim adamlarını yetiştiriyoruz”
Kendi bilim adamlarını yetiştirmeye çalıştıklarını söyleyen Gülenay, “Kendi bilim insanını temelden kendisi yetiştiren, yarınını bugünden öngören bir anlayıştan söz ediyoruz. Bir anlamda küçük bilim insanların yetişmesini sağlamak, ülkesine yararlı bireyler yetiştirmektir. Merkezimizde okullardan farklı bir şekilde atölyelerde eğitimler veriliyor. Müfredat olarak okullarda verilen anlatıma dayalı klasik eğitim anlayışından uzak bireyin yeteneklerini geliştirmesine katkı sunacak etkinlikler mevcut. Atölyelerimizde çocuklarımız yaparak ve yaşayarak öğreniyorlar. Her türlü bilimsel ve sanatsal etkinlikler üzerine konularak atölyelerimizde yapılıyor.” dedi.
“Sanat merkezi çok yönlü çalışıyor”
Sanat Bilim Merkezinin faaliyetlerinden bahseden Gülenay, “Bunda bir birinden yetenekli farklı alanlarda uzman seçilmiş öğretmenlerimizin katkısı büyüktür. Merkezimizde eğitim ve öğretim 5 basamaktan oluşmaktadır. Önce öğrenci gelir merkezi, öğretmenlerini ve burada ne tür sanatsal ve bilimsel çalışmalar yapacağını görür. Ondan sonra destek eğitimine geçer. Destek eğitimi öğrencinin dalına göre bireysel temelin atıldığı dönemi kapsar. Bilim ve sanatla bu dönemde tanışır. Ondan sonra BYF dediğimiz bireysel yeteneklerini fark etme, devamında öğrenci fark ettiği bireysel yeteneklerini geliştirmektedir. Nihayetinde proje dediğimiz olay ile taçlandırılıyor eğitimlerimiz. Uzay bilimlerinden tutun, yaratıcı yazarlık, görsel sanatlar, müzik, robotik kodlama, teknoloji ve mühendislik ve zekâ oyunlarına kadar yani aklınıza gelen bilimsel ve sanatsal her türlü faaliyeti icra ediyorlar. Atölyelerimiz tam donanımlı ve uzman öğretmenlerimiz rehberliğinde küçük bilim insanları yetiştirme gayretini gösteriyoruz. Bu merkezlerde çalışan çocukların ülkemizde hatta dünya genelinde derece aldıklarını ve insanlığa faydalı ürünler ortaya koyduklarına şahit oluyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Sınava girmek için çocuğun okuma yazma bilmesine gerek yok”
Konuşmasının devamında Gülenay şunları söyledi: “Bu yıl 95 öğrencimiz vardı, merkezimize yeni yerleşip aramıza katılacak 40 bilim insanı adayımızla bugün itibari ile 135 öğrenciye ulaştık. Öğrencilerimiz 2’nci sınıfta bu merkezlerle tanışıyorlar ve üniversiteyi kazanana kadar burada bireysel destek eğitimi görüyorlar. Öğrencilerin yeteneğine ve seviyesine göre aldığı destek eğitimi değişiyor. Kimi 8 saat alıyor bu eğitimi kimi 12 saat. Fakat bunun üst sınırı yok. Her isteyen buradan destek eğitimi alamıyor. Çünkü çocuklar bakanlığın düzenlediği merkezi bir sınava giriyorlar. O merkezi sınav ise çok farklı bir sınavdır, tabletler üzerinden yapılıyor. Bilimsel ve sanatsal özel yeteneğe sahip olan öğrenciler tespit edilip sınavı geçerlerse merkezimizden destek eğitimi alabiliyorlar. Sınav görsel zeka, dikkat ve farklı becerileri ortaya koymaya yönelik bir sınavdır. Yani bu sınava girmek için çocuğun okuma yazma bilmesine gerek yok. Sınavı kazanırsa yerleşme hakkı kazanmıyor hemen. Sonrasında IQ testine veya yetenek sınavına girip o aşamadan da başarı gösterirlerse merkezimizde eğitim görmeye hak kazanıyorlar.”(Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)