Zekât ibadetinin mahiyeti hakkında önemli açıklamalarda bulunan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Beşir Şimşek, zekât ibadetinin, bütünüyle Müslümanların vahdetine, birlikteliğine, dayanışmasına vesile olduğunu söyledi.
Zekâtın, toplum barışında önemli bir yer tuttuğunu, Müslümanları kaynaştıran bir köprü olduğunu vurgulayan Şimşek, bugün her zamankinden daha çok zekât ibadetinin ihya edilmesine ihtiyacın olduğunu kaydetti.
Bugün İslam coğrafyasındaki pek çok savaşın sebebinin paylaşma ruhunun kaybolmasından kaynaklandığını dile getiren Şimşek, “Bugün eğer hırsızlık had safhaya çıkmışsa, çeteleşme, savaş, ahlaksızlıklar bir toplumda artmışsa bu zekât ibadetinin ihmal edilmesinden dolayıdır.” diyerek Müslümanları hakkıyla zekâtlarını vermeye çağırdı.
“Zekât Müslümanların vahdetine, birlikteliğine, dayanışmasına vesiledir”
Ramazan ayının ibadet ayı olduğunu, bunun içerisindeki en önemli ibadetin ise zekât ve fitre ibadeti olduğuna işaret eden Şimşek, “Zekât ibadeti Kur’an ve sünnetle sabit olan, hatta Kur’an-ı Kerimin onlarca ayeti kerimesinde zekât ve namaz birlikte zikredilmiştir. Dinimizde önemli bir yeri olan zekât ibadeti, yine dinimizin beş rüknünden birisidir. Zekât sadece birisinin para alması, birisinin para vermesinden ibaret bir ibadet değildir. Zekât ibadeti, bütünüyle Müslümanların vahdetine, birlikteliğine, dayanışmasına ve bir devlet olarak hayatlarını idame etmesine verilen bir ehemmiyettir. Çünkü zekât ibadetinde dayanışma, yardımlaşma, kaynaşma, Müslümanların birbirlerine sahip çıkması vardır. İslam’ın bu birlikteliğe çok önem vermesinden dolayı zekât ibadeti büyük bir öneme haiz bir ibadettir.” dedi.
“Zekât insanı maddi ve manevi hastalıklardan temizler”
Peygamber Efendimizden sonra da İslam halifelerinin zekâtın önemini ortaya koyduklarını vurgulayan Şimşek, “Pek çok hikmetlerinin yanı sıra zekât aynı zamanda Müslümanın kendisini temizleyen bir ibadettir. Fert olarak insanın hayatında önemli bir yeri vardır. Çünkü zekât, insanı maddi ve manevi hastalıklardan temizler. Zekât aynı zamanda malın korunması, malın artmasının sebebidir. Çünkü zekât malın şükrüdür. İnsan şükrettikçe Allah tarafından malı artırılıyor. Aslında insan zekât verdiği zaman malının şükrünü yerine getirmiş oluyor. Zekât verdiği zaman malını korumuş, nefsini temizlemiş olur.” diye konuştu.
“Zekât Müslümanları kaynaştıran köprüdür”
Zekâtın toplumsal hayatta da çok büyük önemi olduğuna dikkat çeken Şimşek, şunları söyledi:
“Zekât İslam’ın köprüsüdür. Bu köprü Müslümanları kaynaştıran köprüdür. Fakir ile zengini kaynaştıran, dayanışmayı sağlayan, kişiyi Allah’a bağlayan, dünyayı ahirete bağlayan bir köprüdür. Zekât, toplumun barışında, huzurunda, dayanışmasında, güç kazanmasında büyük bir ibadettir. Bugün belki de İslam coğrafyasındaki pek çok savaşın sebebi, bu dayanışmanın, kaynaşmanın, paylaşma ruhunun kaybolmasındandır. İslam ümmetinin bugün her zamankinden daha çok zekât ibadetinin ihya edilmesine ihtiyacı vardır. Çünkü bugün Müslümanların kahir ekseriyeti artık sefalet içerisindedir, memleketleri yıkılmış, evleri başlarına yıkılmış, talan olmuş bir İslam toplumu vardır. Dolayısıyla böyle bir zamanda Müslümanların kendi içerisindeki fakirlere, muhacirlere, miskinlere yardım elini uzatması lazım ki, Müslümanlar tekrar bir vücut haline gelip, yardımlaşma ruhuyla birbirlerini sevebilsinler.”
“Bugün her zamankinden daha çok zekât ibadetinin ihya edilmesine ihtiyaç var”
Bugün toplumda var olan pek çok hastalıkların sebebinin zekât ibadetinin ihmal edilmesi olduğunu söyleyen Şimşek, “Bugün eğer hırsızlık had safhaya çıkmışsa bu zekât ibadetinin verilmemesindendir. Bugün çeteleşme, savaş, ahlaksızlıklar bir toplumda artmışsa bu zekât ibadetinin ihmal edilmesinden dolayıdır. Eğer Müslümanlar birbirlerine zekâtlarını vermiş olsaydı, yardımlaşma elini uzatmış olsaydı, belki bu insanlar birbirlerine karşı düşmanlık beslemezlerdi, birbirlerine hasetle bakmazlardı, birbirlerine dua eder, birbirlerinin ellerinden tutarlardı. Zengin zekâtını verse fakir ona muhabbetini gösterir, ama bu zekât ibadeti yeterince yapılmadığı için bu sefer fakir, zengine kin besliyor; gözünü malına dikiyor, onun hırsızlığını yapıyor ve bunu kendi hakkı olarak kabul ediyor. Bugün her zamankinden daha çok bizim zekât ibadetinin ihya edilmesine ihtiyacımız vardır.” ifadelerini kullandı.
“Müslümanlar Komünizme, Sosyalizme meylediyorsa bu zekât ibadetinin ihmal edilmesindendir”
Zekât ibadetinin tekrar ihya edilmesi gerektiğini belirten Şimşek, “Bugün İslam coğrafyasında Müslümanlar Komünizme, Sosyalizme meylediyorsa bilelim ki bu zekât ibadetinin ihmal edilmesinden kaynaklanıyor. Çünkü zekât ibadeti; yardımlaşmadır, fakiri gözetmedir, sahiplenmedir. Bugün Komünizm zihniyeti bu tür süslü ifadelerle Müslümanı peşine takıyor. Oysa zekâtla İslam bunu sağlamıştır. Yeter ki onu tekrar hayata geçirelim. Allah’ın mal, mülk verdiği bütün Müslümanların zekâtlarını, Kur’an-ı Kerim'de zikredilen o sınıflara ulaştırmaları hususunda hassas davranmalarını, cimrilik yapmamalarını tavsiye ediyoruz.” şeklinde konuştu.
“Fitrelerimizi zamanında verelim ki fakirler de sevinsin”
Fitre ibadeti hakkında da konuşan Şimşek, son olarak şunları kaydetti:
“Fitre ibadeti Hanefi mezhebine göre vaciptir. Diğer üç mezhebe göre de zekât gibi farz bir ibadettir. Fitre ramazanda verilen bir ibadettir. Fitre ibadeti her kişi başına verilir. Bunun hikmeti; özellikle oruç tutan Müslümanların orucuna düşen noksanlıkların giderilmesi içindir. Fitremizi verdiğimiz zaman tuttuğumuz orucun noksanlıklarını bir nevi telafi etmiş oluruz. Başka bir hikmeti de, bayrama giriyoruz. Nice fakir insanlar var aramızda, onların da bayram yapmaları lazım. Dolayısıyla fitrelerimizi fakirlere ulaştırdığımız zaman onlara da bayram yapma fırsatı veriyoruz. Bu şekilde yine bir kaynaşmaya sebebiyet veriyoruz. Dolayısıyla fitre hususunda da aynı şekilde Müslümanların fitrelerini zamanında vermeleri lazım. En geç bayram günü, bayram namazı çıkışına kadar Müslümanların fitrelerini vermeleri lazımdır. Şimdiden de verebilirler, ama o zamana kadar da ertelenebilir. İnsanlar bayrama hazırlık yapacakları için şimdiden Müslümanların fitrelerini fakirlere ulaştırması daha iyi olur. Ona göre onlar da kendilerine hazırlık yapsınlar.” (Mehmet Fatih Akgül, Mehmet Sait Çelik-İLKHA)