HDP/PKK'nin yönlendirmeleri üzerine 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen saldırılarda Yasin Börü, Hasan Gökgöz, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş başta olmak üzere onlarca masum insan hayatını kaybetmişti.
Saldırılarda 700'ü aşkın kişi yaralanmış, yüzlerce okul, Kur’an kursu, cami yakılmış, kamu binası tahrip edilmiş, ev ve iş yerleri yağmalanmıştı.
Araştırmacı Yazar Muhammed Zeki Mirzaoğlu ve Araştırmacı Yazar Sadullah Aydın, 6-8 Ekim saldırılarının yıl dönümünde İLKHA’ya değerlendirmelerde bulundu. 6-8 Ekim’de Selahattin Demirtaş’ın çağrısıyla sokağa çıkan çetelerin hedefinde inançlı insanların olduğunu belirten yazarlar, o gün çok sayıda insanın hunharca katledildiğini ifade ettiler.
Katliamın müsebbiplerinin halen hakim karşısına çıkıp gereken cezayı almadığına dikkat çeken yazarlar, tek beklentilerinin adaletin yerini bulup azmettiricilerin hak ettikleri cezayı almaları olduğunu söylediler.
“İnançlı insanlar onlar için bir engeldi”
Selahattin Demirtaş’ın çağrısıyla sokaklara çıkan çetelerin insanların canına ve malına zarar verdiklerini belirten Araştırmacı Yazar Muhammed Zeki Mirzaoğlu, “İnançlı insanlar bu bölgede devamlı onlar için bir engel olmuşlardır. Bu engelin kaldırılması onlar için elzemdi ve bunu yapmak gerekiyordu. Bundan dolayı Selahattin Demirtaş’a bir nevi taşkın olan insanlar dediğini yaparak sokaklara dökülüp insanlara zarar verdiler. Arabalarını yaktılar, dükkanlarına, AVM’lere girdiler, mallarını eve götürdüler. Böyle bir anlayış aslında jakoben bir anlayış, kesinlikle kabul edilemeyecek bir anlayıştır.” dedi.
“Bunlar Batı’nın, Amerika’nın güdümünde vazifelendirilen insanlardır”
Saldırılarda çok sayıda insanın katledildiğini, bundan dolayı azmettiricilerin hak ettikleri cezayı almaları gerektiğini vurgulayan Mirzaoğlu, şöyle devam etti:
“Yasin Börü ve 50’ye yakın vatandaşımızı katlettiler. Ne olarak söylüyorum ki bu insanlar bunların katilidirler. Bu insanlar mutlaka ceza çekmek durumundadırlar. Dolayısıyla 6-8 Ekim arifesinde bunu yetkililerden istiyorum. Yetkililer mutlaka bunların cezalarını vermelidirler. Çünkü zulümle abat olunmaz. Bu insanlar çıktığından beri bu memleket, insanımız kesinlikle bir rahat yüzü görmedi. Kürtler adına çıkmışlar, Kürtlerle bir alakası olmayan bu insanlar kesinlikle Batı’nın, Amerika’nın güdümünde vazifelendirilen insanlardır.”
“Yetkililerden adaletin yerini bulmasını istiyoruz”
Adaletin en kısa sürede tecelli etmesi gerektiğini dile getiren Mirzaoğlu, “Bu insanların cezalarını mutlaka almalarını arzu ediyoruz. Bunların ceza aldıklarına daha tam manasıyla inanmıyoruz. Ama mutlaka bunların ceza göreceklerine inancım tamdır. Çünkü bunlar millete kastetmişlerdir. Kurban eti dağıtan Yasin Börü gibi gencecik fidanı hunharca katletmelerini hazmedemiyoruz. Diğerleri de aynı zulme maruz kalmışlardır. Umarım ki adalet yerini bulacaktır, bizim yetkililerden de isteğimiz budur.” ifadelerini kullandı.
“6-8 Ekim’de sokaklar çetecilerin insafına terk edildi”
Araştırmacı Yazar Sadullah Aydın ise 6-8 Ekim katliamının etkisinin halen devam ettiğini ifade etti.
6-8 Ekim vahşetinin üzerinden 6 yıl geçtiğini anımsatan Aydın, “Ama 6 yıl geçmesine rağmen o günlerde yaşanan katliam halkın üzerindeki etkisini hâlâ devam ettiriyor. 6-8 Ekim’de günlerce sokaklar, özellikle bölgemiz çetecilere, katliamcılara, onların insafına terk edildi. 3-4 gün boyunca polis, asker yoktu. Halkın can ve mal güvenliği vahşi çetecilerin insafına bırakıldı. Ne yazık ki en az 50 masum cana mal oldu. Sayısız cami, Kur’an kursu, kitabevi, okul, dükkan yağmalandı, harabeye çevrildi. Kaldırımlar, caddeler yakılıp, yıkıldı.” şeklinde konuştu.
“İnsanları sokaklara çağıranlar hâlâ hakimlerin karşısına çıkmış değil”
Katliamın müsebbiplerinin yanı sıra saldırılar karşısında görevini yapmayanların da cezalandırılması gerektiğine işaret eden Aydın, şunları söyledi:
“O gün yaşanan vahşetin, katliamın suçluları ne yazık ki hâlâ tam anlamıyla hakim karşısına çıkmış değiller. Birkaç figüran cezalandırıldı. Ama işin asıl müsebbibi olan insanlar, o gün insanları sokaklara çağıranlar ne yazık ki hâlâ hakimlerin karşısına çıkmış değil, cezalarını almış değiller. Bir daha o acı günlerin yaşanmaması için bu vahşetin müsebbipleri kesinlikle hakim karşısına çıkmalı ve mutlaka cezalandırılmalıdırlar. O gün görevini yapmayanlar da, halkı çetecilerin insafına terk edenler de gereken cezayı almalıdırlar.” (İLKHA)