Türkiye’de ‘Kürdistan’ denilince neden bu kelime kimi çevreler tarafından PKK ile özdeşleştiriliyor? Coğrafik bir bölgenin ismi olmasına rağmen ‘Kürdistan’ demek neden suç sayılıp insanlar cezaevlerine atılıyor?
Bu algının, suçlamanın Türkiye’nin toplumsal barış ve huzurunu bozduğu, halklar arasındaki kardeşliği zedelediği belirtiliyor.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tarihçi Yazar Sadullah Aydın, ‘Kürdistan’ isminin Türkiye’nin bütünlüğüne asla bir tehdit oluşturmadığını söyledi.
“Osmanlılar döneminde bu coğrafyanın ismi Kürdistan’dı”
Kürdistan kavramının asırlardır bu coğrafyaya isim olduğunu vurgulayan Aydın, Osmanlılar, Selçuklular ve daha önce bu topraklarda hüküm sürmüş devletler zamanında bu bölgenin, bu coğrafyanın adının Kürdistan olduğunu belirtti.
Aydın, “O dönemde çizilmiş haritalara bakıldığı zaman bu anlaşılacaktır. Kürdler binlerce yıldır bu toprakların sakinidirler, Mezopotamya'nın yerli halklarından en önemlilerinden biridirler. Özellikle İslam'la müşerref olduktan sonra bu topraklarda büyük medeniyetlere öncülük etmişlerdir.” dedi.
“Kürdistan isminin PKK ile yan yana getirilmesi haksızlıktır”
Bu topraklara Kürdistan denilmesinin tarihsel, bilimsel bir hakikat olduğuna dikkat çeken Aydın, bu ismin PKK ve onun türevleriyle bir alakasının olmadığına işaret etti.
Kürdistan isminin PKK ile özdeşleştirilmesinin, terör ve bölücülük kavramlarıyla yan yana getirilmesinin büyük bir haksızlık olduğuna vurgu yapan Aydın, şöyle devam etti:
“Kürdistan, Müslüman Kürd halkının asırlardır yaşadığı coğrafyanın adıdır. Bugün de birçok ülkede Kürdlerin yaşadığı bölgelere Kürdistan ismi verilmektedir. İran'da, Irak'ta ve diğer yerlerde Kürdlerin yaşadığı coğrafya o ülkelerin haritaları üzerinde de Kürdistan olarak geçmektedir.”
“Kürdistan isminin kullanılması Osmanlı’nın bütünlüğüne hiçbir zaman zarar vermedi”
Kürdistan isminin bölücülük, Türkiye'nin bütünlüğüne yönelmiş bir tehdit olarak algılanmasının yanlış olduğunu ifade eden Aydın, “Altı asır süren Osmanlı İmparatorluğunda bu bölgenin resmi adı Kürdistan'dı. Bu durum Osmanlının bütünlüğüne hiçbir zaman tehdit olarak algılanmadı. İran'da da Kürdlerin yaşadığı bölge resmi olarak Kürdistan olarak anılıyor. Ama bu durum İran için de bir tehdit oluşturmuyor.” diye konuştu.
Kürd halkının haklı taleplerini insani talepler olarak bakılması gerektiğini kaydeden Aydın, şunları söyledi:
“Nasıl ki Türkistan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve diğer birçok coğrafya ismi bölücülüğü, terörü çağrıştırmıyorsa, insani ve İslami, tarihsel ve bilimsel bir hak olarak görülüyorsa aynı şey Müslüman Kürd halkı için de geçerli olmalıdır.
Kürd halkının insani ve İslami talepleri ile PKK özdeşleştirilmemeli. PKK ile Kürd halkının haklı talepleri aynı kategoride değerlendirilmemeli. PKK meselesine bir güvenlik sorunu olarak bakılırken Kürd halkının haklı taleplerine ise insani talepler olarak bakılmalı. Böyle bakıldığı zaman hem bu ülkenin sosyal barışına büyük bir katkı sunulmuş olur hem de PKK'nin elinden argümanları alınmış olur.”
“Kurtuluş savaşı bunun en güzel örneğidir”
“Kısacası Kürdistan ismi asla Türkiye'nin bütünlüğüne bir tehdit değildir” diyen Aydın, “Asırlardır tehdit olmadığı gibi bugün de tehdit değildir. Bu topraklarda Müslüman halklar emperyalist güçlere, onların yerli taşeronlarına, böl parçala yut projeleriyle bütünlüğümüze saldıran şer güçlere karşı her zaman bir bütün olmuşlardır. Kurtuluş savaşı bunun en güzel örneğidir.” ifadelerini kullandı.
“Ülkemizin bütünlüğünü istiyorsak asimilasyoncu, kavmiyetçi, inkârcı politikalardan vazgeçmeliyiz”
Konuşmasının sonunda, milliyetçi söylem ve uygulamaların bu kardeşliğe en büyük tehdit olduğunu belirten Aydın, şunları kaydetti:
“Gerçekten ülkemizin bütünlüğünü istiyorsak, şer güçler karşısında bütün ülke halkının yekvücut olmasını arzuluyorsak asimilasyoncu, kavmiyetçi, inkârcı politikalardan derhal vazgeçmeli, bu ülkede yaşayan bütün halkların, Müslüman halkların insani haklarını âmâsız, fakatsız vermeliyiz.” (İLKHA)