Dinimiz İslam ve Er-Rahman ile ilgili açıklamalar...
İslam konusu:
RAMAZAN MANİSİ:
Bu aya hürmet gerek,
Nimete şükür gerek,
Mübarek Ramazan’da,
Hakka ibadet gerek.
AYET:
"Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki (O din) ondan kabul edilmeyecek ve âhirette kaybedenlerden olacaktır " -Al-i İmran:85-
HADİS:
-“İslam 5 temel üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekâtı, haccı ve ramazan orucunu yerine getirmektir.” -Buhari, İman bölümü: İbni Ömer’den rivayetle-
Er-RAHMAN
Ezel'de bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran;
Sevdiğini, sevmediğini ayırt etmeyerek bütün mahlûkatını sayısız nimetlere ğarkeden...
Hayatları için lüzumlu olan bütün rızıkları veren...
İSLAM
İslam,"silm" ve "selam"; kökünden türeyen bir kelimedir. Bu şekliyle Kur'an'ın 105 yerinde geçmektedir. "İslam" kelimesi, isim ve fiil halinde 10 kadar ayette geçmektedir. Silm; barış, güven ve huzur, selam da; mutluluk, esenlik ve güvenlik demektir. İslam ise; Allah'a teslim olmak, boyun eğmek ve itaat etmek manasınadır. İslam'ı benimsemiş erkeğe Müslim, kadına da Müslime denir.
Kur'an'a göre İslam, kişinin kendisini yalnız Allah'a teslim etmesi, yalnız O'na kul olması, yalnız O'na ibadet etmesi demektir. Tevhidin gereği de budur. Bu anlamıyla İslam, yalnız son Peygamber olan Hz.Muhammed'in getirdiği dinden ibaret değil, bütün Peygamberlerin insanları tek Allah'a kulluk etmeye, ahirete iman etmeye ve salih amel işlemeye davet etmelerinin özünde olan bir inanç sistemidir.
İslâm Dini, Allah'ın, son Peygamberi Hz.Muhammed (S.A.V.) vasıtasıyla bütün insanlara gönderdiği en son ve en mükemmel dindir. İslâm'ın gelmesiyle, diğer dinlerin hükmü sona ermiştir. İslâm dinîni kabul eden kimseye Müslüman denir. İslâm'ın en son ve Allah katında yegâne muteber din olduğu, Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde belirtilir:
Bu bakımdan insanlığı Tevhid inancına davet noktasında, bütün Allah elçilerinin vazifesi aynıdır.
"O'nun ortağı yoktur Bana sadece bu emrolundu ve ben Müslümanların ilkiyim." -En'am Suresi:163-; "Allah katında din İslâm'dır…" -Al-i İmran Suresi:19-; "Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki (O din) ondan kabul edilmeyecek ve âhirette kaybedenlerden olacaktır" -Al-i İmran Suresi:85- bu gerçeği ifade etmektedir.
Hz.Peygamber İslâm'ı, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek ve hacca gitmek -Müslim, İman, 5-; Müslüman'ı ise, "Müslüman, dilinden, elinden, Müslümanların selâmette kaldığı kimsedir " -Buhari, İman, 3- şeklinde tanımlamıştır.
Bu duruma göre İslam, insanlık için vazgeçilmez değerler olan inanç, ibadet, muamelat ve ahlâk gibi temel prensipleri sosyal hayatın gereği olarak kabul eden ekmel ve evrensel bir dindir. Nitekim Cenab-ı Hak da kullarına en uygun din olarak İslam'ı seçtiğini beyan etmiştir: "Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim " -Maide Suresi:3-
AYETLER:
-“Ey iman edenler, hepiniz topluca ‘barışa ve güvenliğe’ (Silm'e, İslam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. -El Bakara Suresi:208-
-“Hiç şüphesiz din, Allah katında İslam'dır. Kitab verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten Sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkâr ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.” -Al-i İmran Suresi:19-
-“Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan Kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.” -Al-i İmran Suresi:85-
-“Allah, kimin göğsünü İslam'a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur üzerinedir, (öyle) değil mi? Fakat Allah'ın zikrinden (yana) kalpleri katılaşmış olanların vay haline. İşte onlar, apaçık bir Sapıklık içindedirler.” -Zümer Suresi:22-
HADİSLER:
-“İslam 5 temel üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekâtı, haccı ve ramazan orucunu yerine getirmektir.” -Buhari, İman bölümü: İbni Ömer’den rivayetle-
-“Ey Allah’ın Resulü, ‘hangi Müslüman en üstündür?’ diye soruldu. ‘Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir’ buyurdu” -Buhari, İman bölümü: Ebu Musa’dan rivayetle-
— Talha b. Ubeydullah'tan (Radıyallahu anh):
Bir bedevi Rasûlullah'a (Sallallahu aleyhi ve sellem) geldi ve dedi ki: 'Ey Allah'ın Resulü! İslâm nedir?' Rasûlullah şöyle buyurdu:
"İslâm, bir gün ve gecede beş vakit namaz kılmaktır." 'Beş vakit namaz dışında bana başka farz namaz var mı?' "Hayır."
Bedevi, oruç hakkında sordu. Peygamberimiz : "(ikinci olarak) Ramazan orucunu tutmandır," buyurdu. 'Ramazan orucu dışında bana başka farz oruç var mı?' "Hayır."
Peygamberimiz zekâtı da zikretti, o kişi : 'Zekât dışında bana başka farz zekât/sadaka var mı?' "Hayır." Bedevî:
"Vallahi, bundan ne fazlasını yaparım ve ne de eksiğini" deyince Rasûlullah şöyle buyurdu:
Eğer sözünde sadık kalırsa kurtulmuştur, (cennete gider)." -Buhari, iman bölümü-
İslâm Dini, Allah'ın, son Peygamberi Hz.Muhammed (asm) vasıtasıyla bütün insanlara gönderdiği en son ve en mükemmel dindir. İslâm'ın gelmesiyle, diğer dinlerin hükmü sona ermiştir. İslâm dinîni kabul eden kimseye Müslüman denir. İslâm'ın en son ve Allah katında yegâne muteber din olduğu, Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde belirtilir:
“Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan Kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.” -Al-i İmran Suresi:85-
SALİHLERİN ÖYKÜSÜ:
Kervan geçti
Daha önceleri bir kralın cariyesiydi , her türlü ziynet ve süs içindeydi. Cariye olsa da, o, kralın cariyesi olduğu için dünyalıklar içinde yüzüyordu. Bir gün kral onu azat etti. Hayatının dönüm noktasıydı bu. Dünyayı elinin tersiyle itti, ona artık tenezzül bile etmedi. Zahidlerden Ebu Abdullah el-Besari ile evlendi ve kendini ibadete verdi.
Cevhere el-Abide bir gece rüya gördü. Rüyasında kurulmuş çadırlar gördü. Cenneti andırıyordu. Çok güzeldiler. O da bu çadırları beğenmiş olacak ki çadır çevresinde bulunanlara: “Bu kurulmuş çadırlar kimindir?” diye sordu. Ona: “Bu çadırlar geceleri Kur’an okuyarak namaz kılanlarındır” dediler. Bu rüyadan sonra geceleri uyumaz oldu ve ibadet ederdi.
Gece, eşi Ebu Abdullah b. Cafer’i ibadet için çağırır ve şöyle derdi: “Ey Eba Abdillah, kervan geçti.”
Kocası eşinin halinden memnundu. Zira eşi de kendisi gibi hatta kendisinden daha fazla abid ve zahitti. Kişi zahid olduğu hâlde, ailesi dünyaya meyildar ise bu doğal olarak sıkıntı getirir, ancak iki tarafta aynı noktada birleşince sıkıntılar yok olurdu. İşte bu iki zat da böyle bir aile hayatı yaşıyorlardı.
Cevhere el-Abide, sürekli tefekkür eder, ayetlerin ve Peygamber (sav)’in hadislerinin kendi hayatında ne anlama geldiğini kavramaya çalışırdı. Mümkün mertebe onlarla amel etmeye gayret eder, bu konuda kocasına da yardımcı olurdu.
Bir gün Cevhere tefekkürden sonra kocasının yanına gelerek: “Ey Eba Abdillah, kadınlar cennete girdikleri zaman süslenirler mi?” diye sordu. Kocası: “Evet süslenirler” deyince Cevhere bir çığlık atıp bayıldı. Kocası endişelenmişti. Nihayet bir müddet sonra ayılıp kendine geldi. Kocası: “Nedir bu halin?” diye sorunca, o: “Eski halimi ve dünyalığımı hatırladım, ahirette mahrum kalacağım diye korktum” dedi.
Hakim b. Cafer diyor ki: Biz Ebu Abdullah b. Ebi Cafer ez-Zahid’in yanına gelirdik. Ebu Abdullah hurma yaprağından örülmüş Bahran hasırı üzerinde otururdu. Cevhere aynı oda da karşısında kıbleye dönük olarak başka bir hasırın üzerinde oturdu.
Bir gün ona geldik, yerde oturuyordu, o hasır altında yoktu. Biz: “Ey Eba Abdillah, üzerinde oturduğun hasırı ne yaptın?” dedik. O da: “Cevhere dün gece beni uyandırdı. Bana: “Hadiste: “Yer insanoğluna, “benimle senin arana perde koyuyorsun ama, yarın bağrıma gireceksin, der” deniliyor mu?” dedi. Ben de: “Evet” dedim. O da: “Öyleyse bu hasırları dışarı çıkar, bizim onlara ihtiyacımız yoktur” dedi. Ben de kalkıp onları çıkardım” dedi.
Allah (CC)’ın rahmeti onların üzerine olsun. Allah, mekânlarını cennet, makamlarını yüce kılsın. Amin...
HAZIRLAYAN: VEYSİ DEMİR HÜR24 HABER