Gerçekten paniğe gerek yok ve hiçbir faydası da yok. Karşılaşma olasılığınızın çok çok düşük olduğu Çin virüsünün size vermeyeceği zararı, yaratılan panikle çok daha fazlasını kendinize, çevrenize ve topluma veriyorsunuz.
Gerçekten hayretle içindeyim. Ölümden korkmayan, korkmadığını söyleyen insanların, görmedikleri Çin virüsünden bu kadar korkmalarına şaşırmaktayım. Kabadayılık yapanların, devlete meydan okuyanların, insanları egemenliklerine alıp tek tipleştirmeye çalışanların, küçücük bir virüsten bu kadar korkup, kaçacak yer aramalarına şaşırmaktayım. Cedelleşen, ölümleri kanıksayan, çevrelerinde milyonlarca kadın çocuk masum insanların savaş uçakları ve füzelerle katledilmelerine duyarsızlaşan insanların, Çin’den yayılan bir Virüs için bu kadar panik yapmalarını hayretler içinde izlemekteyim. Bir milyonu aşkın insanın katledildiği Suriye’den, ölüm yağdıran uçak, tank ve toplardan kaçan masum insanları ayıplayan bazı insanların, duyduğu Çin virüsünden bu kadar korkup panik yapmalarını ibretle görüyoruz. Yapılan zamlar için hükümetleri suçlayan, fiyatları yükseltmek için mal stoklayanları lanetleyenlerin, Çin’de çıkan bir virüs için market raflarını boşaltarak yemeyecekleri kadar gıda stoklayarak fahiş fiyat artışlarına sebep olanları hayretler içinde izlemekteyim.
Bu telaş ve panik neden? Ölmeyecek insan mı var? Her gün çevrenizden birileri ölmüyor mu? Dünyada 8 milyara yakın insan yaşamaktadır. Ve şimdiye kadar bu hastalığa yakalananların sayısı yaklaşık olarak 150.000 olarak ifade edilmektedir. Bunların 70.000 kadarı tedavi edilerek taburcu edilmiştir. Ve bu hastalığa yakalananlardan 5500 kadarının öldüğü söylenmektedir. Yani ölüm oranı 14 milyondan 1 bile değildir. 5 hastanın tespit edildiği ülkemizde de çok şükür ki ölüm yok. Kısacası sizin, benim bu hastalığa yakalanma oranımız milyonda bir bile değil. Ama başka sebeplerle her gün çevremizde birileri ölmektedir. Kalp hastalıklarından, mide ve bağırsak hastalıklarından, beyin kanaması ve diyabetten, kanserden… Ölenlerin oranı çok çok daha fazladır. Ve maalesef virüse gösterdiğimiz hassasiyetin yüzde birini bu hastalıklara karşı göstermiyor, bu hastalıklara yol açan sebeplerden korunmuyoruz. Maalesef birçoğumuzun desteklediği, masum gösterdiği şiddet/terör olaylarında verdiğimiz ölü ve zararlar çok çok daha fazladır ve maalesef buradaki ölümlere aynı hassasiyeti göstermiyoruz. Bizden! Olunca ağlıyor, feryat ediyoruz ama ölen muhalif olunca, sanki hak etmiş gibi seviniyoruz. Ve maalesef çoğumuzun ihlal ve ihmallerimiz sonucu sebep olduğumuz trafik kazalarında, ölenlerin oranı çok daha fazladır ve kuralları ihlale devam ediyoruz. Uyuşturucu, alkol ve sigaranın sebep olduğu hastalıklardan ölenlerin oranı çok daha fazladır ama maalesef bu zehirleri kullanmaya devam ediyoruz. Kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri ve siyasi cinayetlerden ölenlerin oranı çok daha fazladır ama maalesef aynı duyarlılığı göstermiyoruz.
Havaların ısınmasıyla bu mikrobun kaybolacağı söyleniyor. Hastalığın çıktığı ve günlük ölümlerin 250’ye çıktığı Çin’de, artık insanlar başarıyla tedavi edilmekte ve ölümler tek haneli rakamlara düşmüştür. Ben bu ilacın bazı karanlık güçlerce depolarda bekletildiğine inanıyorum. Ama çok şükür ki Belçika onlardan önce davranarak ilacı bulduğunu açıkladı. Yani bu kadar korkmaya ve panik yapmaya gerek yok. Elbette hastalıklara yakalanmamak için bütün tedbirlerinizi alın. Özellikle dinimizin de emri olan temizliğe dikkat edin. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye çalışın. Bol bol su için. Hazır gıdalardan mümkün mertebe uzak durun. Alışkanlık haline getirdiğimiz ve her gün ilerlettiğimiz lüzumsuz sarılma ve öpüşmelerden kaçının.
Hey virüs sen neymişsin be! Eminim ki, insanlar senden korktukları kadar, Allah’tan ve hesap vermekten korksalardı, hiçbir kötülüğe yanaşmayacaklardı.
Aslında ölüm ve virüslerden korkmanın asıl sebebi, bazılarının yok olmaktan, bazılarının da ahiret hesabından korkmalarından kaynaklanmaktadır. Eğer imanınızı güzel amellerle güçlendirir, kul hakkına girmeden iyiliklere yönelir ve kötülüklerden sakınırsanız, ölümün Cennete açılan bir kapı olduğu inancıyla biraz daha rahatlarsınız. Mikropsuz ve virüssüz bir gelecek dileğiyle…
İhsan PINAR Tüm Yazıları