Değerli dostlar takdir edersiniz ki pandemiden ötürü olağanın dışında seyreden bir dönemden geçiyoruz.
Bundan ötürü biz de ihyası için aile içinde Mukabele geleneğini sürdürmeye/yaşatmaya gayret ediyoruz. Fakat bunu yaparken bazı ayetleri de aile efradıyla güncel olaylarla olan bağlantıları üzerinde duruyoruz.
Bugün Ramazanın 23.günü dolayısıyla biz de 23.cüzün mukabelesini yaptık.
Bu cüzde bulunan Saffat suresinin 76,78,115 ve 134.ayetleri üzerinde durduk.
Tarihe baktığımızda sosyal/toplumsal ayırışmalara neden olan bazı ilahi/doğal olaylarla karşılaşırız.
İşte Nuh (as)ın. Tufanı, ad-semud hilakı, Lut ehlinin necatı, Tih çölü olayı ve Kızıldenizin yarılması gibi olaylar.
Aslında tüm bunlara derin bir bakış açısıyla bakıldığında iki toplumu birbirinden uzak tutarak, aralarını ayırarak, birbirinden uzaklaştırarak birbirlerinden etkilenmemelerini sağlamak adına geliştirilmiş olgular da olabileceği görülecektir.
Zira insan alışan varlıktır ve dolayısıyla içinde bulunduğu toplumdan olumlu/olumsuz etkilenir ve zamanla o alışkanlıklar normal karşılanır hale gelir...
Örneğin herkesin sözde doğruyu istemesini söyleyip eylemde doğru söyleyeni ayıpladığı dışladığı hatta sevmediği gibi... ve kimse bunun farkına bile varmaz. Birey, kendisine zarar vermeyen doğru veya yalanı hep takdir eder hale gelir...
Bahsi geçen toplumların başına gelen olaylarda da, islahından umut kesilenler arkada bırakılmış. İslah olanlarla araları açılmış. Sonraki nesiller kötü ahlak/yaşam yerine, iyiyle tanışsın-sadece iyi olanın içinde büyüsün-etkilensin diye de okunabilir bir bakıma.
Bu bağlamda 'modern çağda/asırda' korona ile içeriye kapanan ve birbiriyle ilişkisi kesilenler, öncekilerin/kendilerinden yaşça daha büyük olanların değer yargılarından uzaklaşacaklardır. Zira ayrı kalmak suretiyle pratikte görmeyeceklerinden- habersiz kalacaklarından bu durum bir bakıma normal de karşılanacak...
Ha, bu iyi mi kötü mü zaman gösterecek.
Örneğin artık kadir-kiymet, sevgi-saygı, ceza ve affetme gibi erdemler şahsi-bireysel yüklem-anlam kazanacaktır.
Çünkü artık beslenme, tüketim, temizlik, camaatle namaz, yapılamayan hac farizası, misafirlik, cuma ve teravih namazları, bayramlaşma, selamlama ve tokalaşma anlayışımız değiştiği gibi taziye, düğün, mevlid, komşuluk hukuku, barış gibi birçok sosyal anlayışlarımız da/değerlerimiz de değişecek.
Zira insan alışan varlıktır...
Ve en sevdiğinin ölümüne bile alışan insan, nelere alışmaz ki?
Her kaç yılda, bir asrın (sosyal yapının) değiştiği söylenir. İyi veya kötü, korona ile altyapısı oluşan, yeni bir asra hazır olun.
Selam ve dua ile...
M. Burhan Hedbi Tüm Yazıları