Günümüz dünyasında baba kelimesi çok kullanılışlı bir kelime. Gençliğin trend cümleleri baba ile başlar, baba ile sona erer. “Ne haber baba, baba büyüksün...” Gibi sözcükler birçok kişinin diline dolanmış, bir bu yana bir diğer yana savrulup gidiyor.
Bir başka ergen mahallede ise baba deyince akıllarına; para babası, mafya babası, ağa baba... gibi terimler gelir. Bunlar da köşeyi biran önce dönme telaşına girmiş zavallılar grubunun sağ kolunu temsil ederler.
Diğer tarafta gecekondu mahallesine doğru baktığımızda ise asıl yazımıza konu olan babalar gelir. Öyle ki, bu evlerde babalar hep unutkan, anneler de hep tok olur... Hayatın çileli yolculuğunu yüzündeki kırışıklara sığdırmış, pak alınlarına pek günah bulaştırmadan nasırlaşmış elleriyle evlatlarını muhafazaya çalışan babalar...
Yıllarca, haftanın her günü kimi şantiye köşelerinde, kimi inşaatlarda, kimi gurbete iş bulma ümidiyle yollara koyulup çalışan, kazandığı parayla evinde pişen yemeği bile göremeyen, elleri nasırlı, yürekleri kocaman babalar...
Hani, hayatın renklerini bize öğretip, varlığıyla güven veren; unutulmaz anlarımızın kahramanları efkarlı bir çift göz ardından müthiş sevinç yumağı babalar...
Yanımızda duruşlarıyla, yüreklerimizi ısıtan, güç ve güven veren, güçlü bir çınar gibi yaslandığımız, sevgiyi, şefkati, vicdanı, merhameti, dürüstlüğü, erdemi, güzel olan her şeyi öğrendiğimiz babalar...
Sevgisiyle, sözleriyle ilham kaynağı, iyi bir yürekle beraber büyük bir merhameti, kuvvetli bir sabrı ve tükenmez bir fedakarlığın manifestosunu çalıştığı alın teriyle yazan babalar...
Varlığı huzurun, mutluluğun sembolü, yokluğu ise hüznün, dile gelmesidir. Hani derler ya “baba çınar gibidir, meyvesi olmasa da gölgesi yeter” diye… Evlerimizin direği, bizlere güven veren babalarımızın omuzunda geleceğe taşınmak kadar güzel ne olabilir. Daha yürümeyi bilmez, yalpalayıp düşerken, hayata adım attığımızda elimizden sımsıkı tutup güven aşıladılar yüreklerimize…. Karşılıksız sevgi ve fedakârlık timsali olan babalar, güzel ve mahzun yüreklerin süper kahramanları olmuşlardır hep...
Bir bakışla destanlar yazdırırken, gülümsemeleriyle de yüreklere ilmek ilmek huzurun nakışlarını işlerler babalar...
Babalar, babalarımız…
“Her biri birbirinden değerli ayrı birer kitap. İşte elleri öpülesi hakiki babalar onlardır.”
Her zaman yol gösterici rolünde bulunan baba, sevgi dolu yürekleriyle aile bağlarının daha güçlü olmasını sağlamak için var gücüyle çalışır. Evlatlarından imkansız bir şey istemiyorlar. Olması gerekenin en güzelini, en iyisini evlatları için istiyorlar. Sevgi varsa buna engel olacak da yoktur. İyi bir yürek ve merhamet, iki olguda birleşti mi bütün dünyayı güzelleştirir.
Evladın hası bilir ki, babanın varlığıyla güce güç katılır, emin adımlarla yola devam edilir. Babanın sessiz sedasız oturuşu bile anlayan evlat için bulunmaz nimettir. Ama şu da gerçektir ki babanın sessiz oturuşundan destek alarak ilerleyen, varlığıyla hayat bulan nice evlatlar vardır. Onun desteği, yol gösterici tecrübeleri, çaktırmadan hayata yön vermeleri evladın yolunu aydınlatan muştu olduğu gerçeğini herkes bilir.
Babalarımızın değerini bilelim. Hayatımızdaki en işlevli organımızdır onlar bizim. Hiç bir şey onları kırmak kadar değerli değildir, olmamalıdır. Geç olmadan idrak edip çabalayalım.
Unutmayın ki “gün gelir babanızla hayalini kurduğunuz tüm hayaller var olmuştur ama babanız artık yoktur.” Acı gerçeğiyle yüzleşmeden babalarımızı arayıp soralım, ellerini öpüp sarılalım, tecrübelerinden istifade edip nasihatlerini alalım...
Abdurrezzak ÇELİK Tüm Yazıları