Başlığı “At gözlüğüyle hayata bakış” olarak düşündüm. Ama şimdiki başlıkta karar kıldım. Çünkü şu anda genel itibariyle başkası fikrini bize empoze ediyor. Daha ilginci öyle empoze ediyor ki, sanki fikir bizimmiş gibi sahipleniyoruz ve milleti etki altına almaya çalışıyoruz.
Kadına şiddet haberlerinin basın tarafından mumla arandığı, doğruluğunun da pek ehemmiyetli olmadığı için es geçilmesinin mümkün olmadığı ülkemizde, geçtiğimiz yıllarda, sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf ile dikkatleri üzerine çekti. Bu fotoğraf gösterdi ki, tekrar edilen bilginin bir müddet sonra artık doğruluğunun da sorgulanmaz olduğunu göstermiştir.
Fotoğraf belki de binlerce kez paylaşıldı. Ön isimleri olan nice akademisyenlerin de içinde olduğu platformlar tarafından paylaşılan fotoğraf, kocaların kadınlara yaptığı şiddeti 5 yaşındaki bir çocuğun dilinden oldukça dramatik bir şekilde kaleme alınmıştı.
Fotoğrafın yanına iliştirilen ana tema dikkat çekiciydi. 5 yaşındaki anaokulu öğrencisi Mehmet bir resim yapar. Resimde; kendisini, ablasını, anne ve babasını çizmişti. Ama resimde bir tuhaflık dikkatlerden kaçmıyordu. Çünkü Mehmet, babasının ağzını ve kollarını yapmamıştı. Haliyle öğretmen sorar, resimde babanın kollarını ve ağzını unutmuşsun Mehmet. 5 yaşındaki çocuğun cevabı yürek parçalayıcıdır. “Annemi dövmesin, küfür etmesin” diye öğretmenim.
Resmi paylaşan ve paylaşımların altına yorum yapan çok kişinin duyguları hep birbirine benzerdir. “Senin gibi baba olmaz olsun.” “Kahrol, ellerin kırılsın.”
Paylaşımı ilk yapanın kim olduğu bilinmiyor. Ama paylaşımda mesaj açıktır. Kadınlar evde, aile içinde kocalarından, erkeklerden acımasız bir şiddet görüyor. Bu şiddeti sadece kadınları değil, ufacık yavrularında psikolojik dünyasını mahvediyor.
Paylaşımı ilk gördüğümde şüphelenmiştim diyor “Algı ve Manipülasyon” kitabının yazarı “Mücahit GÜLTEKİN.” Ve ekliyor. “Şüphelenmeme neden olan ise, resmin kadına şiddet ile ilişkili resmi söylemi besliyor olmasıdır. İkincisi ise paylaşımı 5 yaşındaki bir çocuk için çok kurgusal ve pürüzsüzdü. Sanki bir film repliği gibi hazırlanmıştı. Her şey, çocuğun o cümleyi söylemesi için tasarlanmış gibiydi. İnternette araştırma yaparken resmin aslının yabancı bir fotoğraf sitesinden alındığını gösteren bir paylaşım gördüm. Dream Stock isimli siteden alınan resmin orijinalinde ağız ve kollar yerli yerindeydi. Yani resmi paylaşma sokan kişi bir resim çizme zahmetinde bile bulunmamıştı. Aldığı resmin kollarını ve ağzını silip photoshopla farklı renkler kullanıp paylaşmıştı.”
Çok az da olsa resme şüpheyle yaklaşan ve resmin orijinalini veren yorumcular da vardı. Daha ilginci uzman ve akademisyenlerin bile doğruluğundan şüphelenmek yerine olduğu gibi resmi paylaşmış olmasıdır. Bunda, muhtemelen kadına şiddet haberlerinin ülkemizde sürekli gündemde tutuluyor olmasının rolü büyüktür. Resmi paylaşan kişilerin pek çok kez kadına şiddet haberlerine rastlamış olması mümkündür. Bu ısrarlı tekrar, şüphe duyulmamasından önemli bir etkendir.”
Bu örnek, maalesef halkın kolay bir şekilde kanabildiğinin önemli bir göstergesidir. Bu misal, az zararlı olabilir, ancak daha hayati konularda da aynı şekilde kanabiliyor olduğumuz konusunda bir fikir veriyor. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim, insanoğlunun bir zaafına dikkat çekerek şu hayatı uyarıyı yapmıştır. “Ey iman edenler! Bir fasık size bir haber getirdiğinde onun doğruluğunu etraflıca araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme kötülükte bulunursunuz da sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurat suresi 49 ayet.)
Mücahit GÜLTEKİN Hoca tarafından araştırılan bir algıyı daha da buraya bırakıyorum. “Resmi yetkililerin bile kullandığı kadın cinayetlerinin son yılda %1400 arttı ve her gün 5 kadın cinayete kurban gidiyor istatistiği, açık bir şekilde doğru olmamasına rağmen, aileyi hedef alan algı yönetmenleri ve manipülatörler tarafından kullanılmaya devam ediyor.”
Olay ve meselelerin tablosunu tam görüp ona göre hareket etmeliyiz ki ikide bir zikzak çekmeyelim. Hakikate aşık nesillerin yetiştiği yarınları görme duasıyla esen kalın.
Abdurrezzak ÇELİK Tüm Yazıları