'' O hâlde ey akıl sâhibleri, (bilin ki) sizin için kısasta hayat vardır. Tâ ki siz (bu sâyede başkasını öldürmekten) sakınasınız.'' - El Bakara: 179-
Beşeri kanunlar insanların arasında düşmanlıkların oluşması ve sorunların daha da derinleşmesine sebep olur. İnsanların manevi duygularına hitap etmez ve gözönüne almaz. Mahkemelere intikal eden sorunlar yıllarca çözüme kavuşturulmaz. Çözüm verilse bile ma'dur olanların vicdanlarını rahatlacak kararlar verilmeyerek sorunların kangren olmasına sebep olur. Böylece Vatandaşlar kendi çözümlerini üretmeye çalışırlar. Mağdur olan insanlar karakol ve savcılıklara gittikleri zaman suçlu muamelesi görürler. Hırsızlık yapan ise güleryüzle, şakalaşma ile karşılanır. Hırsız arka kapıdan bırakılır, mağdur olan geceyi karakolda geçirir. Cinayet, hırsızlık, tecavüz ve diğer işlenen olaylarda mağdurun hakları gözetlenmez. Canilerin lehinde kararlar verilir. Kısa bir süre sonra da çıkarılan af kanunları ile katil ve tecavüzcüler serbest bıtakılır. Mağdurların gözleri önünde dolaşırlar.
'' Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.'' -Nisa: 35-
Bir kadın kocasını şikayet ettiği zaman doğruluğu araştırılmadan koca 3 veya 6 ay evden uzaklaştırılır. Kadına her türlü hak verilirken çalışıp evi alan koca sokaklara terk edilir. Sığınabileceği bir baba evi bile yoktur. Basit bir sorun cinayet ve ailenin parçalanması ile sonuçlanır. İslam hukuk sisteminde sorunların Adil ve hakkaniyet ölçüsünde çözülmesi ile beraber insanlar arasında kan davalarının olmasını engelleyecek şekilde kararlar verilir.
Bir insan öldürüldüğü zaman katil götürülür ve öldürülenin velisi de gelir ve Veliye denilir ki bu senin oğlunun katilidir. İstersen onu affeder Kan parası alırsın barışırsınız, istersen de onu da kısas yaparız. Oğlunun karşılığında öldürürüz. Hırsız yakalanır eli kesilir, çaldığı mal hak sahibine teslim edilir. Diğer mağduriyetler de İslam hukuku çerçevesinde manevi yönde gözönüne alınarak çözülür.
Bir İslam alimine bir karı koca gelir. Kadın kocasından boşanmak istediğini belirtir. Kadı efendi kocasının kendisine kötü davrandığını veya geçimi için gerekli düzeni sağlamadığını mı sorar? Kadın hayır. Her noktada benim isteklerimi yerine getirir ancak boşanmak istiyorum der. Kadı, adamla yalnız konuşmak ister. Kadını dışarı çıkarır. Adama ne iş yaptığını sorar. Adam der ki ben kasabım. Kadı meseleyi anlar. Adama bundan sonra eve gittiğinde önce hamama gidip banyo yapacaksın ve et kokusuyla eve gitmeyeceksin. Sonra bayanı çağırıp iki ay süre verir. 2 ay sonra geldiklerinde Kadın boşanmak istemediğini söyler ve basit bir şekilde olay çözüme kavuşur.
AİHM Mahkemesi başka devletlerden gelen şikayet dosyalarını o devletlere baskı yapmak için yaptıkları kanunların aksine karar veriyorlar. Çıkardıkları kanun ve yapıları kendileri için kullanıyorlar.
Dünya güzelini seçen jûrî başkanı:
Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa'nın, Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 600 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren Osmanlı artık bitmiştir. Onu Avrupa Hristiyanları bitirmiştir. Elbette ABD'nin ve Rusya'nın hakkını inkar edemeyiz. Neticede bu Hristiyanlığın zaferidir. Müslüman kadınların temsilcisi, Türk güzeli Keriman, mayoyla aramızdadır. Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzeli varmış, yokmuş bu önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Avrupa'nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahale eden Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu işte mayo ve sütyenle önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de, bize uyan bu kızı beğendik, Müslümanların geleceğinin böyle olması temennisiyle, Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa'nın zaferi için kaldıracağız.' yıl 1937
Bunlar çıkardıkları kanun ve organizasyonları kendi menfaatleri için kullanılırlar. Sportif faaliyetleri, Müzik festivalleri, NATO, BM, UNESCO ve diğer örgütleri diğer ülkelere baskı aracı olarak kullanırlar.