Her sene olduğu gibi bu yılda da Batman Valiliğince bir duyuru gerçekleştirildi. Duyuru, duyarlı vatandaşlarımız için yapılmıştı. Bizler de duyarlı olduğumuz kanısına vararak, bu konu üzerinde biraz durmaya çalışacağız.
Valiliğin açıklamasında; “Ülkemiz genelinde olduğu gibi İlimizde de ürün hasadından sonra anızların yakılması çevre ve toplum sağlığı, ...... için İlimizde anız yakılması yasaklanmıştır.” Deyip, “bu yasağa uymayanların 5 yıl süre ile tarımsal desteklemelerden men edilecek ve Anız yakanlara her dekar için 1.220,45. TL idari para cezası verilecektir.” Notunu da ihmal etmemişlerdir.
Toprak verimini düşüren ve topraktaki canlıları öldüren anız yangınları ile mücadele, devletin de politikası haline geldiği halde neden önüne geçilemiyor?
Belki çok nedeni vardır ama biz birkaçına değinmeye çalışacağız.
En önemli ve birinci sebebi, çiftçinin yeterince bilgilendirilmediği/eğitilmediği düşüncesindeyim. Çiftçi eğitim seminerleri ne kadar sürede bir yapılıyor ve katılım oranı kaçtır? Bu soruları cevap bulmak lazım.
Hasat artığı sap ve köklerin doğal yollarla/çürüyerek toprağa karışması toprak için müthiş bir gübre konumundadır deyip sorunu çözmeye gidebiliriz.
Bir kısım üreticilerimiz; bir sonraki ekecekleri ürün için zahmetsiz tarla hazırlığı yapmak için böyle bir yola tevessül ediyor.
Diğer bazı çiftçilerimiz; tarlasındaki hastalık ve zararlıların yakmak suretiyle yok olacağını düşünmesinden kaynaklanıyor.
Bu ve benzeri sebeplerle anız yakan vatandaşlar, kısa sürede faydalı olduğu düşüncesinde olduğu için küçük hesaplar içerisine düşebilmektedir. Ama aksine, sağlıklı düşünen herkes, bunun felaket ve çevre sorunu olduğunu göreceklerdir.
Anız yakma çok sayıda olumsuz duruma yol açtığı gibi toprakta yüzeye yakın kısımda bulunan yararlı birçok organik maddenin yok olmasına da sebep olmaktadır.
Bölge topraklarımızın genel olarak organik maddesinin zayıf olduğu, hububat kaldırıldıktan sonra toprağa karışan anızın, toprak organik yapısını güçlendirdiğini tüm çiftçiler bilmelidirler.
Yangınla birlikte çevredeki meyve ağaçları, çalılar, telefon ve elektrik hatları, yerleşim yerleri ve toprak üstü canlıları zarar görmekte, demir ve kara yolu ulaşımı tehlikeye düşmekte, aynı zamanda çevre ve hava kirliliğine yol açmaktadır.
Yanan anızın hem toprak üstü canlılarına hem de anız artıkları ile beslenen yaban hayvanlarına zarar vermesi, doğal dengenin bozulmasına neden olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Çiftçinin bilinçlendirilmesi ile beraber cezaların caydırıcılığı ve eğitimi arttırılmalıdır.
Diğer taraftan herkesin yüreğine şunu kazması gerekir. Anız yakmak geleceği yakmakla eş değerdir. Bir hayvanın keyfiyen öldürülmesi ile yakılan anızda ölen binlerce canlının durumu aynıdır. Anızla birlikte aynı zamanda binlerce canlının yakılması vahşettir, büyük günahtır. Hz. Peygamberin “Yerdekilere merhamet etmeyene, göktekiler merhamet etmez” buyurarak, etrafımızdaki canlılara hangi gözle bakmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini bize göstermektedir.
Bu konuları biraz daha ehemmiyetli olacağımız hususunda ümit varım. Hayırlı Bayramlar...
Abdurrezzak ÇELİK Tüm Yazıları