İmtihan için gönderildiğimiz şu fani dünyada ölüm; hayatın bir gerçeği olarak karşımızda duruyor. Ölümle bağlantılı şekilde cenaze ve taziyeler de hayatımızın ayrılmaz bir gerçeğidir.
Bireyleşmenin ön plana çıktığı; özellikle herkesin kendi işi ile uğraştığı, herkesin kendi dünyasında yaşadığı günümüzde düğün, cenaze ve taziyeler olmazsa maalesef akraba ve dostlar birbirlerini uzun süre görüp sormayacaklar.
Toplumumuzun cenaze ve taziyelerdeki yardımlaşma ve dayanışması dünyaya örnek olacak niteliktedir. Herkesin bir bağ vesilesiyle; bir dostu, arkadaşı, akrabası tanıyor diye taziye ve cenazeye katıldığına şahid oluyoruz. Taziye kültürü toplumuzda o kadar yaygın ki; etkin olan STK ve partilerde “taziye komisyonu” kurulur ve bunlar ayrım gözetmeden imkanlar ölçüsünde taziyelere giderler.
Taziyenin amacı merhumun aile ve akrabalarının acısını paylaşmak ve teselli vermektir.
Geçmişte nüfusun az olması ve o günkü şartlar nedeniyle taziyeler evlerde yapılırdı. Zamanla ihtiyaca binaen taziye çadırları, sonra da taziye evleri yapılmaya başlandı. Taziye evleri hem vefat edenin ailesine hem de taziyeye gelenlere büyük rahatlık getiriyor. Batman’da 2016 yılında dönemin Batman Vali Yardımcısı Ertuğ Şevket Aksoy’un Batman Belediyesi’ne “kayyum” olarak atanmasından sonra cenazenin techiz, defin, taziye vb. tüm hizmetler güzel ve düzenli bir şekilde verilmeye başlandı. O dönemde 2 gün öğle yemeği yardımı da yapıldı. 2024 yerel seçimlerinden sonra boşluk oluştuysa da 3 gün boyunca öğle vaktinde 100 kişilik yemek yardımına devam edildi.
Geçen hafta ortada hiçbir şey yokken birdenbire bu konu Batman Belediyesi tarafından gündeme getirilip taziye yemeği yardımının sonlandırıldığı açıklandı. Ve bu “ucube” kararı sanki iyilik yapıyormuş gibi sundular. Yahu taziye sahiplerine katkı olan yardımı kesmek nasıl iyilik olabilir? Size kim bu aklı verdi? Tepkiler gelince farklı farklı açıklamalar yapmaya başladılar.
Oysa önce taziye evlerinden sorumlu olan muhtarlara 23 Ağustos da mesaj atıp yemek yardımı yapılmayacağı iletildi. Sonra 27 Ağustos da Batman halkını temsil etmeyen malum STK’ları çağırıp sözde karar aldırıyorlar ve ‘STK’lar ve kanaat önderleri böyle istedi’ diyorlar. Oysa kararı önceden zaten almıştılar. Kimseyi kandırmaya kalkmasınlar. Siyasi parti ve STK’lardan ard arda tepki gelince toplumun talebi demeye ve karara katılan STK ve derneklerinin isimlerini vermeye başladılar. Bu arada toplantıda olmayan ve karara katılmayan oda ve derneklerin isimleri de sayılınca o oda ve dernekler tekzip yayınladı. Bu açıdan tam skandal bir durum. Tek parti döneminin “İstiklal Mahkemeleri”nin kararları gibi yaklaşım gösteriyorlar. Meşhur kararlarında ne diyorlardı: “sanığın asılmasına şahidlerin bilahare dinlenmesine…” Aynı mantık burada da işledi. Önce karar al sonra STK’lar ve kanaat önderlerini topla. Yemezler başka oyun bulun. Bu oyunları da ortaya çıkınca bu defa da malum STK’lar adına, “Belediyenin aldığı kararı destekliyoruz” haberini paylaştılar. Kaç yüzünüz var sizin?
Bir defa alınan bu kararın hiçbir geçerliliği yoktur. Belediyedeki toplantıya katılanlar veya katılmayıp isimleri dahil edilenler toplumu temsil etmiyor. İkincisi bu karar taziye yemeklerini kökten kaldırmıyor. Zaten bunu yapmak mümkün değildir. “Ben yaptım oldu” demekle toplumsal gerçekler değişmez. Taziyeniz olduğunda bakın bakalım yemek lazım mı değil mi? Görürsünüz. Gelenekler zaman içerisinde toplumun kabullenmesiyle değişikliğe uğrar. Zorlamayla, dayatmayla olmaz.
Bölgemizde yapılan taziyelerde genelde yakın akrabalar (kadınlar dahil) 3 gün boyunca gece-gündüz orada kalıyor. Bir de çay, hizmet ve temizlik yapan 10-15 gençle birlikte toplamda en az 50 kişiyi bulan taziye sahiplerinin aç bırakılacak halleri yoktur. Bir de şehir dışından taziyeye gelen misafirlere yemek verilmesi şarttır. Halkımız misafirini yemeksiz göndermez. Bu sadece taziyeye has bir gelenek de değil.
Durum bu olunca taziye yemeklerini kaldıralım demenin sosyolojik bir tutarlılığı ve geçerliliği yoktur. Geçmişte büyüklerimiz taziyelere giderken; yağ, şeker, et vs. katkı amaçlı taziyeye götürürlerdi. Bu adet nedense kalktı. Bu görevi belediye yapıyordu ve taziye sahibine destek oluyordu. Şimdi bu yardımı kesmek taziye sahibine nasıl iyilik oluyor? Allah’tan bu zevat doktor değil! Yoksa gelen her hastayı “israf” oluyor diye ilaçsız ve operasyonsuz evlerine ölüme gönderirlerdi.
Bir şeyi düzeltme yerine kökten kaldırma girişimi, çözüm yerine kolaycılığa kaçmaktan başka bir şey değildir. Burada yapılacak olan yardımı kesmek ve ‘yemek kalksın’ demek değil, taziyeye giden mukim kişilere ‘yemek saatinde taziyeye gitmeyin’ demek olmalıdır. Zaten imamların zamanla yaptıkları uyarılar sonucu toplumda bu kültür oluştu. Artık toplum o saatlerde taziyelere gitmemeye özen gösteriyor.
Sonuç itibariyle toplumu birbirine bağlayan güçlü bağları bir bir ortadan kaldırmaya yönelik planlı adımlara karşı uyanık olalım. Nedense harama yönelik faaliyetler söz konusu olduğunda kimsenin aklına “israf” gelmiyor. Ne zaman dine ve topluma matuf bir şey olduğunda, akıllarına israf vb. bal içinde zehir sunan fikirler geliyor. Bunlara kalsa yarın camileri de israftır diye kapatmaya çalışırlar.
Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere coğrafyamız ateş çemberi içindeyken, insanlarımız kıtlık ve katliamlara maruz kalırken, toplumun can alıcı onlarca sorunu varken bizim uğraştığımız konuya bakın. Bizi sürekli yapay sorunlarla meşgul ediyorlar. Başka sorunumuz yokmuş gibi… Vesselam…
Veysi DEMİR Tüm Yazıları