Eğitim-öğretim yılının sonuna doğru yaklaştıkça, yılsonu baloları, bahar şenlikleri vb. adlar altında okullarda veya okulların/öğrencilerin organize ettiği bazı mekânlarda kabul edilemez etkinlikler düzenlenmektedir. Bu etkinlikler, bir yerden emir alınmışçasına aynı anda ve aynı formatta yapılması için özel bir çalışmanın yapıldığını görmekteyiz.
Bu baloların Anaokulundan başlayarak Üniversiteye kadar, okul sürecindeki hiçbir öğrenci grubunun ihmal edilmeyerek(!!) tamamının bu projeye dâhil edilmesi için özel bir gayret sarf edilmektedir. Sosyal medyadan, basından ve okulların astığı afişlerden ve okul panolarındaki ilanlardan anlıyoruz ki, bir yarış havasında titiz bir ifsat projesinin yürürlükte olduğunu anlıyoruz.
Geçenlerde, bir Anaokulunun önünden geçtim. Pop müzik sesi o kadar rahatsız edici bir boyutta çıkıyordu ki, adeta bütün mahalleyi kuşatmıştı. Merak ettim okula girdim. Okulun bahçesine ‘şişme bir oyun parkı’ kurmuşlar, aşırı yüksek bir pop müzik sesiyle, minik çocuklara giydirilmiş uygunsuz kıyafetlerle bu parkta etkinlik yapıyorlardı. Burada ‘neyi kutluyorsunuz?’ Karşılık olarak ‘bahar şenliği düzenliyoruz’ dediler. 5 yaş civarındaki çocukların şimdiden böylesi bir tahribata tabi tutmak kabul edilebilir bir durum değildir.
İlkokullarda ve ortaokullarda buna benzer etkinliklere şahit olmaktayız. Bu etkinliklerde yine aşırı yüksek pop müzik ve kız-erkek çocukların dans ettirilmesi rezaleti. Bu etkinliklerin çoğunda, etkinliklerin içeriği ailelere söylenmemektedir veya bilinçli olarak eksik bilgilendirilmektedir. Çünkü içeriğinin tam olarak bilinmesi durumunda, buraya çocuğunu göndermeyecek aile sayısı daha fazladır. Dolayısıyla ifsat projesinin akamete uğramaması için ‘bahar şenliği’ adı altında bu etkinlikleri düzenleyeme devam etmektedirler.
Liselerde işin rengi biraz daha değişmekte, ifsadın boyutu biraz daha artırılmaktadır. Bazı yerlerde okulun konferans salonları veya spor salonları kullanılarak ‘yılsonu balosu’ adı altında ciddi bir yozlaşmanın önü açılmakta ve mümkün mertebe bütün okul öğrencilerinin katılımı özendirilerek, herkesin bu olumsuz tablodan etkilenmesi sağlanmaktadır. Birileri bazı yerlerde, bu etkinlikleri okul dışında farklı ortamlara taşıyarak, ‘ahlaksızlık’ denilebilecek bir ifsadı aleni bir şekilde gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.
Üniversitelerde ise ifsadın en büyüğü uygulanmaktadır. Bazı yerlerde üniversite imkânları da kullanılarak ‘bahar şenlikleri’ adı altında, kesinlikle örf ve adetlerimize sığmayan etkinlikler, resmi makamların organizasyonuyla ve katılımlarıyla gerçekleştirilmektedir. Daha kötüsü ise bu baloların farklı mekânlara taşınarak ve özellikle içkili bir şekilde yapılmasıdır. İlanlarındaki ifadeler aslında gerçek niyetlerini de ortaya koymaktadır. Bir balo gecesinin afişinde, ‘sınırsız içki’ diye yazılıyordu. Sınırsız içki tüketiminin söz konusu olduğu ve sadece üniversite gençlerinin gideceği böylesi bir etkinlik ile sizce ifsadın boyutu anlaşılmıyor mu?
Bütün bu etkinliklerin bir proje kapsamında yürütüldüğünü üzülerek görüyoruz. Çocuklarımızın daha Anaokulundan itibaren bu projeye tabi tutan bir zihniyetin, şimdi çok daha etkin bir şekilde işbaşında olduğunu anlıyoruz. Yoksa bu kadar pervasız bir şekilde, bütün çocuklarımızı bu ifsada tabi tutan ve maalesef birçok yerde resmi makamlardan da destek gören bu ifsat şebekeleri güçlerini nereden alıyorlar?
Dindar bir neslin yetiştirilmesi gibi, ulvi bir düşüncenin dile getirildiği bir dönemde, bir tür ‘saldırı’ denilebilecek bu ifsat faaliyetleri, aslında ‘karşı geliştirilmiş’ bir hamle olarak karşımıza çıkmaktadır. ‘Dindar nesil söylemini ve özlemini’ etkisiz kılmak için bu yılsonu balolarının bilinçli bir proje olarak uygulanmaya konulduğunu düşünüyorum. Bu balolarla özellikle çocukların ve gençlerin hedef seçilmesi de, açıkça ‘dindar nesle’ yönelik bir ‘karşı hedef’ oluşturulduğunu görmek gerekir.
Buradan kendisini yetkili konumunda gören herkese sesleniyorum. Bu tür ifsat faaliyetlerine göz yuman, müsamaha gösteren, izin veren ve destekleyen herkes vebal altındadır. Örf ve adetlerimize uymayan, toplumumuzun değer yargılarını tırpanlayan ve geleceğimiz olan çocuklarımızı kimliksiz ve kişiliksiz bir anlayış edinmelerine sebep olacak bu tür ifsat projelerine dur deyiniz!
Hangi birimiz, çocuklarımızın ileride ayyaş ve ahlaksız olarak anılmasını ister?
Kenan Çaplık Tüm Yazıları