Kapılar:
Süleymaniye camii’nde dış avlunun İmaret kapısından girildiğinde bir saray cephesi görünüşü ile beliren taç kapı, mimari kuruluşu, süslemeleri ve kitabeleri ile önem taşır. Avlu kapısı ve cümle kapısının kavsaralarında yer alan mermer laleleri, sayılı örnekler halinde günümüze gelmiş, mermer zincirlere asılı avizeler, bugün ancak bağlantı yerleri görülen eserler olmuşlar, mermer de geçen yüzyıllar içinde kaybolmuştur. XVI. Yüzyılın natüralist çiçek üslubunun önemli bir eseri olan kapının alınlığı, saray nakkaş hanesinde hazırlanan örneğe göre yapılmış olmalıdır.
Zemini mermerlerle döşenmiş olan iç avlunun 3 kapısı bulunmaktadır. Bunlardan biri, kuzey-batı kapısı ve diğer ikisi de kuzey-doğu ve güney-batı yan kapılardır.
Caminin iç kısmına 3 ayrı kapıdan girilir. Bunlar iç avludan girilen cümle kapısı ile mihrabın sağında ve solundaki batı ve doğu harim kapılarıdır. Evliya Çelebi hünkâr mahfilinin altına açılan kapının “Hünkâr kapısı”, bu kapının karşısındaki kapının “Müezzin kapısı” olarak anıldığını bildirmiştir.
Dış avluda minareye girişi sağlayan kapılar derin bir köşenin yaratacağı kuytuda bırakılmamış, cami minareleri tek sütunun desteklediği bir çatı ile sevimli bir portik halinde sunulmuştur.
Caminin ana giriş kapısı ile iç avluya girilen kapı, mimari ve süsleme bakımından oldukça farklılık arz eder. Kayıtlarda cami kapısı ve avlu kapısı kavsaralarının toplam 42 avizeli olduğu kaydedilmiştir.
Cami kapısı ile yan kapıların, kilit ve halkalarının altın ve gümüş görünümlü olduğu ifade edilmiş; satın alınan 95 okka fildişi ise, bu kapıların kanatları ile cami içinde bulunan dört dolabın kapak süslemelerine kullanıldığı zikredilmiştir. Cami kapısı, Ser Neccar ( baş marangoz ) Usta Ahmet’in eseridir.
Pencereler:
Mimaride taşıyıcı ve sınırlayıcı işlev üstlenen duvarlar, klasik Osmanlı mimarisinde giderek taşıyıcı görevlerini terk ederler. Taşıyıcılık görevi çoğunlukla düşey elemanlara( ayak, destek, sütun vb. ) aktarıldığından, duvar kalınlıkları azaltılabilmiş, perde niteliği kazanan bu yüzeyler üzerine çok sayıda pencere açmak kolaylaşmıştır.
Cami, 138 pencereden ışık almaktadır. Işık düzenini iyi ayarlayan Mimar Sinan camlardan süzülen güneş ışığını Cebrail kanadına benzetmiştir.(1) Cami ile ilgili muhasebe kayıtları, camide Mihrap duvarında 5 ve her iki yanda 2 pencere düzeni ile kıble duvarına açılan değişik büyüklük ve özelliklerde 9 müzeyyen pencereden bahseder. Mihrabın üzerindeki bu renkli pencereler (vitraylar),devrin tanınmış üstadı İbrahim Usta’nın eseridir.(2)
Evliya Çelebi, renkli cam süslemeleri geçerek bir ışık ve renk cümbüşü haline mekâna dolan öğle güneşinin aydınlığını hayranlıkla anlatmıştır. “yüz bin parça ” renkli camla yapılan çiçekler, yazılan Allah adları, yapıyı gören seyyahların övgü ile bahsettikleri eserler olmuşlar.(3)
Uzun cephelerde açıkça görülebilen büyük kemerlerin içini örten perde duvarların içi çok sayıda pencere ile delinebilmiştir. Buraya revzenler ustaca yerleştirilmiş, hem duvar cephesi hafifletilmiş hem de iç mekânı aydınlatan en güçlü ışık kaynakları yaratılmıştır.
Caminin pencere dağılımı şöyledir:
Lokma parmaklık:
Caminin ana kütlesinde 71
Avlu duvarında 30 adet
Ahşap doğrama:
Caminin ana kütlesinde 59
Avluda 21 adet
Künde kari kepenk:
Caminin ana kütlesinde 37
Avluda 27 adet
İçlik:
Caminin ana kütlesinde 178
Avluda 18 adet
Dışlık:
Caminin ana kütlesinde 159
Avluda 18 adettir.
Mihrap:
Çini dekorlar ortasında yükselen mihrap, iki kabartma oluklu ve altın yaldız stalâktit kaideli sütunlarla tek parça olarak yapılmıştır. Sade bir yapıya sahiptir. Konyalı Yahya tarafından en iyi mermerlerden yapılmış ve 1554 Nisan ayı sonunda tamamlanmıştır.
Muhasebe kayıtları, mermer mihrabı çevreleyen çinileri, süsleme özelliklerine ve yüzeydeki yerlerine göre ayrı adlarla anmış, sayılarını 746 adet olarak vermiştir.(1) Ayrıca mihrabın iki yanında yer alan iki pencerenin pirin şebekeli olduğunu açıklamaktadır.
Evliya Çelebi, mihrabın iki yanında bulunan “adam boyu” yüksekliğinde altın yaldızlı iki bakır şamdanın büyük mumlarının, her gece yandığını, bu mumların onbeş basamaklı bir merdivene çıkılarak yakıldığını bildirmiştir.
Mihrap sekisinin iki yanındaki müzeyyen pencerelerin üzeri çini ayet kitabelidir.
Minber:
Mimar Sinan, Tezkiret ül-bünyan’ da minberin tasarımını yaptığını söylemiştir. Caminin estetiğine uygun olarak inşa edilen minber, mermer işçiliği ürünüdür. Minber âleminin altın sikkelerle yaldızlandığı ve minber köşkünün altın varak kaplı bir askı topu olduğu belirtilmiştir.(2)
Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566) Rahmetullahi Aleyh
Kalın sağlıcakla.
Kaynaklar:
Yılmaz Öztuna Büyük Osmanlı Tarihi
Evliya Çelebi Seyahatnamesi
Ömer Lütfi Barkan, Süleymaniye Camii ve İmareti inşaatı
T.T. Kurumu Mufassal Osmanlı Tarihi
Hammer Büyük Osmanlı Tarihi
Tanju Cantay, adı geçen eser
Selçuk Mülayim, adı geçen eser
Ahmet Öztürk Tüm Yazıları