Batman ve bölgede 6-7 Ekim vahşetinden bu yana ticaretin bıçak gibi kesildiğini, esnafın zor dönemler geçirdiğini herkes biliyor. Esnafın ve bölge ticaretinin bu vahim durumu 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında ülkeye çekilen mali operasyonlar ile ekonomik kriz iyice kendini gösterdi. Papaz Brunson olayında ABD’nin dolar-kur baskısı ile yaşanan ekonomik kriz sonrası ülke ve bölge ekonomisi de resmen çöktü.
Bölge ekonomisi açısından baktığımızda Irak Kürdistan’ından yapılan “bağımsızlık referandumu” sonrası uygulanan siyasi ve mali ambargo ile bölge ekonomisi fiilen çöktü. Bölge ekonomisinin sınır ticareti ve “kaçakçılık” olayının darbe alması ile esnaf iyice zor duruma düştü.
Seçim sürecinin bitmesiyle ülke genelinde piyasaların rahatlayacağı beklenirken, maalesef bu yönde bir iyileşme olmadığı gibi dövizde yükseliş ve fiyatlarda artışta da bir değişiklik olmadı. Bu durumdan en çok etkilenen küçük esnaf kan kaybetmeye devam ediyor. Son dönemlerde piyasalardaki durgunluk ve krizden dolayı yüzlerce belki de binlerce esnaf kepenk kapatıyor.
Unutmayalım ki, esnaf toplumun temel direği ve bel kemiğidir. Toplumu ayakta tutan, o şehri ileriye taşıyan esnaftır. Bir işletme zarar ettiğinde veya kapandığında zarar ve sıkıntıyı sadece o işyeri sahibi çekmiyor. Başta orada çalışanlar olmak üzere, o işletme ile bağlantılı olan sektörün tümü zarar görüyor. Zincirleme olarak bağlı işyerlerinin kapanmasına, dolayısıyla o şehrin ekonomisinin çökmesine ve hayatın durmasına sebep olur. Bu yüzden esnafın sıkıntısı toplumun tamamının sorunudur. Kimse buna lakayt kalamaz. Üretimin ve ticaretin olmadığı yerde huzurlu ve güzel bir hayat olamaz. Esnaf ne kadar sağlam ve güçlü olursa toplumda o kadar sağlam ve güçlü olur.
Hükümet uzun süredir yaşanan bu sıkıntıları çözmek için atılımlar, teşvikler, istihdam paketleri vs. hayata geçiriyor amma velakin; bu piyasaya pekte merhem olmuyor. Bir dönem “cazibe merkezleri” projesi hayata geçirilecekti ancak sonra bundan vazgeçildi. KOSGEB ve kalkınma ajansları vasıtasıyla KOBİ’ler başta olmak üzere esnaf ve sanayicilere yönelik iyileştirme yardımları ve teşvikler veriliyor diye açıklama yapılıyor. Ne var ki esnaf ve işadamlarının kahir ekseriyeti bundan faydalanamıyor. Kâğıt üzerinde her şey güzel görünüyor, lakin kazın ayağı hiçte öyle değil. Bu konuda hükümet ve devlet yöneticileri ciddi olarak yanlış bilgilendiriliyorlar. Teşvik ve yardım paketleri hükümetin istediği şekilde piyasayı canlandıracak ve rahatlatacak şekilde uygulamaya geçilmiyor. Ekonominin iyi yönde ilerlediğini söyleyen hükümet kaynakları büyüme oranının büyüklüğünü örnek gösteriyorlar. Peki, tamamda bu büyüme neden piyasaya yansımıyor ve işsizlik sürekli artıyor?
Hükümet belli projeler ve ekonomiyi iyileştirici adımları iyi niyetle atıyor atmasına, lakin piyasaya bir etkisi ve olumlu yansıması olmuyor. İyisi mi; hükümet ekonomide bu atılımların fayda vermesini ve düzlüğe çıkılmasını istiyorsa aradaki “kaçağa” tedbir almalı ve her nimetten haksız yere faydalanan belli kesimlere dur demelidir. Aksi halde kaynaktan verilen teşvikler ve iyileştirmeler asıl muhatabı olan halka, esnafa ve dürüst iş dünyasına ulaşmayacaktır.
Selam ve dua ile…