Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan, bereketleri ve hayırları içinde barındıran rahmet mevsimi Ramazan Ayı’nın 1/3’nü tamamladık.
Tüm amacımız; Ramazan’ın, manevi ikliminden hakkıyla yararlanmak ve ibadetimizi ALLAH’ın istediği şekilde O’nun rızasına uygun olarak yapmak iken, tek örnek ve örneğimiz olan Resulullah (S.A.V.) efendimizin ramazan ayı ile ilgili hutbesini sizlerle paylaşmak ve bu emirlere uymamızın en doğrusu olduğunu düşünüyorum.
Allah Resûlu (S.A.V.) buyuruyor ki:
Ey insanlar!
Rahmet, mağfiret ve bereket ayı gelip çattı. O öyle bir aydır ki, Allah nezdinde ayların en faziletlisi; geceleri, gecelerin en faziletlisi ve saatleri, saatlerin en faziletlisidir.
O, öyle bir ay ki; siz onda Allah´ın keramet ehlinden oldunuz.
Nefesleriniz o ayda tesbih, uyumanız ibadet mertebesindedir. O ayda amelleriniz makbul, dualarınız kabul olmaktadır.
Öyle ise Rabb’inizden dürüst niyetle günahlardan ve beğenilmez sıfatlardan arınmış kalplerle dileyin ki, o ayı oruç tutmaya ve onda Kur´an okumaya sizleri muvaffak kılsın.
Zira şaki (eşkıya) ve bedbaht kişi bu büyük ayda Allah bağışlamasından mahrum kalandır.
Bu ayda açlıkla, susuzlukla kıyamet gününün açlığını, susuzluğunu hatırlayın...
Fakirlerinize ve düşkünlerinize sadaka verin...
Büyüklerinize saygı, küçüklerinize sevgi gösterin...
Yakınlarınızı şefkatle okşayın...
Söylenmemesi gereken şeyler söylemeyin...
Size helâl olmayan şeylere bakmaktan gözlerinizi menedin...
Duymanız helal olmayan şeylere kulaklarınızı tıkayın...
Halkın yetimlerine şefkat gösterin ki, sizden sonra sizin de yetimlerinize şefkat göstersinler.
Günahlarınızdan tevbe edip Allah´a dönün. Ellerinizi namaz vakitlerinde dua için kaldırın; zira namaz vakitleri saatlerin en hayırlısıdır. Bu vakitlerde Hak Teâlâ kendi kullarına rahmet nazarıyla bakar. O´na müracaat edenlere cevap verir. O´nu çağıranlara “lebbeyk” der...
Dua edenlerin duasını kabul eder.
Ey insanlar!
Sizin canlarınız, yaptığınız amellerin rehinidir. O halde Allah´tan bağışlanma dileyerek canınızı rehinden kurtarın. Omuzlarınız, günahlarınızın ağır yükü altındadır; secdelerinizi uzatarak onları hafifletin.
Bilin ki Hak Teâlâ bu ayda namaz kılanlara, secde edenlere azap etmeyeceğine ve kıyamet günü onları cehennem ateşiyle korkutmayacağına izzet ve celaline yemin etmiştir.
Ey insanlar!
İçinizden kim bu ayda oruçlu bir Mümin´e iftar verirse, Allah katında köle azat etmiş kadar sevap alacak ve geçmiş günahları bağışlanmış olacaktır.
O sırada ashaptan bazıları dediler ki:
“Ya Resulallah, bizim hepimiz buna kadir değiliz.”
Peygamber Efendimiz buyurdular ki:
Bir hurmanın yarısıyla, yahut bir içim suyla da olsa, oruç tutanlara iftar vererek cehennem ateşinden sakının. Gerçekten bundan fazlasına kadir olmayıp böyle yapana Hak Teâlâ bu sevabı verir.
Ey insanlar!
Bu ayda kim huyunu güzelleştirirse, ayaklarının titrediği o günde Sırat’tan kolay geçer. Kim bu ayda şerrini insanlardan uzak tutarsa, Allah kıyamette azabını ondan uzak tutar. Kim, bu ayda babasız öksüzlere şefkat gösterirse, Allah kıyamette ona merhamet gösterir...
Kim, bu ayda kendi yakınlarına olan bağı sağlamlaştırır, onlara iyilikte bulunursa, Allah kıyamette onu kendi rahmetine kavuşturur...
Kim, bu ayda yakınlarına iyiliği keserse, Allah kıyamette ondan rahmetini keser...
Kim, bu ayda sünnet namazı kılarsa, Allah ona diğer aylarda kılınan namazın sevabını verir...
Kim, bu ayda bana çok salâvat gönderirse, amel terazilerinin hafif geldiği günde Allah onun amel terazisini ağırlaştırır...
Kim, bu ayda Kur’an’dan bir ayet okursa, diğer aylarda Kur’an’ı hatim edenlerin sevabına erişir.
Ey insanlar!
Bu ayda cennet kapıları açıktır. Rabb’inizden dileyin, dileyin yüzünüze kapanmasın...
Ve cehennem kapıları bu ayda kapalıdır. Rabb’inizden dileyin, yüzünüze açmasın.
Şeytanları bu ayda bağlamıştır; isteyin Allah sizlere musallat etmesin… -Et Terğib ve’t-Terhib, 2:94-95-