Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, yaklaşık 6 yıldır zulüm altında bulunduğu Mısır zindanlarında önceki gün kukla mahkemede söz aldığı sırada şehit düştü.
Sisi'nin 3 Temmuz 2013'te darbeyle yönetime el koymasından sonra, tek kişilik hücrelerde tam bir izolasyona tabi tutulan Mursi, daha önce can güvenliğinin olmadığını ve işkence gördüğünü söylemişti.
Hüsnü Mübarek’in halk ayaklanmasıyla devrilmesinden sonra 2012 de yapılan ilk meşru seçimde ikinci turda yüzde 51.73 oy alarak, Mısır'ın seçimle başa gelen ilk cumhurbaşkanı oldu.
3 Temmuz 2013 tarihinde İsrail ve ABD’nin tasmalı köpeği Sisi’nin başını çektiği Mısır ordusunun darbesi ile zindanda işkence görmeye devam ediyordu. Ve maalesef Pazartesi günü kukla mahkemede söz aldığı sırada bayıldı ve ardından vefat ettiği açıklandı.
Şehid Mursi ve dava arkadaşları dünya siyonizmi ve emperyalizmine boyun eğmedikleri inancı ve halkının değerlerine göre hareket ettikleri ve Rablerinden başka kimseye boyun eğmedikleri için; başta İsrail ve ABD olmak üzere egemen güçlerin emirlerindeki kuklalar eliyle yapılan kanlı askeri darbe ile her türlü zulmü onlara ve Mısır halkına reva gördüler.
Daha öncede yazdığım gibi: Son 300 yıldır İslam dünyası olarak, özellikle de Osmanlının yıkılışından sonra büyük bir sıkıntı ve acziyet içindeyiz. İslam düşmanları; Küresel emperyalizm ve Dünya siyonizmi, İslam dünyası ve ümmet üzerinde o kadar planlı, programlı şeytani oyunlar ve kumpaslar kurdular ki, hâlâ bunun sıkıntılarını yaşıyoruz.
Müslümanları başsız bırakıp, parçalara ayırmaları yetmedi; bir taraftan bizleri ırki-mezhebi ayrılıklarla birbirimizle savaştırdılar, bir taraftan da “demokrasi” aldatmacası ile nesillerimizi zehirlediler. Oysa Cumhuriyet, demokrasi vs. birer aldatma ve dünyayı yöneten güçlerin helvadan taptıkları bir put idi. Dünyayı yöneten güçler, yapılan propaganda ve devşirdikleri hainlere rağmen halkın değerlerine bağlı bir güç ortaya çıktığında başka planlar devreye koydular. Mısır, Cezayir, Filistin ve birçok İslam ülkesinde olduğu gibi hemen darbe dahil farklı planlarını devreye sokarak, sözde “raydan çıkan demokrasi trenini” yoluna koydular(!)
Hiçbir İslam ülkesinin güçlü olmasını istemediler ve kendi adamlarını çeşitli oyunlarla iktidara getirtip istedikleri düzeni kurdular. Her ülkede ordudan üniversitelere, gazeteciden sanatçıya, siyasetçiden işadamlarına kadar her kesimde, devşirdikleri hainler bulmakta zorlanmadılar. Planları tutmadığında, Mekkeli müşriklerin helvadan yaptıkları putlarını yemeleri gibi demokrasiyi zorbalıkla, darbelerle, bazen savaş ve işgalle ortadan kaldırdılar.
Şunu anlayalım artık! İslam düşmanları hiçbir zaman bize dost olmadılar, olmayacaklar. Onların “demokrasi”, “insan hakları” gibi kullandıkları argumanlarda sadece kendileri söz konusu olunca hayata geçirilir. Konu İslam ve Müslümanlar olunca ne demokrasi, ne insan hakları, ne insanlık diye bir şey ortada kalmaz. Onun için bizler ümmet olarak kendi ayaklarımız üzerinde durmasını bilelim de; batılı ve doğulu emperyalistlerden medet ummaktan vazgeçelim.
Mursi’nin şehadet haberi sonrası başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere tepkisel açıklama ve kınamalar ard arda geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı talimatıyla Salı günü öğle namazı sonrası Türkiye genelinde camilerde gıyabi cenaze namazı kılındı. STK’lar da cenaze namazı ve kitlesel basın açıklaması ile Mursi’nin şehadeti olayını ele alıp zalim Sisi ve emperyalistleri kınadılar.
En dikkat çeken açıklamayı Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği yaparak, “Muhammed Mursi ölmedi! Azgın bir grup tarafından yavaş yavaş öldürüldü." değerlendirmesinde bulundu.
Korkak ve alçaklıkta sınır tanımayan darbeci Sisi yönetimi, ailesinin Mursi'nin naaşının aile kabristanına defnedilmesi yönündeki talebini kabul etmedi. Şehid Mursi'nin ailesi ve avukatlarının dışında kimsenin defne katılmasına izin verilmeyerek, yoğun güvenlik önlemleri altında yerel saatle 05.00'te Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda Şehid Mursi toprağa verildi.
Son olarak belirtelim ki: Mursi ve onun gibi ümmetim kahramanı olan liderlere diz çöktüremeyen emperyalistler ve onların tasmalı köpekleri bilsinler ki; İslam sancağını kıyamete kadar taşıyacak ve yüceltecek yiğitler hep var olacaktır. Akan şehid kanları boşa gitmeyecek, sizlerde, kurduğunuz kirli düzende yerle bir olacaktır. Mursi gibi ümmetin azizleri kabirde bile olsalar sizlerin korkuları olmaya devam edeceklerdir. Zalimler için yaşasın cehennem… Wesselam…