Daha önceden gönderilen Peygamberlerin (as) ümmetlerinin kötü Alimleri hem kitaplarını tahrif ettiler hem de halkı yoldan çıkardılar. Önceki kitaplar Allahın koruması altında değildiler. Yani Allah onları tahrif etmekten korumadı. Kur'an'ı Kerim ise Allah'ın korumasındadır. Onu hiç kimse tahrif edemez.
Ulema-i su ( kötü Alimler) Kur’an ile Sünnetin arasını ayırarak dini tahrif etmeye çalışıyorlar. Yaptıkları ibadeti dahi Peygamberden(sav) öğrenen bu insanlar, Peygamberin sünnetini kabul etmediklerini söylüyorlar. Kuranda bulduğuma inanırım. Ondan başkasına bakmam diyenler, bu dini tahrif etmek isteyenlerdir. Kuranın 33 ayetinde Allaha ve Resule itaat edin denilip 12 yerinde ise itaat emir اطيعوا لله و رسوله ( Allaha ve Resulune itaat edin.) siğası iledir. Arapça gramerde vav (و) atıf harfi beraberlik ifade ediyor. Yani beraber itaat edin. Örnek: Ali ve Zeyd geldi. Denildiği zaman ikisi beraber geldiler. Kelime i şehadette de vav atıf harfi kullanılmaktadır. Ben Allah'a iman ederim ama Resule iman etmem şeklinde söylenemez. İkisine beraber iman edilir.
‘Ey iman edenler! Allah'a itaat edin ve Peygambere itaat edin ve sizden olan ulul emre (idarecilere) itaat edin. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah'a ve Resulüne arz edin. Bu daha iyidir sonucu bakımından da daha güzeldir.’ -Nisa 59 ayet- ‘ Artık Allaha karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.’ -Al'i İmran 125- ‘ Kim Peygambere itaat ederse, Allaha itaat etmiş olur.’ -Nisa 80-
Allah ve Resulüne itaat etmek Kur'an ve sünnete bağlanmaktır. Bizden olan Emir sahiplerine itaat etmek gerekir. Eğer Emir sahiplerinin söyledikleri Kur'an ve Sünnet ile uyumlu değilse ve biz bu konuda Emir sahipleri ile fikir ayrılığına düşersek, yani sizin söylediğiniz doğru değildir dersek. O zaman idarecilerle fikir ayrılığına düştüğümüz konuyu Allah ve resulüne götürmemiz emir ediliyor. Eğer sadece Allah'ın kitabında bulduğumuza bağlanırız, onun dışındakilerine karışmayız. Yani biz sünneti umursamayız denilse, o zaman Allah ve Resule itaat edin ayetlerinin hükümlerinin geçersiz olması gerekir. Yani bu ayetlerin nesh (iptal) edilmesi gerekir. Allaha itaatta kalkmış olur. Hal bu ki bu ayetler kıyamete kadar geçerlidir. Dolayısıyla Peygamberimizin sağlığında Sahabeler sorunlarını ve yapacaklarını nasıl peygambere (S A) götürüyorlardıysa, bütün Müslümanların da kendi dönemlerinde yapacakları bütün işlerde Allah ve resulüne uygun bir şekilde hareket etmeleri gerekir. Allah ve Resulüne itaat etmek onların emirleri doğrultusunda hareket etmektir. Bazıları diyorlar ki biz sadece Kur'an'da bulunana uyarız. Peki Kur'an ile peygamber yani Allah ile peygamber birbirinin zıttı olan bir şey söyler mi? Ya da peygamber Allah'ın söylediğinin tersi bir şey söyler mi? Hayır. O zaman peygamber, Allah'ın gönderdiği ayetlerin kapalı olan yanlarını açıklar ve bu ayetlerin nasıl uygulanmaları gerektiğini izah eder. Yani O bir postacı değildir. Postacı kapalı zarfı bize verir. İçeriğini bilmez. Dolayısıyla namaz, zekat, oruç ve hac gibi birçok konuda bize uygulamayı gösterir. Yani biz namazla ilgili sadece ayetlere bakarsak, şu anda kıldığımız namazı kılamayız. Biz Peygamberin kıldığı namaza göre namaz kılıyoruz. Biri dese ki, tamam namaz konusunda Resule itaat ederim ama diğer konularda itaat etmem. Diğer konularda sünneti kabul etmem derse, kendisiyle çelişkiye girmiş olmaz mı?
‘De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyun da Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı yarlıgasın. Allah yarlıgayıcıdır ve rahimdir.’ -Al'i İmran 31-
Resul vefat ettiğine göre biz ona nasıl uyacağız. Ona uymak onun sünnetine bağlanmak değil midir? Bu mesele çok açık olduğu halde İslam düşmanlarından emir alan Alim lakaplı şahıslar, İslam dinini tahrif etmek için Kuran ile Peygamber arasını ayırmak istiyorlar. Bizim için senedi en zayıf olan hadis bile başkalarının şaşaalı sözlerinden daha üstündür ve uyulmaya layıktır. Kim ne söylerse söylesin biz peygamberimizin (sav) sünnetini başımızın üstünde tutarız. Peygamberden yüz çevirenler Onunla karşılaşacakları günde Ona verecekleri cevabı hazırlasınlar. Hadis olarak bilip uyguladığımız ama hadis olmayanlar için Ona söyleyeceğimiz cevap vardır. Ama Onun sünnetinden yüz çevirenler ne cevap verecekler.
Hz. Muhammede (sav) uymak bir şereftir. Ancak şerefliler ona uyar.