Değerli Okurlar!
Dünya nüfusunun üçte birini meydana getiren ve sayıları iki milyarı bulan Müslümanlar arasında yaşanan kargaşa ve fitne sebebiyle maalesef içler acısı durumdayız. İşgal edilen ülkeler, gasp edilen topraklar, akıtılan kan ve gözyaşı hep Müslümanlarındır. Bölgemizde ve Ortadoğu coğrafyasında yaşanan çatışmalar ve ölümler bölgemizi tam anlamıyla bir fitne kazanı ve ateş sarmalına çevirdi. Bizler bu fitne ortamında ne yapmalıyız? Bunu konuyu ayet ve hadisler eşliğinde irdeleyelim.
"Ve öyle bir fitneden sakının ki, içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz. Ve bilin ki, Allah'ın azabı şiddetlidir." -Enfal Suresi: 25-
"...Fitne, öldürmekten beterdir..." -El Bakara Suresi: 191-
Allah Resulu (S.A.V.) Efendimiz “İnsanlar öyle günler görecek ki; katil niçin öldürdüğünü, maktul niçin öldürüldüğünü bilmeyecek.” buyurdu.
"Bu nasıl olur?" diye sorulunca şöyle cevap verdi: “Bu dönem herc dönemidir. Öldüren de ölen de ateştedir.” -Müslim, Fiten; 56-
Herc; karışıklık, fitne, kargaşa ve düzensizlik anlamındadır. Herc ve fitne her zaman insan için sıkıntı ya da risk manası taşır. Bu nedenle hadiste kıyamet alameti ve katl (öldürme) olarak nitelendirilmesinin maksadı, fitne ve kargaşa zamanında Müslümanların birbirleriyle çarpışarak kör dövüşü şeklinde karşılıklı birbirlerini öldürecekleridir. Bir başka ifade ile öldürenin niçin öldürdüğünü, ölenin niçin öldüğünü bilmediği fitne ortamının ifadesidir, herc.
Toplum içinde herc olayları çıkmaya başlayınca, kişiler nefsi istek ve arzularının dışında hiç bir şeyi görmezler. Doğruyu yanlıştan, adaleti zulümden ve haklıyı haksızdan ayırmadıkları gibi kendilerine yapılan nasihati da dinlemezler. Bilakis hakkı ve doğruyu söyleyene de zulmederler. -Ziya Ökçe: İlk Adım Dergisi-
İbnu Hacer, "herç" kelimesinin kullanıldığı şu manaları zikreder: 1. Katlde şiddet, 2. Katlde çokluk, 3. İhtilat (kargaşa), 4. Ahir zamanda ortaya çıkacak fitne.
Yukarıdaki hadiste geçen durum tamda adeta bugün yaşanıyor. Maalesef elinde silah olan ümmetin kandırılmış evladları niçin öldürdüğünü bilmiyor? Öldürülen neden dolayı öldürüldüğünü bilmiyor. Bu durum gerek memleketimizde gerek Suriye gibi Ortadoğu coğrafyasının neredeyse tamamında yaşanıyor. Maalesef bunu öyle kanıksadık ki, artık kameraların ve halkın önünde çatışmalar yaşanıyor ve en kötüsü bu bize vaka-i adiye kabilinden normal gelmeye başladı.
Peki, bu durumda biz Müslümanlar neler yapmalıyız? Peygamber Efendimiz böyle bir durumla karşılaşacağımızı bildirirken ne yapmamız gerektiğini de bildirmiştir.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), sahabeye hitaben bizlere fitneden kurtulmanın yolunu şöyle haber veriyor: “İyiliklere sarılın, kötülükten de kaçının. Ne zaman; uyulan bir cimrilik, takip edilen nefsanî arzu, ahirete tercih edilen dünyalık, görüş sahiplerinin sadece kendi görüşlerini beğendiklerini görürsen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zira bütün bunlar yaygınlaşınca sabra sarılmanız gereken günlerdesiniz demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi sıkıntılıdır. O günlerde sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin mükâfatı verilecektir.” -Taberani, Mu‘cemu’l Kebir, Bezzar, el-Müsned, Mecmau’z Zevaid-
Ebu Hureyre (R.A.), Allah Resulu'nun (S.A.V.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Gelecekte bir takım fitneler olacaktır. Fitne zamanında oturan kişi ayakta durandan; ayakta duran yürüyenden; yürüyen koşandan hayırlıdır. Her kim fitnelerin başına dikilirse fitneler onu yıkar. Her kim fitne zamanı sığınacak bir yer bulursa hemen oraya sığınsın." -Müslim-
"Bahtiyar, fitneden kaçınan kimse ile belalarla karşılaşınca sabreden kimsedir. Ne mutlu ona!" -Ebu Davud, Fiten 2-
Abdullah İbnu Ömer (R.A.) anlatıyor: "Resülullah (S.A.V.) buyurdular ki: "Fitneden kaçının! Çünkü o esnada dil, (tesir bakımından) kılıç darbesi gibidir." -Kutub-i Sitte 7154.Hadis-
Bu hadisler fitneye bulaşmamayı ve imkan nisbetinde fitneden kaçmayı tavsiye etmektedir. Fitneye bulaşan kimse öldürülse de cehennemlik olacağı hadislerde buyrulmuştur. Fitne esnasında kimin haklı kimin haksız olduğu bilinmez. Fitneyi çıkaranların maşası olmama yönüne de dikkat çekilmiştir.
Coğrafyamız insanları, fitne, kötülük ve kargaşa peşinde koşanlara engel olmazlarsa toplumda hangi konumda olursa olsun bir kısım insanların yaptıkları kötülüklere, işledikleri haramlara, uygunsuz davranışlara göz yumulur, engel olunmazsa, toplu yıkım kaçınılmaz olur.
Zamanımızda yağmur gibi sağanak halinde yağan fitne ve ölümleri top yekûn İslam’a dönerek birlik, beraberlik, İslam kardeşliği ve cemaat şuuru içinde müminin ferasetiyle def etmeliyiz.
Bölgemiz ve coğrafyamızda yaşanan kargaşa ve fitneden uzak durmamız ve toplumumuzu ayrıştıran, birbirine kırdıran ve huzurumuzu ortadan kaldıran güçlere karşı çıkarak yaptıklarının yanlış olduğunu ifade etmemiz gerekir. En azından bizler hadislerde belirtildiği gibi kendimizi ve ailemizi fitne ortamından uzak tutmalıyız.
Sonuç olarak, bizler, coğrafyamızda ve toplumumuzda fitne, kaos, kargaşa, anarşi çıkarmak isteyen ve kardeş kavgası zemini hazırlayan güçlere karşı çıkmaz isek, bu ateş sarmalı ve fitne ateşi hepimizi yutacaktır. Dünya ve ahiretimizi batıl yollar peşinde koşanlar uğruna helak etmeyelim.
Yazıya bir Hadis-i şerif ile son verelim:
Ebu Ümâme (R.A.) anlatıyor: "Resulullah (S.A.V.) buyurdular ki: "Mertebe itibariyle insanların Kıyamet günü Allah indinde en kötüsü, ahiretini, başkasının dünyası için helâk eden kuldur." -Kutub-i Sitte 7153.Hadis-