Siyaset yapanlar herşeyden önce hitap ettikleri insanlara karşı dürüst ve gerçekçi olmalıdırlar. Kendi siyasi düşüncelerini doğru bir şekilde ve insanları kandırmadan anlatmalıdırlar. İnsanlara yapamayacakları veya yapmayacakları vaatlerde bulunmamalıdırlar. Bir siyasetçi insanları kandırmak için çalışıyorsa bu dürüstlük değildir. Bir parti kendi çizgisini ve iktidara geldiği zaman yapacaklarını en net bir şekilde insanlara anlatmalıdır.
Parti kanunları, partilerin tüzüklerini ve hedeflerini hiçbir sınırlama olmadan anlatabilmelerini sağlamalıdır. Yani bir partinin çizgisi ve hedefi ne ise onu rahatlıkla halka anlatabilmelidir. Devlet bunu yasalarla ve kanunlarla güvence altına almalıdır. Eğer bir partinin düşüncesi ülkeye komünizmi, sosyalizmi, kapitalizmi veya Şeriati getirmekse bunu halka rahat bir şekilde anlatabilmelidir. Devlet bunun yolunu açmalıdır. Yani bir parti komünizmi getirmek istiyorsa, halkın karşısına çıktığında şunu rahatlıkla diyebilmelidir. Biz gelirsek komünizmi getireceğiz. Komünizm nedir Onu rahat bir şekilde halka anlatabilmelidir. Eğer komünizmde Özel mülkiyet yoksa eğer komünizmde aile mefhumu yoksa eğer komünizmde din bir zehir olarak bir Afyon olarak bir uyuşturucu olarak kabul ediliyorsa şunu korkmadan, Oy kaygısı taşımadan halka: Ben gelirsem dini ortadan kaldıracağım. Ben gelirsem Komünizmin yaşantı şeklini toplumda yerleştireceğim diyebilmelidir. Diğer taraftan hedefinde Allah'ın kanunlarını yerleştirmek isteyen bir parti varsa bu partide rahatlıkla halka gittiği zaman şunu diyebilmelidir. Ben gelirsem Allah'ın kanunlarını size getireceğim. Ben gelirsem Allah'ın emirlerine göre hırsızlık yapanın elini keseceğim. Adam öldüreni eğer öldürülenin velisi istiyorsa affedeceğim. Onun kan parasını katilden alıp öldürülenin velisine vereceğim. Eğer öldürülenin velisi katilin öldürülmesini istiyorsa kısasa kısas yapılacaktır. Ben gelirsem toplumda zinayı, içkiyi, kumarı ve Allah'ın haram kılmış olduğu bütün fiilleri kaldırmak için mücadele edeceğiz. Allah'ın kitabında bunlar için verilmiş olan cezalar neyse biz onu uygulayacağız diyebilmelidir.
Diğer taraftan amacı hırsızlık yapanların kurmuş olduğu partideki yöneticilerde, Biz gelirsek hırsızlık yapacağız. Biz gelirsek hiçbir hizmette bulunmayacağız. Malları kendimize alacağız diyebilmelidir. Yani ben kendi fikrimi saklıyayım asıl düşünce mi insanlara söylemeyeyim, onları kandırayım, başa geldikten sonra istediğim gibi hareket edeyim düşüncesinden vazgeçmelidiler. Halkı kandırmak doğru bir davranış değildir. Partiler, siyasiler, gazeteciler ve bütün insanlar neyseler onu insanlara söylesinler. İnsanları kandırma yoluna gitmesinler. Bir insan Müslüman değilse ve Allah'a inanmıyorsa, Ben Allah'a inanmıyorum desin. Eğer bir insan milletin değerlerine inanmıyorsa, onlara sizin bu değerleriniz yanlıştır. Biz gelirsek şu değerleri sizin için toplumda yerleştireceğiz. Şunu açık bir dille söylesinler. Toplumu kandırma yolunu terk etsinler.
son olarak şunu söylüyorum. Hiçbir parti, hiçbir gazeteci, hiçbir şahıs çizgisini saklayıp insanlara yalan söylemesin. Adam'ın: Ben şimdiye kadar hırsızlık yaptım. Doydum. Bundan sonra beni seçerseniz size hizmet ederim demesi gibi açık sözlü olsunlar. halkı kandırma yolunu terk etsinler. Adam İslam'a düşmanlık ediyor ve İslam'ı yok etmek isteyen bütün insanlarla beraber kol kola geziyor, İslamın aleyhinde olan bütün çalışmalarda destektir. İslami olan bütün oluşum ve düşüncelere karşıdır. Düşmandır. Ama konuştuğu zaman ben de Müslümanım diyor. işte bu halkı kandırmaktır. Zaten insanların büyük çoğunluğu asıl amaçlarını gizleyip halkın duymak istediklerini onlara anlatıyorlar. Başa gelince de asıl amaçlarını gerçekleştirmek peşindedirler. Seçimden önce halkın karşısına geçip dua ediyorlar. Cuma namazına gidiyorlar, ama seçimden sonra pavyonlardan, içki bardaklarından başka bir şeyle meşgul olmuyorlar. '' Iman edenlerle karşılaştıklarında, bizde inandık derler. şeytanlarıyla Baş başa kalınca da biz sizinle beraberiz onlarla alay ettik derler. " İşte ülkemizi perişan eden bu siyasetçi tipleridir.