Aslında dünyada bulunan sol örgütler, sağ örgütler ne zaman birleşirler veya beraber hareket ederler. Türkiye'de bunların beraber hareket etmeleri mümkün mü veya hangi durumlarda beraber hareket ederler?
Her bir örgüt bir devletin adına hizmet etmektedir. Onların düşüncelerinden, paralarından istifade edip onların liderlerinin emirleri doğrultusunda hareket ederler. Kimi örgütler Mao'cu olup Çin'e bağlıdırlar. Kimi örgütler Rusya'ya, Amerika'ya, Almanya'ya, İsrail'e ve diğer devletlere bağlıdırlar. Bu devletler kontrol altında tuttukları örgütleri kendi devletlerinin menfaati ve faydası için kullanırlar. Bunların temel amacı bu devletleri zayıflatıp kendi kontrollerinde tutmaya çalışmaktır. Türkiye'deki Marksist - Leninist örgütler, Mao'cu örgütler veya Laik örgütler bu son dönemlerde beraber hareket etmektedirler. Bunun en büyük sebebi devletin değişik alanlarda güçlenmesi ve kendi kendine yeterli olma noktasında adımlar atması, projeler üretmesidir. Yani son hamleler diğer devletlerin ortak çıkarına zarar verdiği için beraber çalışıyorlar. Koç ailesi gezi olayına destek verdi. Koç ailesi Amerika'nın Türkiye'deki ticaret ortağıdır
Nasıl ki Osmanlı'nın son döneminde Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa ve bütün örgütler ve yerli işbirlikçileri olan jön Türk’ler, ittihat ve Terakki örgütü beraber hareket edip Osmanlı'yı yıkmaya çalışmışsalar, günümüzde de bütün sol parti ve örgütler yan yana gelmişler. İslamcı görünen bazıları da bunlara destek olmaya çalışıyorlar.
Bu parti ve örgütler değişik devletlerin güdümünde hizmet etmektedirler. Düşünelim, Almanya Türkiye'nin araba üretmesini ister mi? Silah üretmesini ister mi? Çin Türkiye'nin telefon üretmesini ister mi? Amerika, İsrail, Rusya dünyayı kendi aralarında bölüştürmüşler. Bunlar Türkiye'nin uçak üretmesini, tank üretmesini silah üretmesini, siha üretmesini istemez. Dünyadaki pazarın yeni ortaklar tarafından bölüştürülmesini kabul etmezler.
En basitinden, Gezi olaylarında ağaç kesildiğini bahane eden sol örgüt ve partiler hükümetten ne istediler? Kesilen her bir ağacın yerine 10000 ağacın dikilmesini mi istediler. Onlar 3. havaalanının, 3. köprünün yapılmamasını istediler. Sanayi alanında gelişmeyi önlemek için mücadele, kanal İstanbul'un olmaması için çağrıda bulundular. Halbuki Türkiye'nin birçok yerlerinde kanallar olsaydı ve gemiler bu kanallar vasıtasıyla Ticaret mallarını değişik yerlere ulaştırırlardı. İstanbul'dan Batman'a kadar tam ortadan bir kanal, Mersin'den Trabzon'a kadar bir kanal hem çevre yönünden hem de Ticaret yönünden, ulaşım yönünden ne kadar büyük faydaları olurdu.
Ama şu bir gerçek dünyanın hakimiyetini elinde bulundurduğunu zanneden ülkeler başka ülkelerin piyasaya girmesini istemezler ve bunun için ellerinden gelinceye kadar o ülkeleri sorunlarla, terör örgütleri ile muhalefetlerle zayıflatmaya çalışırlar .
Bu dünya genelinde böyledir. Kim güçlü olursa başka güçlülerin olmasını istemez. Onları zayıflatmak için ellerinden gelen bütün imkanları seferber ederler. İçteki parti ve örgütlere de çok basit menfaatler sağlarlar. Ve onların kendi adlarına hareket etmelerini sağlar. Örgütlere silah yardımı yapan diğer devletler kendi faydaları için bunları kullanırlar. Faydaları bitince de peçete gibi çöp kutusuna bırakırlar. Her devlet başka devletlerin örgüt ve partilerini kendi amaçları için kullanırlar.