Ramazan ayında olduğu gibi Ramazan Bayramında da;
Saf tutulmayan camiler mahzun,
Hutbe okunmayan minberler mahzun,
Lebbeyk seslerinin yükselmediği Kâbe mahzun,
Müminlerin ziyaretinden mahrum kalan Mescid-i Nebevi mahzun,
Siyonist zalimlerin esareti altında inleyen Mescid-i Aksa mahzun,
Ramazan ve bayramı idrak edemeyen ümmet mahzun… mahzun… mahzun…
Evet, on bir ayın sultanı Ramazan ayının sonuna geldik. Rahmeti, bereketi, mağfireti ve kurtuluşu barındıran bu rahmet mevsimini korona salgını nedeniyle buruk bir şekilde geçirdik. Bu Ramazanda bir ilk olarak camilerden, cuma hutbesi, Teravih ve mukabele sünneti ve bir arada iftar yapmaktan mahrum kaldık. Ramazan ayını koronadan dolayı ömrümüzde ilk defa camisiz, cemaatsiz, hüzün dolu bir Ramazan geçirdik.
Bu sıkıntılı ortam yetmezmiş gibi birde çarşamba günü İzmir’de Karşıyaka, Konak, Çiğli, Buca gibi birçok ilçesindeki camilerin minarelerinden İtalyan partizan marşı “Çav Bella” çalınması rezalet ve alçaklığına ne diyeceğiz şimdi?
İzmir Müftülüğü, “…ilimizin çeşitli bölgelerindeki bazı camilerimizin hoparlörlerinden kimliği belirsiz kişilerce merkezi sistemimizin frekansına korsan şekilde müdahil olmak suretiyle bir sabotaj gerçekleştirilmiştir. Konu ile ilgili gerekli suç duyurusunda bulunulmuş ve gerekli inceleme başlatılmıştır.” Açıklamasında bulundu. Bir gün sonra yine aynı rezalet yaşandı. Sonunda İzmir Müftülüğü, merkezi sistemi geçici olarak kapatma kararı aldı.
Tamam, soruşturma ve suç duyurusunda bulunuyorsunuz; yalnız bunlardan bir şey çıkmıyor. Bunu yapanlara kâr kalıyor. Bunu yapan alçak ve şerefsizler yakalanıp en ağır cezayı almalıdırlar.
Şimdi de önümüzdeki pazar günü, salgından dolayı ilk kez ‘sokağa çıkma kısıtlaması’ ile bayramları bayram yapan ziyaretleşmeden mahrum bir şekilde Ramazan Bayramı’nı evimizde idrak edeceğiz. İslam'ın en önemli şiarlarından biri olan Ramazan Bayramı’na ulaşmanın sevinç ve mutluluğunu salgından dolayı buruk yaşıyoruz. Bu sıkıntılı süreçten bir an evvel kurtularak, özgür bayramlara kavuşmak için yüce Rabbimize yakarışta bulunalım.
Bütün sıkıntılara rağmen bayrama ulaşmanın sevincini yaşayalım ve bu sevinci herkesle paylaşalım. Aile büyüklerimiz, akraba, dost ve yakınlarımızı koronadan dolayı ziyaret edemezsek te, genelde malayani işlerle vaktimizi harcadığımız telefonla arayıp bayramlarını tebrik edelim ve sıla-i rahim sünnetini yerine getirelim.
Ramazan ayının manevi atmosferinden, feyz ve bereketinden inşallah yeterince faydalanmışızdır. Bir sonraki Ramazana dua edelim de, sıkıntısız bir süreçte ve ibadetlerden mahrum olmadan yaşayalım. Bu süreçte edindiğimiz tecrübe ve mecburide olsa hayatımızın muhasebesini yaparak güzel bir tefekkür etme imkânı elde ettik. Bundan sonraki hayatımıza yaşadığımız bu sıkıntılı süreçten gerekli dersi alarak, hayatımıza yön vermeliyiz. Eğer Ramazandaki kazanımlarımız hayatımızın kalanında devam ettiremezsek, ibadetlerle, güzel alışkanlıklarla, hayatımızın her anını her safhasını tanzim etmezsek huzura eremeyiz, ahirette de kurtulamayız.
Ramazan Bayramı’nın halkımıza, İslam âlemine ve insanlığa salgından kurtulma ve hayırlar getirmesini yüce ALLAH’tan diliyorum. Bayramın Ümmetin birlik ve dirliğine, mazlumların kurtuluşuna, insanlığın huzur ve selamet sahiline ulaşmasına ve hidayetine vesile olmasını dilerim.
Selam ve dua ile hayırlı bayramlar…