Ne oluyor bize, ne hale geldik böyle, hiç bir ağlayanımız da mı yok? ki! hüngür hüngür ağlamıyor halimize. Ne oldu da değiştirdiler bu Müslüman Kürt halkını. Cumhuriyetin kuruluşun da bile Müslüman halkın iradesine sahip olamadılar. Kemal Paşa(!)nın zalimane kararlarıyla birlikte emrindeki kel Ali'ler bile eğdirtemediler o imanlı başları. Şeyh Said ve dava arkadaşları, Esat Erbilli ve daha nice seçkin şahsiyetler, nurlu başları eğilmesin diye o mübarek baştan geçtiler. Kemal Paşa(!)nın İslam’a yapamadığını, avanesinin söylemeye çekindiği, cumhuriyetin Kemalist guruhun yapmak istediği ama bir türlü yapamadığı içinde dert olan İslami anlayışı hdpkk maalesef başardı başarıyor. Kürt halkın temsilcisi(!) olduğunu iddia eden ama temsiliyeti bırakın zulmetmekten başka hiçbir başarısı(!) olmayan bu malum guruhun gösterdikleri milletvekili adaylarına bakar mısınız? Batman'da Ezidi bir aday bırakılmış. Allah aşkına benim aklım yetmiyor bu oyuna, bana yardımcı olur musunuz? Batman'da kaç tane Ezidi var? ki bu kendini bilmezler bu adayı milletin başına vekil bırakmak istiyorlar. Cidden kim bana söyleyebilir? Günde beş vakit namazı camide kılan, ellerinde tesbih,dillerinde tehlil-salavatlar olan bu amcalara, dayılara ve ailelerinin herhangi bir ferdinden hangi yüz ve hakla oy isteyecekler.
Ezidi, Süryani, Ermeni derken şimdi de vekaletimizi eşcinsellere mi? vereceğiz. Başımıza taş yağarsa yeridir bu kararlar karşısında. Peygamber Efendimiz ( S.A.V.), sahabesiyle Lut (A.S.) kavminin helak olduğu bölgeden geçerlerken, sahabelerine acele etmelerini istemiş ve hemen oradan uzaklaşmışlardır. Bu kendilerini Kürdistan'da tek güç olarak gören Lut (A.S.) kavminin torunları dedelerini aratmayacak düzeye geldiler. Özellikle bu densizlere destek olanlar, akabinde onlara destek mahiyetinde susanlar, susturulanlar, belam gibi dünyalarını ahiretlerine tercih ederler; yakıtı insanlar ve taşlardan olan o cehennemi hiç mi hesaba katmıyorsunuz? Daha önce herkes tarafından bilinen ve inkar edilmeyen bir konu vardı. Yetkililerin çocukları Avrupa'da en lüks kolej ve üniversiteler de okurlarken, milletin çocuklarını da dağa gönderiyorlardı. Ama şimdi çok daha tehlikeli bir boyuta geçmişler. Öyle güzel anlatıyorlar ki bu acil bir şekilde tedavi edilmesi gereken ruh hastalarını, bunlardan haberi olmayıp ta körü körüne bağlananlar sanki çok iyi bir şeymiş gibi kendilerini bu bumerangın içinde bulabilirler. Bu tehlike herkes için geçerlidir. Bu yeni rüzgarın aileleri yok etmeye doğru estiğini bırakın ferasetli birini miskal-ı zerre öngörüsü olmayan biri de görüyordur şüphesiz.
Sözün özü, biz vekil olarak seçeceklerimize vekil olabiliyor muyuz? Kimdirler, necidirler, hangi amaç ve gayeyle meclise gidecekler, hakikaten de bizim istediklerimizi mecliste dillendirecekler mi? Benim verdiğim hakla ne yapacaklar benliğime, çocuklarıma, memleketime. Bunları düşünerek vekillerimizi seçmeye gayret gösterelim. Aydın'lık günlerde buluşmak ümidiyle...