Olduk olası birileri kendilerini toplumun veya bir kesimin sözcüsü olarak gösterir, onlar adına mücadele ettiğini söyler ve kendilerini “kurtarıcı” olarak gösterir. Lakin yaptıklarına baktığımızda uğruna mücadele ettiklerini söyledikleri kesimlere en çok zararı o düzenbaz kurtarıcıların verdiğini görürüz. Bunun sayısız örneklerini tecrübe ettik ve etmeye devam ediyoruz. Toplum olarak bunu görmemize rağmen yapılan algı operasyonlarıyla bunlar hâlen kurtarıcı ve sözcü olarak görülmeye devam ediliyor.
Alın size işçi hakları, demokrasi, halk, özgürlük, kadın hakları, Kürtler, Aleviler vs. hangi kesim ve sosyal sınıfı ele alırsak alalım; onları kurtarmak ve onun hakkını savunuyorum adı altında ortaya çıkanlar, o kesime en büyük zararı veren ve sömüren aktörler olarak sürekli karşımıza çıkıyor. Siyasi partiler, STK’lar, meslek örgütleri ve dernekler hangisini ele alırsak alalım durum budur.
Kürtler adına ortaya çıkan sözde parti ve örgütler 40 yıldan fazladır binlerce Kürd’ü katletmedi mi? Mahalle ve şehirlerine “çukurlar” kazarak binlerce Kürd gencini ölüme terk etmedi mi? Yüzbinlerce Kürd aileyi kendi memleketinde muhacir durumuna düşürmedi mi? Yaptıkları zulüm ve katliamlar ciltler dolusu kitaplara sığmaz.
İçinde “Halk”, “Demokrasi”, “Özgürlük” gibi kelimeler olan siyasi parti ve örgütlü yapıların halkı hiç dikkate aldıklarını ve halkın değerlerine değer verdiklerini gördünüz mü? Sürekli olarak halka zarar verecek eylemlerde bulundular ve zararlı fikir ve düşünceleri sahiplendiler. Bunların tarihi de zulüm tarihidir.
Egemen emperyal güçler, bu taktiklerle her kesime hâkim olmaya ve onları kendi kontrollerinde tutmayı hedefliyorlar. Kendi planları dışında olan örgütlü yapılara karşı da kendi güdümlerinde yapay yapılar kurarak önlerini kesmeye çalışıyorlar. Bu anlamda dindar insanları koruyorum haklarını savunuyorum diye ortaya FETÖ benzeri besleme örgütler kurdurularak dindar halkı asıl hedeften uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Maalesef bu konuda da başarılı oluyorlar. Böylece dindar halkımız kimin Hak davayı sahiplendiği? Kimin emperyal projelerin piyonu olduğunu göremiyor. Algı operasyonları ve basının gücü ile kitleler yanlış mecralara yönlendiriliyor.
Şunu unutmayalım ki, kim kışkırtıcı bir şekilde toplumun ayarlarıyla oynama pahasına bir şeyi savunuyor rolüne bürünüyorsa bilelim ki; o kişi ve kesimler etki ajanları ve emperyal projelerde rol alan piyonlardır.
Yüzyıldan fazladır oluşturulmaya çalışılan “yeni toplum” ve “yeni inanç sistemi” birçok noktada ve bölgede başarılı olamayınca içimize sızan ve bizden görünen kesimler eliyle şeytanın sağdan yaklaşması şeklinde yapmaya çalıştılar. İşte FETÖ vb. yapılarla; hoşgörü, diyalog masallarıyla “İslam’ı Protestanlaştırma” projesini uyguladılar. Geçte olsa ALLAH’ın yardımıyla insanlarımız ve yöneticilerimiz bu oyunu gördüler.
Uyguladıkları projede Kürdleri asimile edemeyip; din, namus ve gelenek-görenekler gibi değerlerden uzaklaştıramayınca PKK gibi örgütler eliyle “özgürlük” ve “halkçılık” perdesi altında bu projeyi uygulamaya koydular ve maalesef başardılar.
Aynı şekilde aile kurumunu yozlaştırmak ve zayıflatmak için ellerinden geleni yaptılar. Dinine bağlı toplumumuzda, “özgürlük, kadın hakları, kadına şiddet” vs. diyerek aile kurumunu dinamitlemeye çalıştılar. Bu amaçla ateist ve feminist dernekleri sürekli fonlayarak önlerini açtılar. İstedikleri başarıyı elde edemeyince bu defa dindar görünümlü, başı örtülü, lakin zihinleri kirli kesimleri kullanarak halka ve Müslüman kadınlarımıza rol model olarak gösterildiler. Bunlar İslam’ın emirleri hiçe sayarak, batının kokuşmuş fikirlerine inanmış süslü ve boyalı “Süslüman” tipler olarak, aile yapımızı yıkmak ve kadınlarımızı İslam’ın gösterdiği yoldan çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar ve kendilerini utanmadan da kurtarıcı olarak gösteriyorlar. Başı kapalı veya sakallı olunca yaptığınız melanet fikir ve fiiller meşru olmuyor. İslam’ın emir ve prensiplerini tanımayan bu kesimler bu yüzyılda ümmetin başına gelmiş en büyük musibettir. Bu zihniyet ile sonuna kadar mücadele edilmelidir.
Sonuç itibariyle, bizler oynanan oyunların, kurulan kumpasların farkına vararak, kimlerin hangi amaca hizmet ettiğine dikkat edelim. İslam’ın ferasetiyle olayları ve projeleri irdeleyelim. Her gördüğümüz sakallıyı dedemiz, her örtülüyü bacımız olarak görmeyelim. Söyledikleri ve yaptıklarıyla kime hizmet ettiklerine ve kimlerle beraber olduklarına dikkat ettiğimiz de, ne olduklarını anlarız.
ALLAH bizi emperyalizm projelerinin kuklası olan bu kurtarıcılardan kurtarsın. Wesselam…