Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Bu İşte Bir Terslik Var!

16 Eylül 2020, 16:44 - Okunma: 1486

Aylardır sıkıntısını çektiğimiz ve hayatımızı değiştiren korona hastalığı nedeniyle her gün yeni vaka ve ölüm haberleriyle sarsılıyoruz. Buna rağmen normalleşme süreci, tedbir konusunda yaşanan gevşeklik ve toplumun umursamazlığı nedeniyle maalesef salgınla mücadelede başa döndük. Birçok ilde yeniden kısıtlama uygulamaları başlatıldı.

Salgınla mücadele sürecinde Dünya ülkelerine göre başarılı bir çalışma yürütülmesine rağmen yapılan bazı uygulamalara ise akıl sır ermiyor. Bu konuya girmeden önce Nasreddin Hoca’nın bir fıkrası ile giriş yapalım:

Bir gün Nasreddin Hoca, büyük bir ceviz ağacının altında oturmuş dinlendiği sırada ağacın yanında bulunan bal kabağı tarlasını görmüş. Hoca:

-Hey güzel Allah’ım! bu kadar büyük bal kabağının küçücük sapı var. Şu boylu poslu ceviz ağacının ise meyvesi küçücüktür. Bu işte bir terslik var sanki der. O böyle tefekkür ederken, bir ceviz hocanın kafasına düşer. Hoca bir cevize, birde kabaklara bakıp:

-Güzel Allah’ım! Senin işine karışılmaz. Ya ceviz yerine bal kabağı kafama düşseydi halim ne olurdu? der.

Şimdi, bizlerde Nasreddin Hoca’nın meselesi kadar olmazsa da pandemi sürecinde yapılan çalışma ve uygulamalarda bir terslik olduğunu görüyoruz.

Bu süreçte bazı alanlarda en ufak bir gevşeme yapılmayıp sıkı tedbirler takip edilirken, bazı alanlarda ise bu tedbirler gündeme bile gelmiyor. Bu süreçte en çok camilerimiz etkilendi ve halende bu durum devam ediyor. Aylarca kapalı olan camiler normalleşme ile namaz vakitlerinde maske ve fiziki mesafe kuralı ile açıldı ve bu kural halende devam ediyor. Pandemiyi tetikliyor diye düğün, taziye ve nişan gibi gelenek ve merasimlerimiz yasaklandı. Okulların aynı şekilde açılıp açılmaması konusunda tartışmalar halen ediyor. Bu sıkıntılı sürecin etkisiyle okul servisleri, kantinler, kırtasiyeler, düğün salonları, yemek üretim yerleri, organizasyonlar gibi birçok sektör çöktü.

Toplumuzu ayakta tutan camiler, okullar, hüzün ve sevinç günlerimizi kapsayan özel günlerimiz ve geleneklerimiz bu süreçte bu sıkı tedbirlerin kurbanı olurken; öte yandan lüks kafeler, kıraathaneler, lüks oteller, tatil beldeleri, sahiller, plajlar, konserler, eğlence mekânları vs. ise bu tedbirlerden vareste tutuldu. Kurban bayramı yaklaşırken “kurban ekonomisi” etkilenmesin ve özellikle de “Turizm sektörü” ayakta kalsın, çökmesin diye tedbir ve kısıtlamalardan muaf tutuldu. Üstelik turizm ve tatil beldelerine gidilsin diye halk teşvik edildi. Turizm sektörü için salgınla mücadele adeta kurban edildi ve belki de Avrupa’dan turistler gelsin diye vakalar az gösterildi. Üstelik buralarda maske ve fiziki mesafe kuralına uyulmadığını bilmeyen yok. Buna rağmen nedende bu durum hiç gündeme gelmez, varsa yoksa camiler, okullar, taziye ve düğün salonları gündeme gelir. Tabi ki buralarda risk var bunun tedbiri alınsın, alınmasın diyen yok zaten. Lakin niye sadece buralara yönelik kısıtlama gündeme geliyor. Bu tablo: bu hastalığı ortaya çıkaranların yeni bir toplum düzeni kurma planları olduğunu söyleyenleri doğruluyor.

Şimdi turizm sezonunun sonuna yaklaşılmasıyla vaka sayılarında artışlar ve ölüm sayıları artmaya başladı. Ve bu artışın ilerleyeceği öngörülerek kısıtlama kararları yeniden gündeme geldi. Peki, bu kısıtlamalar neden lüks kafelerde, eğlence mekânlarında, plajlarda, sahillerde ve binlerce kişinin katıldığı konserlerde uygulanmaz?  Neden sadece inanç ve geleneklerimizin merkezi olan ve toplumu ayakta tutan sosyal müesseselerimiz hedef alınır? Oysa herkes de biliyor ki, yaz tatilinde memleketlerine ve özellikle de tatil beldelerine gidenlerin geri dönmesiyle vaka sayılarında patlama oldu. Televizyonlarda çıkıp halka nasihat edenlerin tatil dönüşü bronzlaşmış tenleriyle hiç sıkılmadan halka hâlâ nasihat etmeye devam etmelerinin garabetini yaşıyoruz maalesef. Tıpkı Çin’de ortaya çıkan ve sonrada Avrupa’dan gelenler eliyle virüsün yaygınlaştığı net bilinmesine rağmen, umrecileri suçlayan arsızların olması gibi bir utanmazlık hali devam ediyor. Şimdi de turistler değil de sanki camilerde, okullarda virüs yayılıyor algısı oluşturuluyor.

Birde salgın sürecinde dikkat ettiğimiz başta İBB olmak üzere bazı Büyükşehir belediyelerinde bilinçli olarak halk otobüslerinin sefer sayısı azaltıldı. Bu durumda işine gitmek zorunda olan vatandaş minibüslere hücum etti. Minibüslere fazla yolcu alıyor diye sürekli ceza yazıldı. Ne metrobüs, ne diğer toplu taşıma araçlarına ve belediyelere değil de, sadece minibüslere ceza yazıldı. Vatandaşa ceza yazılırken, maske ve fiziki mesafe kuralını tanımayan vekiller, partiler, sözde sanatçılara vs. ise ceza yazılmıyor.  Hal böyle olunca salgınla mücadele yara alıyor ve başarılı olunamıyor. Başarılı olunmak isteniyorsa öncelikle bu tezatlar ve adaletsizlikler düzeltilmelidir.

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
183 gün önce
224 gün önce
288 gün önce
693 gün önce
827 gün önce
841 gün önce
897 gün önce
952 gün önce
988 gün önce
1007 gün önce
1049 gün önce
1064 gün önce
1084 gün önce
1092 gün önce
1122 gün önce
1127 gün önce
1195 gün önce
1344 gün önce
1477 gün önce
1650 gün önce
1673 gün önce
1702 gün önce
1886 gün önce
2016 gün önce
2037 gün önce
2162 gün önce
2229 gün önce
2255 gün önce
2285 gün önce
2428 gün önce
2465 gün önce
2570 gün önce
2593 gün önce
2823 gün önce
2892 gün önce
3013 gün önce
3171 gün önce
3174 gün önce
3230 gün önce
3248 gün önce
3251 gün önce
3272 gün önce
3306 gün önce
3361 gün önce
3370 gün önce
3443 gün önce
3562 gün önce
3537 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=