HÜDA PAR, siyonistlerin işgali altında olan Kudüs'ün tekrar özgürlüğüne kavuşması için toplumda bilinç oluşturmak adına Kudüs Fatihi ve büyük İslam Komutanı Selahaddin-i Eyyubi'yi anmak ve anlamak için hafta sonu sempozyum düzenledi.
Bu yıl 2’ncisi düzenlenen sempozyum korona salgını nedeniyle online olarak düzenlenen programa Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden alimler, önderler, akademisyenler, aydın ve siyasetçiler katıldı.
Sempozyum konunun önemine uygun olarak Mescid-i Aksa’dan Kur’an tilaveti ile başladı. Açılış konuşmasını HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam'ın gerçekleştirdiği sempozyumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bir mesaj gönderdi. Sempozyuma ayrıca Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu da selamlama konuşması yaparak katkı sağladılar. Sempozyuma ülkemizden 4 siyasi parti liderinin katılması ve bir noktada buluşması sempozyumun en azından ülke siyaseti açısından başarı sağladığını gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gönderdiği mesajda; Selahaddin-i Eyyubi'nin, "Allah'ın evi esaret altındayken, Selahaddin nasıl kendi evinde yatar" diyen Kudüs âşığı büyük bir komutan olduğunu hatırlatarak, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un, o büyük komutanı "Şark'ın en sevgili sultanı" olarak tarif ettiğini aktardı. Erdoğan normalleşme ihanetine değinerek, "Filistinli kardeşlerimizin meşru haklarını yok sayan her girişim Selahaddin-i Eyyubi'nin emanetine ihanettir" dedi.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Selahaddin Eyyubi’nin dünya tarihine damgasını vurmuş bir alim, bir komutan ve bir devlet adamı olduğunu ve 88 yıl süren işgalden sonra Kudüs’ün ikinci fatihi olduğunu kaydetti. Kudüs işgali devam ettikçe direnişin de devam edeceğinin altını çizen Sağlam, “Ümmet için normal, işgalin tamamen bitmesidir.” dedi.
Sempozyumun en anlamlı konuşmacılarından bir olan Mescid-i Aksa İmam Hatibi olan Şeyh İkrime Sabri, bu toplantının İslam ümmetinin zaferini müjdelediğini belirtti. Selahaddin Eyyubi'nin hayatından birçok örneğin alınabileceğine değinen Şeyh İkrime, “Kendisi Müslümanları birleştirmiş, aralarındaki yapmacık ihtilafları bitirmiş, vahdeti sağlamıştır. Selahaddin-i Eyyubi daima salih idareciler ve alimlerle istişare ediyordu. Kadı Fadıl’lla istişare ediyordu. O Selahaddin'in sağ koluydu. Selahattin, 'Biz zafere ulaşamadık. Ancak Kadı Fazıl'ın yardımıyla kazandık' diyordu." ifadelerini kullandı.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, Selahaddin’i Eyyubi'yi zafere götüren sebeplere ve bunların yapılması halinde zaferin geleceğine dikkat çekti.
Programa İngiltere'den katılan Dr. Hafız El-Karmi, alimlerin Selahaddin döneminde halkı cihada teşvik etmekle kalmamış savaşlara ve fetihlere bizzat katıldıklarını örneklerle anlatarak, "Şeyh Kadı Fazıl, Selahaddin döneminde iki numaralı adamdır. Devlet işlerinin görülmesi, askerlerin savaşa hazırlanması işlerini Şeyh Fazıl yapmıştır. Selahaddin şöyle buyurmuştur: 'Ben şehirleri kılıçla değil, Kadı Fazıl’ın kalemiyle fethettim.' Selahaddin her daim Kadı Fazıl gibi kişilerle çalışmıştır." ifadelerini kullandı.
Sempozyumun sonuç bildirgesinde özetle şu konulara vurgu yapıldı: “Kudüs’ün özgürlüğü farklı platformlarla daima gündemde tutulmalıdır. Kudüs’ün özgürlüğü ümmetin özgürlüğüdür. Kudüs davası, bir milyar sekiz yüz milyon Müslümanın müşterek davasıdır. Selahaddin-i Eyyubi tecrübesi adına enstitüler kurulmalıdır. Her Müslüman Kudüs’le ilgili sorumluluğunun farkında olmalı ve sorumluluğunun ifası yolunda gayret göstermelidir. İşgalci siyonistlerle atılacak her ‘normalleşme’ adımı Hz. Resullulah (sav) ‘ın hatırasına ve Selahaddin’in mirasına ihanettir.”
Dünyanın farklı yerlerinden alim, akademisyen, aydın ve siyasetçilerin katıldığı ve sunum yaptığı sempozyumda, Hamas ve İslami Cihad yetkilileri de önemli mesajlar verdi. Yapılan konuşmalarda Selahaddin’in, Müslümanlar arasındaki ihtilafları önemsemediği, vahdete odaklandığı, sürekli olarak İslam düşmanlarını hedef aldığı, ibadet, zühd, takva, adalet ve liyakata önem verdiğine vurgu yapıldı. Günümüzde de İslam dünyasının Selahaddin’in stratejisini uygulayacak ve zafere inanan liderlere ihtiyaç olduğu ve Kudüs davasının ümmetin davası olduğu kaydedildi.
Telekonferans şeklinde yapılan sempozyumda zaman zaman teknik sorunlar meydan geldiyse de çok verimli olduğu ve bu tür programların devam etmesi gerekir. Moderatörler Suad Yaşasın ve özellikle de konuya hakimiyeti ve zaman zaman Türkçe müdahalesi ile Mısırlı, Fıkıh Usulü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Wasfi Aşur Ebu Zeyd’i tebrik ediyorum. Birde programın sonuna kadar katılım gösteren Filistin Alimler Heyeti Birliği Başkanı Nevvaf Tekruri’yi de tebrik ediyorum.
Bu çalışmaların sonucunda, nesillerimize örnek olan değerlerimizin tanıtılması ve Kudüs’ün özgürlüğe kavuşmasını temenni ediyorum.
Selam ve dua ile…