Geçen hafta Türkiye gündemine sahte içki ölümleri damga vurdu. Dün basına yansıyan rakamlara göre: Ülke genelinde 58 kişi sahte içki nedeniyle hayatını kaybetti. Soruşturmalar kapsamında farklı illerde yakalanan 296 kişiden 78'i tutuklandı.
Bu vaka sonrası öyle bir hava oluşturuluyor ki, sanki içki veya alkolün sahtesi kötüde, gerçeği çok faydalı bir meret gibi gösteriliyor. Oysa içki kötülüklerin anasıdır ve içkiden hiçbir fayda gelmeyeceği gibi, insan nesline zararlı olduğu ayet, hadis, tıp ilmi ve insanlık tecrübesi ile sabittir. Buna rağmen sahtesini yapanlar düşmanlaştırılırken, gerçeği üretenlere teşvik verilmesi ve devlet tarafından üretilip üstelikte reklamının yapılması kabul edilemez. Sahtesini yasaklayıp, gerçeğini sırf ekonomi ve turizm saikıyla yasaklama yerine el üstünde tutulmasını anlamak mümkün değildir.
Sahte içki öldürür de, gerçeği yaşatıyor mu?
Hadi diyelim ki; ALLAH’ın ve Aziz Peygamberinin uyarılarına önem vermiyorsunuz? O zaman YEŞİLAY’ın ve bilim adamlarının uyarılarını dikkate alın.
İşte Yeşilay’ın verdiği bilgiler:
“Alkolün birçok çeşidi vardır. Etanol denilen türü içki olarak tüketilmektedir. İçki olarak tüketilen alkol birçok hastalığa neden olmaktadır. Bunun yanında alkol iradeyi zayıflatır, kişi kontrol kaybı yaşar ve uyuşturucu maddelere açık hâle getirir. Uyuşturucu kullananların yüzde 57’si alkol kullanmaktadır. Alkolden uzak durmak diğer madde bağımlılıklarından korunma noktasında önleyici bir role sahiptir. Dünyada alkol kullanan 2 milyar kişinin 76 milyon kadarı alkol bağımlısıdır. Ülkemizde ilk tüketim yaşı 11’e kadar inmiştir. İlk kullanım yaşı düştükçe ileriki yaşlarda bağımlı olma riski artmaktadır.”
Dünya Sağlık Örgütü’nün 30 ülkede yaptığı araştırmaya göre:
Cinayetlerin % 85’i,
Irza tecavüzlerin % 50’si,
Şiddet olaylarının % 50’si,
Trafik kazalarının % 60’ı,
Kadına şiddet olaylarının % 70’i oranında en etkili unsuru ve sebebi alkoldür.
Yine YEŞİLAY’ın verilerine göre:
Şimdi durum bu kadar açıkken sadece sahtesi ile uğraşmak akıl kârı mıdır? İnsan neslini yok eden, aileleri dağıtan, cinayet, şiddet olayları, trafik kazaları, tecavüzlerin baş sorumlusu olan alkolü sırf birilerinin hoşuna gidiyor diye; ALLAH’ın, Peygamberlerin, tüm dinlerin yasaklamasına ve Tıp ilminin zararlarını ortaya koymasına rağmen, alkolü savunmak şeytana emir eri olmaktan başka bir şey değildir.
2005 yılında yine sahte içki haberlerinin yoğun olduğu günlerde Eyüp Belediyesi’nin Yeşilay Haftası’nda sigara, içki ve bağımlılık sebebi olan diğer zararlı alışkanlıklar hakkında düzenlediği panele konuşmacı olarak katılan ünlü sanatçı Cüneyt Arkın, panelde rakı şişesini kırarak gençleri bu tür maddelerden uzak durmaya çağırmıştı. Arkın, son zamanlarda sahte rakı olaylarının gündemi meşgul ettiğine işaret ederek, içkinin-rakının, yalnızca sahtesinin değil gerçeğinin de insanı öldürdüğünü, bireyden devletin bürokratlarına kadar herkesin zararlı maddelere karşı savaş açması gerektiğini söylemişti.
Aradan bu kadar zaman geçti ancak sigara için takdire şayan adımlar atan hükümet, nedense içki üretilmesi, satışı ve tüketilmesinin yasaklanması konusunda adım atmıyor. Örnek aldıkları Avrupa ülkelerinde bile belli gün ve saatler ile belli yaştakilere satış yasaklanırken, ülke olarak onlar kadar bile olamıyoruz.
2013 yılında Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilay tarafından Dünya Sağlık Örgütü işbirliğiyle düzenlenen 'Global Alkol Politikaları Sempozyumu'nda açılış konuşması yapmıştı. Anayasa'nın 'Gençliğin korunması' matlaplı 58. maddesinin ikinci fıkrasına göre, 'Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirler alır' âmir hükmüne dikkat çekerek, Hükûmet olarak bunun kendi görevleri olduğunu söylemişti.
Şimdi halk olarak bizlerde bu sözün yerine getirilmesini ve Peygamber efendimizin kötülüklerin anası dediği içki, kumar ve insan neslinin düşmanı bütün kötülüklerin ortadan kaldırılmasını talep ediyor ve bekliyoruz.
Selam ve dua ile…