Son dönemlerde Avrupa’da artan İslam düşmanlığına karşı Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından hafta sonu "Uluslararası İslam Karşıtlığı Sempozyumu" düzenlendi. Türkiye başta olmak üzere Pakistan, Mısır, Filistin, Moritanya, İngiltere ve daha birçok ülkeden alim, siyasetçi ve akademisyenin katıldığı sempozyum, pandemi nedeniyle online olarak gerçekleştirildi.
Selamlama konuşmaları ve ilmi sunumlar olmak üzere 2 bölümden oluşan sempozyum, Süleymaniye Camii İmam Hatibi Ayhan Mansız'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmed Göktaş, sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Yeryüzünde en hızlı yayılan dinin İslam dini olduğunu, bu hızlı yayılışın bizzat Batı dünyasının içinde olmasından dolayı, Batı’da İslam karşıtlığının zirve yaptığını belirterek, İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırılar karşısında İslam âlimleri, akademisyenler ve aydınların yanı sıra en önemli görevin İslam ülkelerinin yöneticilerine düştüğünü kaydetti.
Ardından bir selamlama konuşması yapan Filistin Meclis Başkanı Ahmed Bahr, batının her zaman İslam düşmanlığına yönelik uygulamalara imza attığını belirterek, buna karşı tüm İslam ülkelerinin ve İslam toplumlarının beraber durması gerektiğine dikkat çekti.
HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam’da, Batı’da yaşayan Müslümanların Ümmet’in birer ferdi oldukları bilinciyle hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Bütün Müslümanları olumsuz etkileyebilecek faaliyet ve söylemlerden uzak durmalıdırlar… Dünyanın herhangi bir yerinde Müslümanlara zulmedenler veya İslami değerlere hakaret edenler bunun karşılıksız kalmayacağını ve zulüm bitinceye kadar tepkilerin devam edeceğini bilmelidirler…" dedi.
Filistin Ulusal Meclis Üyesi/Filistin Ankara Büyükelçisi Faid Mustafa’da, Müslümanların saldırılara karşı batıya bir ambargo ortaya koyması gerektiğini kaydetti.
Açılış ve selamlama konuşmalarını ardından Moderatörlüğünü Mısır/Dünya Alimler Birliği Mütevelli Heyeti Üyesi Doç. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd'in yaptığı ilmi sunumlara geçildi.
İslam dünyasının tanınmış düşünürlerinden Morintanyalı Dr. Muhammed Muhtar eş-Şankıti, "Nübüvvet Makamına Hakaret Karşısında Şer'î ve Siyasî Strateji" başlıklı sunum gerçekleştirdi.
Eş-Şankıti konuşmasında, “Peygamberimiz ve İslam'a yönelik küfürlere karşı diyalog ve dayanışma içinde hareket etmemiz gerekiyor. İslam'a yönelik saldırılara karşı Müslümanların da bir eylem içerisinde olması gerekir. Müslümanlar, İslami STK'lar ve kuruluşlar İslam'a saldırıları bir fırsat bilerek İslam'ın güzelliğini daha fazla anlatmalı.” Dedi.
Ardından söz alan Prof. Dr. Kadir Canatan, "Avrupa’da İslam karşıtlığının nedenleri" başlıklı bir konuşma yaptı. İslam karşıtlığı konusunun Müslüman kişi ve vakıfların, partilerin, sözde Müslüman ülkelerin hiçbir zaman öncelikli sorunu olmadığını belirten Canatan, neredeyse hiçbir Müslüman ülkenin dış politikasında İslam karşıtlığıyla ilgili bir mücadelenin olmadığını söyledi.
Sempozyumda daha sonra Mısır'dan Doç. Dr. Eşref Dewwabe "Ekonomik Boykotun Ehemmiyeti", İngiltere'den Dr. Abdullah Falık "Avrupa’daki Müslümanlara Yönelik Hak İhlalleri" ve Pakistan'dan Dr. Asıf Lokman Kâdı "İslam karşıtlığına karşı Müslümanlar ne yapmalıdır?" başlıklı birer sunum yaptı. Kâdı, İslam karşıtlığına karşı önceden planlanmış proaktif bir yaklaşımla mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Sempozyum sonunda Peygamber Sevdalıları Vakfı Başkanı Adnan Akgönül, sonuç bildirgesini okudu. 10 maddeden oluşan sonuç bildirgesinde önemli mesajlar verildi:
Avrupa’daki Müslümanlar’ kavramı yerine ‘Avrupa Müslümanları’ ya da ‘Avrupalı Müslümanlar’ kavramının kullanılması, ‘İslamofobi’ kavramı yerine ‘İslam Karşıtlığı’ veya ‘İslam Düşmanlığı’ kavramının kullanılması önerildi. ‘İslam Karşıtlığı’ veya ‘İslam Düşmanlığı’nın hiçbir şekilde Avrupa halkları ile ilişkilendirilemeyeceğine vurgu yapılması da önemliydi.
İslam düşmanlığı ve barbarca saldırılar karşısında Avrupalı Müslümanlara düşen görevler hatırlatılırken, “İslam medeniyeti, tarih boyunca Batı emperyalizmi karşısında insanlığın nöbetini tutmuştur. İslam karşıtı saldırılar sadece Müslümanlara yönelik değil, Avrupalı yönetimler ve halklar için de tehditler içermektedir.” şeklinde nokta atışı tespit yapılması önemliydi.
Bildirgede, Batı’da görülen İslam düşmanlığı; aynı zamanda medeniyet düşmanlığı bağlamında değerlendirilmesi, İslam ümmetinin İslam karşıtlığı veya İslam düşmanlığına başvuran yönetimlere yönelik ekonomik boykotun, önemli sonuçlar doğuracağına vurgu yapıldı.
İslam düşmanlığını bilinçli olarak bir strateji olarak uygulayan ve sürekli vites büyüten İslam düşmanları karşısında, bizler samimi bir şekilde İslam’ı hakkıyla sahiplenip Müslüman olmanın gereklerini yerine getirirsek, şeytan ve dostlarının yerle yeksan olduklarını göreceğiz inşallah.
Selam ve dua ile…