‘’Mülkü elinde bulunduran Allah yüceler yücesidir ve onun gücü her şeye yeter.’’ -Mülk Suresi: 1- ‘’Adalet mülkün temelidir.’’ Hz. Ömer. Mülk kimin elinde ise yönetimde onun elindedir. Bir memlekette adalet varsa her sıkıntının üzerinden gelinir. Adaletin olmadığı yerde anarşi başlar. Halk memnun edilemez. Halk içinde huzursuzluk fazla ise, adalet azdır.
İslam dininde Adalet, her şeyden önce tutulmuştur. Adaleti, yapılacak işlerin temeli olarak kabul etmiştir. Adalet, sistemlerin temel prensibidir. İslam dini şahitlikte dahi Adil olmayı prensip edinmiştir. ‘’ Ve işte böyle, sizi ortada yürüyen bir ümmet kıldık ki, siz bütün insanlar üzerine adalet örneği ve hakkın şahitleri olasınız.’’ -El Bakara Suresi: 143-
"Hem aranızda doğruluğuyla ( adaleti ) tanınmış yazı bilen biri yazsın.’’ -El Bakara Suresi: 282-
‘’Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.’’ -Nahl Suresi: 90-
‘’Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun.’’ Nisa 135. ‘’Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.’’ -Nisa Suresi: 58-
Adaletin olduğu ülkelerde yolsuzluk olmaz. Hırsızlık olmaz. Talan ve saldırılar olmaz. İnsanlar güven içinde olurlar. Adaletin olmadığı yerlerde insanlar hakları olmayan şeyleri ele geçirmek için her türlü yola başvururlar. Yolsuzluk yaparlar. Hırsızlık yaparlar. İnsanların malına, canına ve namusuna musallat olurlar. İnsanların elindeki bütün değerleri kendilerine almaya çalışırlar. Adalet, insanların yönetime ve yöneticilerine güven duymalarını sağlar. Adalet, olmadığı zaman, insanlar kendi yöneticilerine güven duymazlar. Bir memleket adalet ile yönetilmiyorsa yıkılmaya mahkum olur. İnsanlar aç yaşayabilirler. Elbiseleri yırtık olabilir. Gelirleri az olabilir. Bundan dolayı devletlerine baş kaldırmazlar. Ama adalet olmadığı zaman perişan olurlar.Adaletsizlik insanların bütün iyi duygularını ortadan kaldırmaya sebep olur. Bir devlette adalet varsa yöneticiler zengin olamazlar. İdareciler milletin malını kendi çevrelerine dağıtamazlar. Hakimler milletten rüşvet alarak haksızı haklı, haklıyı haksız duruma düşüremezler. Bir memlekette adalet varsa devlet başkanı ile halk aynı seviyede yaşar. Hatta bazen halk devlet başkanından daha konforlu bir yaşantı bile sürdürebilir.
Devlet başkanı veya Devleti temsil eden yöneticiler halk gibi yaşarlar. Bu yüzden tarihte adaleti ile meşhur olan Hz Ömer, insanlar arasında oturduğunda yabancı olanlar onun halife olduğunu bilmezlerdi. Giyimi ve yemeği ile onlar gibi yaşardı. Bir seferinde gittiği bir yerde kendisine güzel bir yemek ikram edilince bu herkese veriliyor mu diye sorar. Onlarda hayır. Biz fakiriz deyince, o zaman ben de bunu yemem der. Tarihe mal olmuş olan yöneticiler halklarının hizmetinde bulunmuşlardır ve onlar gibi yaşamışlardır. Eğer bir yerde devlet başkanı ile halk aynı şekilde yaşıyorlarsa, halkın itirazı olmaz. Ama halk perişan, aç bir şekilde ise ve yöneticiler, idareciler, ileri gelenler bir elleri balda bir elleri yağda, yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında ise o zaman halkın onlara karşı saygısı kalmaz. Halk onları sevmez. Halk kendi yöneticisini sevmeyince hiç bir gelişme olmaz.
Devlet, Güvenliği ilgilendiren konular hariç yaptığı her şeyde şeffaf olmalıdır. Memur, işçi alımı ile ihalelerde şaibeden uzak olmalıdır. Hilesiz kura veya soruların çalınmadığı sınavlarda sıkıntıda olan biri kazanmasa bile tepki göstermez ve kısmet değilmiş deyip susar.
Devlet her şeyden önce adaleti halkının arasında tesis etmelidir. Eğer adaleti halkın arasında tesis ederse, o zaman insanlar devletlerinden razı olurlar ve devlet onlardan bir şey istediği zaman seve seve verirler. Adalet, hava, yemek ve sudan daha önemlidir.