Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in müjdelediği şekliyle; “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş” müjdesi olan içinde nice hayırları ve Kur’an’ın indirildiği Kadir gecesini barındıran Ramazan Ayı’na girmenin sevincini maalesef bu yılda korona salgını nedeniyle buruk yaşıyoruz.
Nurlu gölgesi üzerimize düşmeye başlayan, bütün mevcudat için rahmet, mağfiret ve kurtuluş iklimi olan Ramazan ayı, 11 Nisan Pazartesi (bu akşam) kılınacak teravih namazı ve ilk sahur ile başlıyor.
Cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincire vurulduğu Ramazan ayının Kur’an ve ibadet ayı olduğu bilinci ile bütün sıkıntılara rağmen idrak ve ihya etmeye çalışalım. Ramazan ibadet ayıdır. Ramazan ümmetin ayıdır. Ramazan Kur’an ayıdır. Ramazan oruç ve Kur’an ile dirilme ayıdır. Ramazan iyilik, yardımlaşma ve dayanışma ile insanlığın kemale erme aydır.
Korona salgını ve ümmet coğrafyasının içinde bulunduğu sıkıntılı vaziyet karşısında, manevi bir ilaç ve reçete olması temennisiyle Ramazanı hayatımızda bir dönüm noktası ve fırsat olarak kabul edip, hayatımıza bir çeki düzen verelim. Ramazan ve oruç ibadetini tefekkür, sabır ve arınma eğitimine dönüştürelim. Hep birlikte dilimizi, kalbimizi ve bütün hayatımızı Ramazanın ve orucun manevi atmosferine uygun hale getirelim. Kur’an’ı okumaya ve anlamaya her zamankinden daha fazla vakit ayıralım. Oruçlarımızı bilinçli bir şekilde tutalım. Yalnız midemize değil, dilimize, elimize, gözümüze ve gönlümüze bizleri tüm kötülüklerden koruyan bir kalkan olması şuuruyla oruçtan zevk alalım.
Bir ay önce tekrardan kontrollü normalleşme ilan edilerek birçok alanda açılım yapılırken vakaların artacağı zaten belli idi. Bu süreçte siyasi parti kongreleri başta olmak üzere birçok alanda olmadık görüntüler ortaya çıkmasına rağmen sesi çıkmayanların, Ramazan ayı gelince birden akıllarına tedbirler geldi.
Korona salgını bahanesiyle bu yılda ramazan şiarının önde gelen ibadetlerinden olan teravih namazını camilerde yasaklanması nedeniyle kılamayacağız. İlk olarak 30 Martta teravih namazı ile ilgili olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Gerekli tedbirler alındıktan sonra camilerde teravih namazı kılınabilir." Şeklinde açıklama yaptı. Hemen ardından CHP sözcüleri başta olmak üzere malum İslam düşmanı kesim koro halinde bunun salgınla mücadeleye zarar vereceğini ve camilerde teravihin kılınmasının yasaklanmasını istediler. “Nedense camilerle ilgili talepler cami dışından geliyor” sözü bir kez daha yerine geldi. Sanki gitme zorunluğu varmış gibi. İstemeyen gelmesin kardeşim. Ama yok, onlar camilerin kapatılmasını ve kimsenin gitmemesini istiyor ve maalesef hükümette onlara uyuyor. Kongreler, toplu taşımalar, eğlence partileri vs. yerlerde salgın bulaşmıyor da, virüs camilerde bulaşacak öyle mi? Bir başka tezatta vakit namazlarını camilerde kılacağız ancak teravihi kılamayacağız.
9 Nisan Salı günü 2021 Yılı Ramazan Ayı Faaliyetleri Tanıtım Programı’nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan temasını “Şifa Ayı Ramazan” olarak açıkladı ve salgın nedeniyle teravih namazlarının evlerde kılınmasının daha uygun olacağına karar verdiklerini söyledi. Buyurun buradan yakın. Oruç tutmayanlar orucumuza, namaz kılmayanlar namazımıza pranga vurmaya kalkıyorlar ve başarılı oluyorlar. Bırakında rahmet ayını gönlümüzce ihya edelim. Size ne bizim namazımızdan-orucumuzdan? Her türlü etkinlik, miting ve kongre serbest, lakin teravih namazı yasak öyle mi? Batsın sizin bu İslam düşmanı anlayışınız! Ve batsın (Ey ezikler) sizin de bu korkakça tavrınız!
Bizler hiçte iyi niyetli olmayan bu tavırlara rağmen, evlerimizi mescide çevirerek, ailece namazlarımızı cemaatle kılma, Kur’an tilaveti, infak ve dayanışma ruhu ile ramazan ruhunu hâkim kılmaya çalışalım. Ramazanı en güzel ve verimli şekilde ihya ve istifade etmenin gayreti içinde olalım. Bu sıkıntılı sürecin bir an önce son bulmasını, afet ve salgınların olmadığı nice ramazanlara kavuşmamızı Rabbimizden niyaz edelim.
Selam ve dua ile…