‘Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.’ (İsra Suresi: 23)
Babanın yapacağı en önemli işlerden birincisi çocukları arasında adaletli davranmasıdır. Sevgide, mal dağıtımında ve sorumluluk vermede adaletli olmalıdır. Çocuklarının bazılarına çok iyi davranıp bazılarına kötü davranmak ileride baba ile oğul arasında sıkıntıların oluşmasına sebep olur. Çevremize baktığımızda şunu görürüz: Birçok baba yaşlılık zamanında kötü davrandığı oğlunun yanına gidiyor. Kuvveti yerinde iken malını ve imkanlarını sunduğu çocukları yaşlanma esnasında ona bakmıyorlar. Düştüğü zaman ise hiçbir imkan sunmadığı oğlunun yanına sığınıyor. "Baba cennetin orta kapısıdır. Dilersen bu kapıyı terk et, dilersen muhafaza et." H.ş. Baba, çocuklarının ona ihtiyaç duyduğu zamanlarda onlara kötü davranmışsa, onları döverek şefkat ve merhametinden mahrum bırakmışsa veya elindeki maddi imkanları bazı çocuklarına ya da millete sunmuş ve elindeki bütün imkanları heder ettikten sonra muhtaç hale geldikten sonra dışladığı çocuğuna sığındığı zaman bu çocuk ona baksa bile mutlu ve iç huzurla bakar mı? Baba, bu kapıyı çocuklarının yüzüne eskiden yaptığı hatalarla kapatmamalıdır. Çocuklarına şu sözü söyletmemelidir: Babamın elinde imkan varken diğer çocuklarına verdi. Benim yüzüme bakmadı. Hatta benden alıp onlara verdi. Şimdi düşünce onlar bakmadı ve yanıma geldi. Bu evlat Allah korkusundan ona baksa bile sürekli içinde bir sıkıntı olur. Bir babanın en önemli görevi çocuklarına İslami bir terbiye ve kültür verip onların arasında adaletle davranmasıdır. Şu çocuğum hakkından çıkıyor. Malımı diğer çocuğuma vereyim düşüncesinde olmamalıdır. Bu hareketleri ile hem de çocuklarının arasında küsmelerin olmasına sebep olur. Hem de çocuklarının ona tavır takınmasına sebep olur.
Kız çocuklarının hakkını vermelidir. Allah kız çocuklarına hangi hakkı vermişse o hak verilmelidir. Erkek çocuğuna mirastan pay veren Allah, kız çocuğuna da pay vermiştir. Allahın taksimine baş kaldırmayalım.
İleride, çocuk annesiyle kötülenmemesi için, evladına anne olacak kızı, iyi yerden seçmelidir. Saliha olmasına dikkat etmelidir!
(Çocuğu güzel terbiye, evladın babasındaki haklarındandır.) [Beyheki]
Çocuklara beddua etmemelidir. İbni Mübarek hazretleri, çocuğunu şikayet edene, (Çocuğa beddua ettin mi?) dedi. O da, evet deyince, (Çocuğun ahlakını sen bozdun) buyurdu. Çocuğu helal gıda ile beslemelidir! Haram gıdanın etkisi çocuğun özüne işler, çocukta uygunsuz işlerin meydana gelmesine sebep olur. Hadis-i şerifte (Yiyip içtikleriniz helal, temiz olsun! Çocuklarınız, bunlardan hasıl olur) buyuruldu.
(Hediye verirken çocuklarınız arasında eşitliğe riayet ediniz!) [Taberani]
Bir adam, Hazret-i Ömer’e, oğlunu şikayet eder. Hazret-i Ömer, bu kimsenin oğluna der ki:
- İmandan sonra birinci vazifemiz ana babanın kalbini kırmamaktır. Onlar ne kadar kötü olsalar da, yine her şeyin üstünde hakları vardır. Onların kalbini kıranın ibadeti kabul olmaz. Müslüman doğmamıza ve Müslüman yetişmemize sebep olan ana babamızın kalbini kırarsak Cennete nasıl gireriz? Onlar bize hakaret etse de, yalvararak gönüllerini almamız lazımdır. Müslüman ana babamız, bizden razı olmadıkça, Allahü teâlânın sevdiği kulu olmak çok zordur.
Çocuk Hazret-i Ömer’e der ki:
- Ya Emir-el-müminin, söylediklerini aynen kabul ediyorum. Fakat çocuğun ana babası üzerinde hiç mi hakkı yoktur?
Hazret-i Ömer buyurdu ki:
- Evet çocuğun da hakkı vardır. Evlenirken çocuklarına anne olacak kızı veya kadını iyi aileden seçmesi, çocuğa güzel bir isim koyması ve dinini öğretmesi gerekir.
Çocuk, Hazret-i Ömer’e şöyle cevap verdi:
- Babam, bana terbiye nedir öğretmedi. Anam ise, zenci bir mecusinin kızı idi. İsmimi “Karaböcek” koymuş ve Allah’ın kitabından bana bir harf bile öğretmedi. Maalesef dinim hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Hazret-i Ömer, çocuğun babasına dedi ki:
- Gelmiş, bir de bana oğlunu şikayet ediyorsun; halbuki sen onun hakkını çiğnemiş ve o sana kötülük etmeden, sen ona kötülük etmişsin.
(Hepiniz, bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, siz de evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara Müslümanlığı öğretmezseniz, mesul olursunuz.) [Müslim]
Baba, babalık vazifesini tam yerine getirmelidir.