Şu mesajlaşma uygulamaları üzerinden hepimiz, birbirimize videolar atıyoruz ya. Kimisi komik, kimisi duygusal, kimisi ise ibretlik…
Kimisinin de kelevajî olduğunu belirtelim.
Geçenlerde bana ibretlik bir video atıldı. Videonun içeriğini sizlerle paylaşmak istiyorum. Siyer-i Nebi’den günümüze ışık tutan çok güzel bir ders vardı videoda. Çok farklı bir bakış açısı olduğunu ve nokta atışı bir tespit olduğunu, okuduğunuzda bana hak vereceksiniz.
“…eğer siz de Kudüs’e yardım etmek isterseniz, bundan sonra anlatacaklarımı çok iyi dinleyin. Peygamber Efendimiz Hayber’de Yahudileri kuşatma altına almıştı. Ama onlar muhkem evlerine, kalelerine çekilmişler, bugün demir kubbe dedikleri savunma sistemlerini o gün kurmuşlardı. Evleri sağlam, kaleleri yüksek ve ulaşılması da imkânsızdı. Peygamber Efendimiz ve sahabe bir süre dışarıda bekledi ama bir türlü savunma hattını yaramadı. Çünkü onlara ok atsan geri dönüyor, taş atsan yetişmiyordu. Evleri aşılmıyordu, duvarları yıkılmıyordu. Yahudiler kalelerinden bir türlü çıkmıyordu. Müslümanların da stoğu bitmek, moralleri tükenmek üzereydi. Günlerce beklerdiler ama nafile.
Bu uzun bekleyişten sonra Peygamber Efendimiz yeni bir strateji geliştirdi. Yahudilerin hurma ağaçları kesilecekti. Yahudilerin ekonomik kaynakları birer birer kesilecek, servetleri devrilecek, gelecekleri köklerinden kazınacaktı. Çünkü Yahudiler için mal, para, servet, zenginlik her şeydi. Ağaçlar kesildikçe Yahudiler kahroluyordu. Bundan sonra burada kalmanın bir anlamı yok, diyorlardı. Henüz birkaç ağaç kesilmişti ki pes etmek zorunda kaldılar. Nihayetinde anlaşma yoluna gittiler ve taşıyabildikleri yükle bölgeyi terk etme kararı verildi.
Sen de bugün Kudüs için, Mescid-i Aksa için bir şeyler yapmak istiyorsan, bir ağaç da sen keseceksin. Bugün sövsen sesin Yahudi’ye ulaşmaz. Taş atsan İsrail’e ulaşmaz. Ok atsan, Tel Aviv’e yetişmez. Dişlerini sıksan kimsenin umurunda olmaz. Ama sen Peygamber Efendimizin stratejisini uygulayabilirsin. Al eline baltayı kes Yahudilerin ağaçlarını. Nasıl mı? Evine giren her Yahudi malı bir ağaçtır. Kullandığın Yahudi malı deterjanlar, içtiğin kola, her Yahudi markası bir ağaçtır. Yani Yahudilerin her ürünü bugün bir ağaçtır.
Kudüs savaşına katılmak istiyor musun? Mescid-i Aksa’yı buradan muhafaza etmek istiyor musun? Öyleyse al eline boykot baltasını ve kes Yahudilerin ağaçlarını. Alış-veriş listeni tekrar gözden geçir. Mutfağına gir ve kullandığın yiyeceklerin markalarını tekrar kontrol et. Banyodaki temizlik ürünlerine bir göz at. Gücünün yettiğini yap, eğer gücün bir yaprak koparmaya yetiyorsa onu kopar. Bir dal kırmaya yetiyorsa onu kır. Bir ağaç devirmeye yetiyorsa onu devir. Zira kim zerre miktarı bir iyilik yaparsa karşılığını bulur, diyor Rabbimiz. Elbette zalimin yaptığı yanına kâr kalmayacaktır. Sen ayağa kalkarsan Kudüs bizim olacak.”
Video burada bitiyordu. Bir not ekleyerek bitirmek istiyorum; Müslümanların birliğini sağlayacağı söylenen Hz. Mehdi de gelse Müslümanların, “Mehdi’dir” “Mehdi değildir” tartışmasını başlatacağını ve Müslümanların bu konuda da ihtilafa düşüp bir olmayacaklarını düşünüyordum. Müslümanlar Kudüs konusunda gösterdikleri hassasiyetten sonra birlik olmaları yönünde olumlu bir sinyal verdiler. Bilim adamlarının bazen Mars’tan sinyal aldıklarını belirttikleri haberlerdeki gibi bir sinyal olmasa bari…
Cihad hiç bu kadar kolay olmamıştı, diye bir ekleme daha yapsam mı?