Dört elle sarılmak deyimi, yapılan veya yapılacak işe sahip çıkmak, bu işi özen göstererek yapmak anlamına geldiğini biliyorsunuz, bu deyimi duymuşsunuzdur. Ama “İşe dericesine sarılmak” deyimini ilk kez duyduğunuzu söyleyebilirim. Bildiğiniz gibi her deyimin bir hikâyesi vardır. Size bugün ilk kez duyduğunuz “İşe dericesine sarılmak” deyiminin hikâyesini anlatacağım.
Bekir Develi on sekiz, on dokuz yaşlarında iken başından geçen bir anısını şöyle anlatır; “Bir akrabamın firmasında çalıştığı zengin bir işadamını Adana’dan İskenderun limanına götürmem icab etti. Adamın şoförü rahatsızdı. Zengin adamın arabası Mercedes… İlk kez bir Mercedes’e bineceğim. Adam geldi, ayağında rugan ayakkabı, takım elbisesi hayatımda görmediğim kumaştan mamul. Neyse adam arkaya oturdu ve İskenderun’a doğru yol aldık. Limana vardığımızda gemilerden indirilmiş, yükleri Afrika ülkelerinde kesilmiş kurban derisi olan konteynırlarla karşılaştık. Artık kaç gün bekletildiyse o kurban derileri öyle bir kokuyordu ki sormayın. Meğerse getirdiğim zengin işadamı da, deri tüccarıymış. Derilerin kalite kontrolünü yapmak için adam paçalarını sıvayıp derilerin arasına daldı ve çok kötü kokan o derilerin birisini alıp bakıyor, bırakıyor sonra da diğerini alıyordu. Ben de kokuya dayanamadığım için oradan uzaklaştım. Bu onun dikkatini çekti, beni çağırdı ve bir soru sordu; kötü kokuyor değil mi? Ben de hem de nasıl! Hayatımda böyle kötü bir koku görmedim, dedim. Sonra da leşten daha kötü kokan bir deriyi yerden alıp sarılır gibi yapıp burnuna götürdü ve bir gül demeti, bir nergis demeti kokluyor gibi yapıp kokladı, içine çekti ve şunları söyledi: “Oğlum! Bu benim ekmeğim. Bu beni namerde muhtaç etmeyen rızkım. Bu bana namussuzun kapısını çaldırmayan şey. Bu, hastalıklarımızı, hastalarımızı tedavi etmemizi sağlayan şey. Bu, helal rızkımız. Bu, benim ve çocuklarımın geleceği. Bu, benim ekmeğim” dedi.
Evet, yazımın başlığı “İşe Dericesine Sarılmak” idi. Ve bu deyimi ilk kez duyduğunuzu söylemiştim. İlk kez duydunuz çünkü böyle bir deyim yok. Ben uydurdum. Belki de ileride deyimler arasında yer alır da bizim de deyimler dünyasına bir katkımız olur.
Dersler:
1-İşe dört elle sarılan hayatta başarılı olur, işe dericesine sarılan ise efsaneler yazar.
2-Dünya işlerine dericesine sarılanlar, dünya işlerini yoluna koyar.
3-İşe dericesine ve kokusunu severek sarılanların hedefini ıskalaması imkânsızdır.
4-İşine dericesine, yani tutku ile sarılırsan, kokuyu almazsın.
5-Kişinin beğenmediği, gönül vermediği bir işe dericesine sarılması imkânsıza yakın bir hal olduğu gerçeğini de göz ardı etmeyelim.
6-Rızkını kazandığın deri ise, işine dericesine sarılacaksın.
7-İşlerine dericesine sarılanların ellerine sağlık. Her şey dönüp dolaşıyor, “Allah yaptığınız işi en güzel şekilde yapmanızı emrediyor ve Allah yaptığınız işi sağlam ve iyi yapmanızdan hoşnut olur” hadisi şeriflerine çıkıyor. -Taberâni el-Mu’cermil-Evsat, 1/275-
8-Hadisi şerifte de “Yaptığınız işe dericesine sarılın” manası olduğunu da belirtelim.